Sabah yine Lily'nin sesiyle uyanmıştım. Elimi yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi giyindim. Saçımı her zamanki gibi salık bırakmıştım. Zaten saçım kısaydı. Omzumdan 1 parmak aşağıya denk geliyordu. Son olarak da çantamı alıp Ortak Salon'a indim. Lily diğer kız arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Açıkçası diğer kızlarla konuşmasını biraz kıskanmıştım. Belki de ilk ve tek arkadaşım o olduğu içindir. Diğer kızlar da iyiydi ama arkadaş edinme konusunda pek iyi olmadığımdan onlarla kaynaşamamıştım.
''Nerede kaldın Daisy? Ağaç olduk burada.'' Lily'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
''Ha? A-evet! Özür dilerim.''
''Önemli değil. Gel hadi gidelim.'' Hepimiz birlikte Büyük Salon'a gittik. Çapulcular her zamanki yerlerindeydiler. Başka yer olmadığından biz de onların yanına oturduk. Aklıma dün gece olanlar geldi. Gözlerim istemsizce Sirius'a kaydı. O da bana bakıyordu. Gerilerek gözlerimi ondan ayırıp önümdeki kahvaltı tabağına çevirdim.
''Hey, Evans!''
''Sen sormadan söyleyeyim Potter. Seninle çıkmayacağım.'' James muzipçe sırıttı.
''Ama bir gün benimle evleneceksin. Bunu ikimizde biliyoruz.''
''POTTER! Lanet yemek istemiyorsan o çeneni kapat!''
''Sen nasıl istersen Zambağım.''
''Bana öyle deme!''
''O zaman 'Aşkım' diyeyim?'' OHA! James yürümüyor, koşuyor!
''POTTER!''
''Tamam! İkiniz de kesin şunu.'' Neyse ki Remus ikisini de susturdu yoksa bu tartışma sonsuza kadar sürebilirdi.
''Hey, Butterfly! En son Patronus çalışıyordun. Yapabildin mi?'' James'in sorusuyla önce ona sonra Sirius'a sonra tekrar James'e döndüm.
''Hayır, maalesef. Sanırım benim mutlu bir anım yok.''
''Belki de Patronus yapmak için gerekli mutluluğu burada bulacaksın.''
''Umarım...''
''Patiayak sen niye bugün bu kadar sessizsin?'' Patiayak mı? Ne yani? Sirius'un lakabı Patiayak mı? Hahahaha!
''Ha? Ben mi?''
''Evet Sirius, sen. Bize anlatmadığın bir şey mi var?'' Gerildiğimi hissettim.
''Yok canım. Sadece dün gece uykumu alamadım o kadar.'' James şüpheyle süzdü Sirius'u.
''Peki, sen öyle diyorsan...''
Niye bilmiyorum ama içim bir garip oldu. Gözlerimi bir kez Sirius'a çevirdim. Yine bana bakıyordu. Dikkatlice bakınca göz altlarının hafif morarmış olduğunu gördüm. Ne yani? Sirius dün olanlar yüzünden mi uykusuz kalmıştı? Benim yüzümden mi? Kendimi kötü hissettim.
''Daisy kalkalım mı artık?'' Gözlerimi Sirius'tan kaçırıp Lily'e çevirdim.
''Olur.'' Lily ile beraber masadan kalktık. Koridorlarda giderken kendimi kötü hissettim. Belki de Sirius ile konuşmalıydım. Yoksa bu garip his peşimi bırakmayacak gibiydi.
''Ah! Kitabımı yatakhanede unutmuşum sanırım. Sen beni bekleme sınıfa git ben de kitabı alıp gelirim.''
''Peki. Ama acele et.''
''Tamam.'' Koşarak koridorları geçtim ve Büyük Salon'a gittim. Gryffinfor masasına baktım ama Sirius ve diğerlerini göremedim. Anlaşılan kalkmışlardı bile. Sirius ile dersten sonra konuşmaya karar verdim ve sınıfa gitmeye karar verdim. Koşarak koridorları geçmeye başladım. Neyseki etrafta bir profesör yoktu yoksa azar işitebilirdim. Köşeyi dönerken birine çarptım ve çantamı yere düşürdüm. Çarpmanın etkisiyle elim kafama gitti, çok acımıştı. Kime çarptığıma bakmak için başımı kaldırdığımda Sirius'u gördüm.
''İyi misin?'' Diye sordu gözleriyle kafamı işaret ederken.
''İ-İyiyim. Sen?''
''Ben de.'' Ne diyeceğimi bilememiştim. Ben de yerden çantamı almak için eğildiğimde o da eğildi ve kafalarımız yine çarpıştı.
''AH''
''AH''
''Özür dilerim!''
''Özür dilerim!'' Çantamı aldım ve sırtıma geçirdim. Şimdi Sirius ile konuşmanın tam zamanıydı bence. Ben ne diyeceğimi düşünürken o konuşmaya başladı bile.
''Özür dilerim, dün olanlar için. Patronus büyüsünü yapman için yardım etmek istemiştim sadece. Ayrıca o söylediklerim de yalan değildi. Gerçekten, güzelsin. Ama kendini küçük görüyorsun. Bence kendini daha çok sevmelisin.'' Yüzüne çok tatlı bir gülümseme yerleştirmişti. Bu şekilde onu affetmemem mümkün değildi.
''Ben de özür dilerim. Biraz fazla tepki verdim.''
''Yani.. Aramız iyi, değil mi?'' Ben de aynı şekilde gülümsedim.
''İyi...'' Sonra birlikte sınıfa gittik. Sınıfa girdiğimizde McGonagall çoktan gelmişti.
MCGONAGALL: ''Bay Black, Bayan Butterfly?''
SİRİUS: ''Profesör?''
MCGONAGALL: ''Ders başlayalı 6 dakika oldu. Neden geç kaldığınızı sorabilir miyim acaba?''
DAİSY: ''Şey...Kitabımı unutmuştum da. Onu almaya gitmiştim. Sonra da sınıfı bulamadım. Neyse ki Sirius ile karşılaştım. Sınıfı bulmama yardım etti. Özür dilerim, Profesör.''
MCGONAGALL: ''Yeni olduğunuz ve ilk dersiniz olduğu için bu seferlik binanızdan puan kırmayacağım Bayan Butterfly. Ama lütfen bir daha olmasın. Şimdi yerlerinize geçebilirsiniz.''
En arkada boş bir sıraya geçtim. Sirius da yanıma oturdu. Kulağıma eğilerek fısıldadı.
''Paçamı kurtardığın için sağol.'' Ben de aynı şekilde sadece onun duyabileceği bir şekilde fısıldadım.
''Önemli değil.''
Herkese merhabaaa!! Bu seferki bölüm birazcıcık daha kısa oldu bu aralar kendimi halsiz hissettiğimden pek yazamıyorum kusura bakmayın. OY VERİRSENİZ VE TAKİP EDERSENİZ BU HASTA ÇOCUK ÇOOK MUTLU OLURR^^
Bölüm:6
Kelime: 600
Takipçi:3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts'ta (A)Normal Bir Gün
FanficAnnesi Fransız babası İngiliz olan Daisy Butterfly'a bir mektup gelir. Bir mektupla Daisy aslında bir cadı olduğunu öğrenir ve kendini cadı ve büyücülerin eğitim gördüğü Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda bulur. Kendilerine 'Çapulcular' diyen b...