8; new jeans

360 34 16
                                    

Dudaklarına dokundurduğu parmak uçları dahi alev alıyordu, hisleri ağır basıyordu artık. Her şeyi, herkesi bir kenarıda bırakıp sadece bir kez kendi istediğini yapmıştı.

Kesinlikle pişman değildi. Küçüğünün dolgunluklarını hissettiğinde başından aşağı kaynaklar sular dökülmüş gibi hissetmişti.

Hem yeni, hem de hasret olduğu bir histi bu, yabancı değildi ama bir o kadar da heyecan vericiydi.

Minho yatağında uzanıyordu, uzun süredir. O an aklına geliyor ve başa sarıyordu her şey.

Sevmek ve sevilmek güzel şeylerdi, diye düşündü. Güzel şeyler ama ben de sevilmek istiyorum, benim hayallerimi süsleyen kişinin ben de hayallerini süsleyeyim.

Defalarca çalan telefonu bu sefer ısrarlı ve uzun süre çaldığında eline almış ve o an hissettiği şaşkınlık ile suratına düşürmüştü. Toparlanıp aramayı yanıtladığında küçüğünün huzur dolu sesi doldurmuştu kulaklarını.

"Müsait misin?"

Ne diyeceğini gizlemeden direkt olarak konuya giren Changbin kesinlikle kendisini çok etkiliyordu.

"Evet, müsaitim.. Bir şey mi oldu?"

"Evinin önündeyim, aşağı inebilir misin?"

Heyecanla ayağa kalkan Minho, acıyla inlemişti.

"Evet, evet lütfen bekle. Hemen geliyorum."

Adeta bir ışık hızıyla dolabına yönelmiş, en kalın hırkasını alıp aynı hızla dairesinden çıkıp merdivenleri inmişti. Sonunda nefes nefese çıktığı kapı önünde, merdivenlere oturmuş ve usulca sigarasını içen Changbin'i gördü.

"Hey!"

Ev hali ile karşısına çıkan büyüğü o an için gözüne o kadar hoş gözükmüştü ki... dağınık saçları, kare desenli pijaması, üzerindeki beyaz sweatshirt ve kalın örme hırkası... Minho gerçekten çok güzeldi.

"Gelmişsin."

Düşüncelerine tezatla çıkan sert sesi, büyüğün kaşlarını çalmasına neden olmuştu.

"Aklımda fazlasıyla soru işareti bıraktın bunlar için bana bir yanıt ver Minho. "

Büyüğü o an kaskatı kesilmişti. Emir veren cümlesi, sert ve baskın çıkan kelimeleri... Changbin bu gece gerçekten kendisini fazlasıyla şaşırtmıştı.

"Ne duymak istiyorsun?" Kendisi de küçüğünün yanına oturmuştu. "Bu gecenin sana her şeyin cevabını vereceğim."

Changbin uzun bir süre düşündü, parmakları arasındaki sigarayı avucunda söndürdüğünde Minho şaşkınlıkla gözlerini açarak bakmış fakat aynı sakinlikle yola fırlatmıştı izmariti.

"Chan'dan etkilendiğimi biliyorsun değil mi?"

Minho usul usul başını sallayarak onaylanmıştı.

"O halde ona duyduğum bağlılığın ve sevginin ne denli büyük olduğunu da biliyorsundur."

"Tahmin edebiliyorum. Reddedeceğini biliyorum zaten. Ne duymak istiyorsun Changbin?"

Gözlerini yoldan çekip büyüğünün gözlerinin içine bakmaya başlamıştı.

"Hislerin Minho, hislerini duymak istiyorum. Nasıl bir yerim var hayatında, biz birbirimizi mutlu edebilir miyiz mesela?"

İkisi de susmuştu.

Changbin'in soruları Minho'nun sessizliğinde yanıtlanmıştı.

Changbin başını Minho'nun omuzuna yatırmasıyla bir yıldız kaydı gökyüzünde, net görünen yıldızlar daha da yaklaştı onlara.

Ve Changbin o gece yeni aldığı kot pantolonunu giymişti.

Selam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selam...

Geciktirdiğimin farkındayım, burayı özlediniz mi?

Açıkçası ben fazlasıyla özledim fakat yine bir süre ortalarda olamayacağım.

Destekleriniz lazım, destekleriniz....

İyi geceler💜

what do you mean, changchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin