ESİNTİ(+18)

*2*

Yeni bölümle buradayım.

Hatırlatma...

Odaya doğru ilerleyip kapıyı çaldım gel kamutu gelince kapıyı açıp girdim.
Karşımdaki kişiyle olduğum yerde durdum.

Şaka falanmı bunun burada ne işi vardı. Tesadüfünde bukadarı ama.
İkimizde sadece bakışıyorduk.

Şoku atlatıp konuşmaya başladım.
"Sen"
"Sen"

Hatırlatma bitti...

::::

"Senin burada ne işin var."
"Senin burada ne işin var."

"Beni taklit etme."
"Benk taklit etme."

"Oyunmu oynuyoruz."
"Oyunmu oynuyoruz."

Kolarımı bağlayıp yan tarafa döndüm. Oyun oynuyordu ya benimle. Şaka gibi ya. Sesizliği bozan o adamın yanındaki şahıstı.

"Neler oluyor burada?."
"Ne olacak aref sana anlatığım o kız işte." dedi.
"Sen benim hakımda ne anlatın?"
"Nekadar salak olduğunu."
"Seni boğarım." dedim.

Arefmi demişti o? Aref bey şuan burada ve ben bu adamla kavga ediyorum cidden şakamı. Rezil oldum yetmedi işe alınmadan kovuldum şaheneyim ben.

"Kavga etmeyi kesin ve bana ne olduğunu anlatın sinirimi bozmayın benim." diye kükredi adeta.

"Anlatayım sana aref."
"Ha senmi ben anlatırım sen beni bir saat karalarsın hiç güvenmem sana."
"Gerçekleri anlatmak karalamakamı oluyor? Ozaman karalayacağım."

"İkinizde kesin sesinizi. Barış anlat."
"Tamam. Şimdi sen beni aradın ya acil iş var gel diye. Neyse arabayı hızlı sürüp geliyordum. Karşıda araba gördüm işte ondada bu kadın oturuyordu. Son anda frene basıp durdum bir anda inip ağzına ne geldiyse saydı. Şerefsiz etti beni. Beyinsiz etti. Utanmasa piç derdi."

"Piç olduğunu söylemeyi unuttmuşum özür dilerim." dedim. Bunu sesimi kısık bir şekilde söyledim. "Birşeymi dedin." dedi barış.

Kafamı aref beye çevirdiğimde ise dudağının kenarını kıvırmış bana bakıyordu. Ona baktığımı görünce düzelti kendini.

"Demek öyle."dedi aref bey. Aref beye dönüp konuşmaya başladım.
"Bu arada kendimi tanıtayım ben Arel Aksay. Sizin şirkete avukatlık için gelmiştim görüşme yapacaktık. Bu aksilik olmasaydı tabi." dedim.

"Konuyu kapatın. Şimdi Arel hanım sizinle bir toplantıdan sonra görüşmek istiyorum."dedi aref bey.
"Peki toplantı uzun sürermi aref bey."
"Bir saat kadar sürecek. İstersenin burada bekleyin yada yarına alalım görüşmeyi." dedi aref bey.

"Sorun değil beklerim." dedim.
"Peki ozaman sizinle pınar ilgilenecektir."
"Tamam." dedim.

Aref bey çıkınca odada barış denen bela canavarıyla tek kalmıştık. Birbirimize sertce bakıyorduk. Ve ben şuan eminimki ona atlayacak gibi bakıyorumdur. Düşünmüyor değilim atlayıp boğmak iyi fikir. Bir süre böyle devam etti.