Bir tarafta aşkın bir tarafta ailen, dostların, tanıdıkların..
Siz de hayalden biraz uzaklaşıp gerçekte yaşanabilecek bir hikayeye tanık olmak istiyorsanız ..
Kübra ve Hande'yi o şekilde görmeyi beklemiyordum. Sevgili miydiler aralarındaki ilişki nasıldı onu da bilmiyordum. Ayrılıp birbirlerine bakarak gülmeye başladıklarında yanlarına gittim. Fakat ikisi de tam kendinde gözükmüyordu. Umarım yarın pişman olmaz ikisi de.
Serkan'ın sesini duymamla irkilmiştim.
"Yardım lazım herhalde."
"Yani çok iyi olur da Melis nerede?"
"Alara'ya hediyesini verdi fotoğraf çekiyorlardı." deyip Hande'nin koluna girmişti.
Kübra'yı tutup kendime çektiğimde kulağıma yaklaşıp "Hande başım dönüyor Handeee sen mi döndürüyorsun yoksa aşkın mı" diye bağırmaya başlayınca elimle ağzını kapatmak zorunda kaldım. Aşk sarhoşuydu demek ki bunlar zaten kendilerini kaybedecek kadar içmemişlerdi.
Melis'in arabası ile gelmiştik. Eve dönerken onda kalmamız için ısrar etti.
"Zaten bugün seni çağırmıştım ama baş başa kalamamıştık, az daha vakit geçiririz." deyince nasıl hayır diyebilirim ki.
"Peki bu sarhoşlar ne olacak?"dedim gülerek.
"Ablamın odasına tıkarız, zaten kendilerinde değiller halbuki içmediler bile yani."
Sürpriz çifti yatırınca salona dönüp bir oh çektik.
"Hala halin kaldın mı Melis'im" anlamsızca bana bakıyordu kim bilir fesat aklından neler geçti.
"Diyorum ki seni biraz kaçırayım"gülerek onayladığında kalkıp hazırlandık.
Bu sefer arabayı benim sürmemi istedi. Sahil kenarında durduk. Elinden tutup koşmaya başladım. O da bana uymuş gülerek koşturuyorduk. Geceleri ışıklı sahil yolu gençlerin eğlenceli kahkahaları ile yankılanırdı bu mevsimde. Onlardan biri neden biz olmayalım.
Bir sahil klasiği kağıt helva almıştık. Daha sonra dondurma.. Fotoğraf çekiyor, gülüşüyor yani eğleniyorduk. Kimseye hesap vermeksizin, ilerisini düşünmeksizin. Yolun devamında sahile yaklaştığımızda ateş başında kızlı erkekli bir grup gördük.
"Hayır Zeynep, düşündüğün şey olmaz."
"Hadii yaa, bak çok eğleniriz."çeke çeke götürmüştüm. Onlara katılabilmek için izin almalıydık.
"Merhabalar, bizim içinde yerinizvar mı?"
"Merhaba kızlar, gelin tabiki."
Ateş başı çemberine katılınca tanışmaya başladık. Ortam çok samimiydi. Üniversitede böyle ortamlara girmeyi her zaman sevmişimdir. Amerika'da da fazlaca fırsatım olmuştu. İnsanlar biraz tuhaf bakıyorlar ilk önce ama sadece sohbet, şarkılar eğleniyoruz yani.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gitar hatta bağlama dahi vardı.Adının Mert olduğunu öğrendiğim gitarcı arkadaş hem çalıyor hem söylüyor ortamı coşturuyordu. Melis de gruba baya ayak uydurmuş Mert'in kız arkadaşı ile sohbet ediyordu.
"Zeynep'in sesi de çok güzeldir,ayrıca gitar da çalıyor kendisi."
Tüm gözler bana dönmüş, fırsat ayağıma gelmişken geri tepemezdim. Gitarı izin isteyip alınca birkaç deneme ile sesimi ısıtıp başladım.
Yeniliyorum her günSenin hatrına sürgün bu ev
Katlanıyorum hâlâ buna yeniliyorum sonra
Yepyeni bir umutla içimi
Göze alabilecek miyiz sence her şeyi
Bu yerler bu insanlar bana yabancı biliyorsun
Sana saklandı ruhum Beni bırakma ne olursun
Bize karşı dursalar da Kalbimize vursalar da İftira atsalar da
Yanımda dursun kalbin
Güzel mesajlar içeren bu şarkıyı özellikle seçmiştim. Üzerine alınması gereken kişi de bu defa bunu bilerek dinlemişti. Gözleri, gülüşü, şu bakışları benim için bu gece ayrı bir umut vaat ediyordu.
"Zeyno, bu arada Zeyno diyebilirim değil mi süperdin yaa.."
"Tabi ki istediğini diyebilirsin."
"O zaman bir iki üç aşıksın dırırım, aşıksın dırırım, sen aşıksın arkadaşş.."
"Ya Zeyno sen bakma Ceren'e o bu grubun boşbağazıdır."
Onları ve takılmalarını gülerek izlerken Melis'ime döndüm.
"İznin varsa bir şeyler paylaşmak istiyorum. Ama eğer istemezsen hiç önemli değil."
"Sormana gerek yok paylaşmak istersen tabi ki buyur."
"Aslında şöyle evet aşığım tam 5senedir. Olamalar ve alkışlar bittiğinde devam ettim. Ve o insan tam karşımda oturuyor. Böyle bir duruma tepkiniz nasıl olacak bilmiyorum ama içimden bir ses sizinle paylaşmamı söyledi. İstediğim şey sadece aşkımı yaşamak, bunu karşımdakine hissettirebilmek inanın daha fazlası değil."
Mert ve kız arkadaşı omzuma ellerini koymuşlardı. Ceren ve diğerleri de gelince sarıldık. Şunun şurasında 2 saattir tanıdığım insanlar bile destek olmaya çalışıyorlardı. Duygulanmıştım. Mert diğerlerine kaş göz yapıp uzaklaşmalarını söylemişti. Giderken kulağıma fısıldadı.
"Bence bu akşam güzel şeyler olacak aşık havadaki aşk kokusunu takip et. Kolay gelsin.."
Yalnız ikimiz kalmıştık. Birbirimize gülerek bakıyorduk. Yaklaştığında kalbim de hızlanmaya başladı.
"Melis bu şarkıyı neden seçtiğimi biliyorsun. Tekrar söylemek istiyorum senden başkası bana yabancı artık biliyorsun. Evet zor belki karşımızda duracaklar.. belki çok kırılacağız ama sence şu mutluluğun şu mutluluğumuz için değmez mi? Ben sen yanımda olduğun sürece her şeyi göze almaya hazırım. Sadece senin yanımda olmanı bilmek yeterli olur benim için. Kalbinin yanımda durmasına izin verir misin Melis'im?
Vereceği cevap için endişelenirken dudaklarını hissetmemle afallamıştım. Bu evet demek miydi?
Şaşkınca karşılık veriyordum, dudaklarını hissetmek tarifsizdi. Bir anda tüm endişelerim yerini şükür hissiyatına bırakmıştı. Dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı birleştirdi.
"Evet biz o şansı hak ediyoruz. Sevmeyi sevilmeyi, özellikle de sen.."
Şu anlar gerçekti değil mi?
Bu sefer ben dudaklarımızı birleştirdim. Yavaşça, incitmeden öpüyordum onu. Bu anda kalmak isteyebilirdim belki sonsuza kadar. Belinden tutup kaldırdım şimdi dönüyorduk, belki de uçuyorduk ayaklarımın yere bastığından emin değildim. Gözlerinin içine bakarak haykırdım "Seni Seviyorum Melis Yılmaz.."
Uzun bir aradan sonraa yeniden buradayım. Umarım beğenirsinizzz. 💜
