tam senin gülümsediğin eski bir günün eski bir saniyesinde paramparça olacağım.

59 8 2
                                    

taehyung daha önce hiç olanları doğru düzgün anlatmamıştı. şimdi ise, buna biraz olsun heveslense de diline varmıyordu yıllarca içine tıktığı tüm kesif hisler. ikisi de, jeongguk'la ayrı ayrı anılarını anımsayıp yüreklerine sancıların saplandığı suskun dakikalar geçirirken taehyung jmin'in sigara paketine el koymuş, kısa sürede küllüğün yarısını doldurmuştu. normalde sigara içmeyen genç adam birkaç boğaz gıdıklayan öksürükten sonra nihayetinde konuşma cesaretini bulmuştu tekrar nefsinde.

"o günü ne zaman düşünsem içim ürperiyor... başlangıcını yani. neredeyse her sabah onunla uyanırdım ama o sabah her zamankinden özeldi sanki. dedim ya, hava önceki günler gibi boğucu değil, kapalı hâlâ ama işte, bilirsin... her zaman olduğu gibi gülümsüyor fakat gözlerime daha bir güzel geliyor onunla ilgili her şey. şefkati, ilgisi bana bulaşacak kadar taşıyor sanki yüreğinden." bir sigarayı daha dibine kadar tüketip söndürdükten sonra uzun parmaklar paketten yeni bir tanesine uzandı. çakmak, loş odada esmer tenini sıcak bir alevle parlatıp hemencecik sönüverdi.

"belki o gün her zamankinden biraz daha neşeliydi, gözleri ufacık daha aşkla bakıyordu benim lanet suratıma, ama o her zamanki jeongguk'tu. farklı olan bendim. sikeyim, sanki... sanki o günün sonumuz olacağını biliyormuşum gibi, jimin. onun öl..." derken devamını getirme mecalini bulamadı nefsinde. yarım kalan cümlesini derin, zehirli bir dumanla tamamladı. jimin, kim taehyung'un ne kadar acı çektiğini her halinden görebiliyordu. özellikle de lambanın cılız ışığında dans eden sinsi gölgelerin ışığında, yanakları her zamankinden daha da içine göçmüş, gözlerinin feri ateşin körüğü kadar solmuş, ölümlü bir canavara benzemişti. arkadaşının sarsılmasına engel olmaya çalıştığı parmaklarıyla sigaranın külünü acele acele vurmasını, kaşlarının bitişene kadar çatılarak boğazını temizleme çabasını izledi. bu, dayanılacak bir görüntü değildi; park jimin de çareyi tüm avucuyla boğazından kavradığı içki şişesinde buldu, umarsızca başına dikti.

"ben onu hiçbir zaman hak etmedim, jimin. bunu sen de biliyordun, joon da, ailesi de... onun dışında herkes bunun farkındaydı fakat... o, tanışabileceği en çirkin adama layık gördü kendini."

"ama onu sevdin."

"ah, sevdim. bir tek de onu seviyorum. çok seviyorum."

"ve onun bildiği de buydu, taehyung. senin aşkın onun için kusursuzdu."

taehyung, bakışlarını arkadaşının yönünden çevirdi. bedenini, parmaklarından yayılan amansız bir titreme sardı. zira, yıllar sonra suçluluk kokan bir gözyaşı, yanağından acı içinde süzülmüştü, kasım çiçeğinin hiçbir zaman öğrenemediklerine.

———

taehyung'un içsel kavgalarından

23 Kasım, 2015

sıradan bir kasım günüydü aslında; rüzgâr hep olduğu gibi bir esip bir duruluyor, güneş bulutların ardından kendini gösterip kaçıyordu köşesine. yanımda, hevesle bir şeyler anlatıyorsun, arada bir bana dönüp dinleyip dinlemediğimi teyit ediyor, dikkatimin dağıldığını görünce düşen omuzlarla suskunlaşıyorsun. hevesini hep kursağında bırakıyorum, dinlermiş gibi yaparken bile hemen seziyorsun benim ilgisizliğimi. oysa şimdi olsa, yüzyıl konuşsan gözümü bile kırpmadan tüm benliğimle dinlerim seni.

sabahki ufak, tutkulu atışmamızdan sonra üzerini değiştirmiştin. saçların ben bozmadan önceki kadar düzenli değildi fakat denemiştin, üzerinde ince, bej bir kazak, kahverengi kabanın, varsıllığını belirten kaliteli kumaşıyla bacaklarına hafifçe oturan pantolonun ve boynuna sardığın koyu yeşil fuların... kirpiklerin yine güzelce kıvrılmış, elmacıklarının üzerinde hafif bir ışıltı, gözlerinde gece gündüz asılı sihirli yıldızlar konaklıyor ancak dudaklarındaki parlaklık gitmiş, yalnızca senin pembeliğin kalmış. içten içe kendime çok fena kızdığımı hatırlıyorum, boğazıma da bir düğüm ilmeklemiştin bilmeden, fakat sesimi çıkarmıyorum. her zamanki gibi umursamıyorum benim için yaptığın en naif incelikleri. sen sadece bana kocaman gülümsüyorsun, yıllar geçse de hâlâ utanıp sıkılıyorsun. on yedisinde kalmış bir çocuk gibi.

ve bir günümüz biter, sızılar başlardı, mj + kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin