Selam.. sizden ricam medyaya eklediğim şarkı ile okumanız. Ben için çok özel bir şarkı olduğu için, anlamı bu bölümle yansıtmaya çalıştım. İyi okumalar♡
*
Çalışırken yeterince yorulduğunu hissetmişti, gözleri kapanmak üzereydi.
Sabah Chan'ın aramasıyla gözlerini açmıştı ve ağızına bir yudum su bile sürmeden evden çıkmış ve stüdyoya gelmişti. Kayıt esnasında sorun yaşadığı için apar topar yanına çağırmıştı kendisini; ihtiyacı olduğundan.
Yeşil takımını giymişti, yeşil bir şort ve üzerine aynı renkteki uzun kollusu. Koyu kahve saçları, deli uykusundan sebep kıvır kıvır olmuştu. Omuzuna çapraz olarak astığı çantasını da yanına almıştı.
Masanın üzerinde destelerce kağıt vardı, az önce kolunun çarpmasıyla birden bire büyük kahve lekeleri olan.
Changbin mahçup olsa da bu Chan'ın sinirlenmesinin önüne geçmemişti.
"Tanrı aşkına Changbin neden gerizekalı gibi davranıyorsun? Sen hiçbir şeyi beceremez misin?"
Eğer onun önünde ağlarsa, zaten bozuk olan morali daha da bozulacaktı. Son zamanlarda kendini iyi hissetmiyordu, eğer bu yaşanırsa işler daha da karışacak gibi hissediyordu.
"Özür dilerim, gerçekten isteyerek yapmadım. Yardım edeceğim ve bu durumu düzelteceğim Chan, özür dilerim."
Kelimeler ağızından çıkmıyordu, sinirli olan bakışlarıyla ediyordu kendisini.
Daha da batmış ve ezilmiş hissediyordu kendisini, zaten kendisini sevmiyordu. Bir de bu olaydan sonra nefretini kazandığını düşünüyordu küçük olan.
Odanın öbür köşesindeki koltuğa oturmuş, titreyen ellerini gizleyerek izliyordu büyüğünü Changbin, tek bir ses çıkarmadan dikkatlice onu izliyordu ve elinden geldiğince sakin durmaya çalışıyordu.
"Felix'i çağırıyorum, şu an bozulan moralimi bir tek o düzeltebilir."
En yakın arkadaşını çağırabilir elbette, fakat Changbin tam anlamıyla bok gibi hissetmişti kendini. Değersiz, beceriksiz ve işe yaramaz.
'Her şey iyi olacak, düzeltebilirim bu durumu, yapabilirim, alt tarafı bir kaç söz yazıp besteleri yapacağım zor değil, Changbin yapabilirsin' dese dahi kendine gözyaşlarına hakim olmak için çok fazla çaba gösteriyordu Changbin.
"Neden bu kadar sıcak havada uzun kollu giydin Changbin?"
Büyüğü odağını değiştirmeye çalışıyordu, farkındaydı. Ama bunun için kendisiyle alakalı sorduğu sorular her zaman kalbinin ritmini değiştiriyordu, tıpkı şu an da olduğu gibi.
"Neden cevap vermiyorsun?"
Düşüncelerinden uzaklaşıp büyüğüne vereceği cevap için hazırlanırken kapı açılmış ve Felix içeriye girmişti.
"Beni acilen çağırdığını için geldim.." kapıyı yavaşça kapatarak önce Chan sonrasında da Changbin işe tokalaşmıştı. "Söyleyin bakalım.. sizi bu kadar öfkelendiren şey ne?"
Chan o an göz ucuyla dahi bakmamıştı küçüğüne, sadece bir umut görmek istiyordu lakin bunun olmayacağını biliyordu.
"Tüm emeklerim boşa gitti Felix, Minho için yazdığım şarkıyı berbat etti!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what do you mean, changchan
FanfictionKısa mesajlar. Changbin, yıllarca abisi yerine koymaya çalıştığı Chan'a duygularını kişisel instagram hesabından itiraf eder. 260621/00.59