44

5.1K 308 101
                                    

"Alpay?" Ağzımdan dökülen isim gözyaşlarımda boğuldu. Ayaklarım sanki boşluğa düşmüştü.
O yaşıyordu. Elimle sıkışan kalbimi tutarken derin nefesler almaya çalışıyordum. Vücudum sanki yanıyordu.
O bu zamana kadar yaşıyor muydu? Öldü demişlerdi. Bana o gece veda etmişti. Ama şu an tam karşımdaydı.
Kalbimdeki sızı büyürken gözlerim yavaş yavaş bulanıklaşıyordu.

...

Her şey bir rüyaydı. Biliyordum. Gözlerimi açtığımda o olmayacaktı. O öldükten sonra bunu kaç defa yaşamıştım.

Aç gözlerini.

Gözlerimi yavaşça aralarken loş ışık odayı aydınlatmaya devam ediyordu. Burada olduğuma gö-

"Kimsin sen?" Kafamı hızla çevirdiğimde gözleri gözlerimi buldu. O yaşıyordu. Bu bir rüya değildi. Koskoca iki sene onsuz zehir gibiyken o beni bırakıp gitmişti.

Sana kimsin sen dedi.

Gözlerimden bir kez daha yaşlar akarken o ise tehditkar bakıyordu. Sanki yabancıymışım gibi.

"Alpay kim?" Koltukta oturur vaziyette bana bakarken yüzünü inceledim.

"Sen yaşıyorsun." Dediğime kaşları çatılırken suratımı inceliyordu.

"Sana kimsin dedim." Ben kim miyim?  Anlamsızca suratına baktım. Ben karıştırmış olamazdım. O Alpay'dı. Bundan emindim.
Sarılmak istiyordum ona. Bu bir rüyaysa eğer bitmesin istiyordum. Ayağa kalkıp ona doğru ilerlerken doğrulttuğu silahla olduğum yerde kaldım.

"Sakın yaklaşma." Boğazıma yumru oturmuştu. Ben kafayı yememiştim değil mi? O Alpay'dı. Sevdiğim adamdı. Karşımda capcanlı duruyordu. Peki ya neden bana o silahı doğrulttu? Ben onun Tutku'su değil miydim? Ne oluyordu?

Belki de bir hayaldir.

"Vur beni." Ağzımdan çıkan cümle yüzünü garip bir hal aldırırken yalvarırcasına baktım ona. Eğer hayal değilse bu acıyı hissederdim.

"Lütfen vur beni!" Önüne çöküp yalvarmaya başladım. Çığlıklarım odaya dolarken gözyaşlarıma hakim olamıyordum.
Lütfen hayal olmasın. Lütfen. Onu bir daha kaybedemem.

"Doğan!" Odaya giren adam kollarıma girerken hızlıca ittim onu. Geriye yalpalanırken Alpay'ın kolunu tuttum.

"Benim, Tutku. Sevdiğin kadın." Ellerini sıkıca tutarken Doğan dediği adam belimden tuttu. Beni çekiştirirken ayağımın tersiyle karnına tekme attım. Adam acıyla inlerken üzerimdeki elbisenin askılarını omzumdan attım. Elbise üzerimden düşerken gözleri vücudumdaki yara izlerinde dolaştı.

"Bunlar senin izlerin Alpay." Elim omzumdaki yarayla karnımdaki yaraya gitti.

"Bunlar seni hatırlamama sebep olan şeylerden birkaçı sadece. Bizim bir bebeğimiz var Alpay." Gözleri anında gözlerimi bulurken acıyla gülümsedim.

"Doğan çık odadan." Doğan denen adam yanımızdan ayrılırken sakince ayağa kalktı.

"Sana bir şans veriyorum. Bu binadan çıkıp gideceksin. Ve bir daha gelmeyeceksin buraya. Duydun mu beni?" Yerdeki elbiseyi alıp üzerime atarken kolundan tuttum.

"Sözünü tut Alpay."

"Alpay kimse git ondan söz dilen." Dediğinde kolunu daha çok sıktım.

"Sen Alpay'sın. Bana daha fazla oyun oynama. Beni ne halde bıraktığının farkında mısın? İki senedir acı çekiyorum ben."

"Sabrımı sınıyorsun. Sana bir fırsat vermişken git buradan." Eğer ölmediyse Acar neden öldü demişti? Ben anlamıyordum. Şu an karşımda duran kişi Alpay değilse başka kim olabilirdi?

DUYGUNUN ÖTESİNDE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin