Herkese Merhaba. Aslında bir kitap yazmak aklımda yoktu. Ben genelde şiir yazar ve okurum. Ancak içimden böyle bir yazı yazmak geldi ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz.
Başladığınız tarihi buraya yazabilirsiniz.
Fotoğraf Filtreleri günümüzde çok yaygınlaştı ve birçok kişi bu filtreleri kullanmadan fotoğraf çekinemiyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri de sosyal medya. Sosyal medyadaki "instagirl" diye tabir ettiğim kızları görüyorsunuz ve "Off kıza bak be ! Taş gibi. Bir de bana bak" diyorsunuz. Yüzünüzde veya vücudunuzda bulunan sevmediğiniz yerlerinizi kabullenmek yerine kendinizi aşağılıyorsunuz. Bu sevmediğiniz şeyleri bir "kusur" olarak görüyorsunuz. Örneğin, yüzünüzdeki sivilcelerden birçoğunuz rahatsızlık duyuyorsunuz ve aynaya baktığınızda sadece sivilcelerinize odaklanıyor ve kendinizi sevmiyorsunuz hatta bazı insanlar kendinden nefret ediyor.
Siz o sivilcelere odaklanarak yüzünüzdeki diğer güzellikleri görmezden geliyorsunuz. Gözlerinizin, saçınızın, kirpiklerinizin, yüzünuzdeki simetrinin ve daha birçok şeyi gözden kaçırıyorsunuz. Sonra insanlarla bir araya geldiğinizde, bir fotoğraf çekimi olduğunda "ay hayır, beni çekmeyin." diyor ve oradan uzaklaşıyorsunuz.
Bakın sadece sivilce, sivilce sizin mutsuz ve özgüvensiz olmaniza sebep oldu. Sivilce sadece bir süreliğine var ve sizin bir ömür boyu yaşayacağınız psikoljik bozukluklara sebep olabiliyor. Siz bunu bile bile hâlâ sivilcelerinize odaklanacak mısınız ? Bilinçli, aklı başında bir insansanız cevabınız hayır olacaktır, eminim.
Sıklıkla en çok rastadığimız ve rahatsızlık duyduğumuz şeylerin çoğu zaman başlarında "sivilce" geliyor. Bu sebeple sivilceye örnek verdim.
Şimdi bu yazıyı okurken "ah, tabi güzel kızlar ve sivilcesi olmayanlar böyle söylüyorlar." diye düşünebilirsiniz. O halde biraz kendimden bahsedeyim. Okulumda fiziksel özelliklerim yüzünden zorbalığa uğradım. 9.sınıfta kaşlarımla dalga geçtiler, kaşlarımı aldırdım. Çok saçma bir şekilde bir kız bana "saçların çok uzun yaa, keko kızlar gibi" dedi, saçlarımı kestirdim. "Senin sesin ne kadar da tuhaf" dedi bir çocuk, bu sefer de evde ses çalışmaları yapmaya başladım. "Acaba sesimi nasıl değiştirebilirim ki?" dedim kendime sürekli. Giyim tarzımı beğenmediler, onlar gibi kalçanızı iyice gösteren pantolonlardan giydim. Ve daha fazlası...
Ben insanları memnun etmeye çalıştıkça kendim olmaktan çıktım. Şimdi istediğimi giyiyorum, kaşlarımı hâlâ alıyorum çünkü "ben" böyle daha çok beğeniyorum. O beğenmedikleri sesimle doyasıya şarkı söylüyorum, saçlarımı istediğim gibi şekillendiriyorum.
Sürekli efekt ve filtreler ile fotoğraf çekinirdim. Filtreyi ve efekti hayatımın bir parçası haline getirmiştim. Şimdi ise filtre ya da efekt kullanmıyorum ve kendimi böyle daha çok seviyorum.
Sizin kendinizde beğenmediğiniz şeyler olabilir ama o beğenmediğiniz şeyler de size ait. O beğenmediğiniz yerleri şefkatle, sevgiyle sevin ve o bölgelerinizi sanki sizin değilmiş gibi dışlamayın. Güzellik algılarına uymak zorunda değilsiniz. Büyük göğüslü, büyük kalçalı, dolgun dudaklı, pürüzsüz ciltli olmak zorunda değilsiniz.
Şuan neredeyse herkes güzellik algılarına uymak için âdeta yarış halinde. Şimdi çevrenizi iyice gözlemleyin ve sosyal medyaya bakın. Herkes birbirine benziyor. Öyle değil mi ? Botokslar, dudak dolguları ve daha birçok şey. Herkesin herkese benzemeye çalıştığı bu dünyada, siz yalnızca kendiniz olun. Kendinizi herkesten ve her şeyden çok sevin ve değer verin.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Hoşçakalın.