Dizleri Kanayan Kız

Kuzen

Bölümler geciktiği için üzgünüm. Bunun açıklamasını sonda yaptım. Merak eden oraya bakabilir. Artık her hafta yeni bölümümüz olacak.
İyi okumalar.
-----------------

Korkuyla Hazer'e doğru sokulduğumda onun bunu garipsediğine emindim ama bu umurumda değildi. Karşımda duran adamdan inanılmaz derecede korkmuştum. Hazer ve Aras yanında melek gibi görünüyordu.

Cenk Varol o kadar korkunç bakışlara ve mimiklere sahipti ki gözlerine uzun süre bakamamıştım. Bana bir canavarı anımsatmıştı. Dehşet verici bir enerjisi vardı.

"Korkma küçük, ısırmam." dedi yandan bir gülümsemeyle bana baktığında. Bu, Hazer'in koluna sıkıca yapışmama neden olmuştu. Korktuğumu nasıl anlamıştı?

"Onunla konuşmayı bırak, göz temasına bile girmeyeceksin. Seni yok ederim Cenk." demişti Hazer beni arkasına çekerken.

Cenk Varol bir kahkaha patlattı. "Dışarı."

Verdiği emirle bütün korumalar odayı boşaltırken bu adamın neden bu kadar korumaya ihtiyaç duyduğunu anlamamıştım. Hazer ve Aras'ın iki korumayla öylece yaşaması garip gelmişti.

Ya kendilerine fazla güveniyorlardı, ya da basit düşüncelerimden çok daha fazlası vardı.

"Kuzen." dedi Cenk Varol psikopat bakışlarını Hazer'e diktiğinde. "Bir türlü ölmüyorsun."

Hazer erkeksi bir gülme sesi çıkarttı. "Senin adamların çok kolay ölüyor ama."

"Cık cık cık. Seni burada yirmi silahla kurşun yağmuruna tuttursam böyle diyebilecek misin?" Cenk'in dedikleriyle Hazer'in önümdeki bedeni iyice kasılmıştı.

"Şaka da anlamamaya başlamışsın." diye devam etti Cenk. "Sana yolladığım küçük sürprizde seni gerçekten öldürtecektim ama. Sonrasında elime birkaç fotoğraf geçti. Evindeki genç bir kızla alakalı. Doğrusu şaşırdım kuzen ve araştırttım."

Hazer güldü. "Hiçbir bok bildiğini sanmıyorum."

"Öyle mi?" dedi Cenk Varol ses tınısı iyice sertleştiğinde. "Sarp'ın öldürüldüğünü ama yerine bu kızı ölü gösterdiğini bilmiyor muyum? Seni gebertmem gerek Hazer, benden böyle bir şeyi nasıl saklayabilirsin lan? Sarp'ın sizinle hiç buluşmadığını söylemişsin!"

"Sana birisinin bize tuzak kurduğunu söylediğimde bana inanacak mıydın lan?" diye gürledi Hazer. Sesinde isyan vardı.

"Hayır, inanmazdım. Benden ne kadar nefret ettiğini biliyorum. Bana ne dersen de onu senin öldürdüğünü düşünürdüm. Ta ki olay yerindeki fotoğrafları görene kadar."

"Olay yerindeki fotoğraflar mı?" dedi Hazer şokla. "Ne fotoğrafı?"

Cenk Varol arkasındaki tezgaha yaslandı ve kollarını kavuşturdu. "Konuşmalarınız, sütun düşerken ve kızın kıyafetleriyle Sarp'ınkileri değiştirirken. Her anı fotoğraflamışlar. Sen de hedefmişsin. Bir zarfla elime ulaştı. Bunu yapanı bulduğumda sülalesini kurutacağım."

Hazer bir kahkaha attı. "Bu bir özür mü? Beni öldürtmeye çalıştığın için."

"Hayır, o bir uyarıydı. Seni hala öldürtebilirim."

Derin bir nefes aldım. Psikopatların arasında kalmıştım. Panik atak geçirmeme ramak kalmıştı ve hızlanan nefesim ile bulanıklaşan görüşüm bunu doğrular nitelikteydi. "Baksanıza." dedim bir anda. Konuştuğuma pişman olmam on saniye sürmüştü. İki tehlikeli adamın bakışlarının da bana dönmesiyle geri adım atamayacağımı biliyordum. "Bu bir aile meselesiymiş. Benim hiçbir bokla ilgim yokmuş ve kendi aranızda çözebileceğiniz bir şeymiş. El sıkışın ve barışın. Mutlu aile tablosu!" dedim bir anda. O kadar hızlı konuşmuştum ki Cenk denen herif bana yandan yandan gülmüştü. Devam ettim. "Yani benim buralarda olmam çok anlamsız. Beni bırakın gideyim. Polise falan gitmeyeceğim. Daha fazla katile bulaşmaya niyetim yok. Yemin ederim!"