İlk güne özel iki bölüm paylaşmak istedim 💛 Yanımda olan ve yorumları ile bunu belli eden okuyucularıma ayrıca teşekkür ederim. Olduğunuz sürece ben de burada bir şeyler paylaşmaya devam edeceğim 🖤
Bölüm Şarkısı: Dolu Kadehi Ters Tut - Üzgünüm
(Spotify'da Gitarist ve Fotoğrafçı adlı çalma listesinde tüm şarkılar mevcut) + Kendime ait birkaç listeyi daha paylaştım
Herkese keyifli okumalar...
Günümüz
"Bu adamın ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum Neşe! Bir hafta önce bu ilişkiden sıkıldığını, hayatının monotonlaşmaya başladığını ve bu durumdan hoşlanmadığını söyleyerek iki aylık evliliğimizi sonlandırmak isteyen Batuhan değil miydi? Şimdi geçmiş karşıma, boşanmayacağız diyor. Beyefendi istediğinde evlenelim, canı sıkıldığında boşanalım, pişman olup dönmek istediğinde de reddetme hakkım olmasın! Delilik ile aramda bak şu serçe parmağım kadar mesafe kaldı."
Arnavutköy'de bir meyhanede Neşe ile birlikte, öldürmeyen ama yaşam kalitemizi düşüren dertlerimizden arınma(!) gecesi yapıyorduk. Arınıyor muyduk yoksa birbirimizi daha çok sinirlendiriyor muyduk? Sanırım bu sorunun cevabını veremeyecek kadar sarhoştum. Gerçi sarhoş olduğum kanısına varabiliyorsam çok da sarhoş sayılmazdım. Sonuçta sarhoş olsaydım bunun farkında olmamam gerekirdi. Değil mi?
"Aman be Nazlı! Bu adam başından beri böyle değil miydi zaten? Takıntılı ve dengesiz herifin teki olduğunun sen de farkındasın. Batuhan hakkında emin olduğum tek şey sana gerçekten aşık olduğu... Yüzüne baktığında gözlerinin içi gülüyor Nazlı, sana sanki bulunduğunuz ortamda yalnızca sen varmışsın gibi bakıyor."
Evet, Batuhan'ın hislerinden hiçbir zaman şüphe etmemiştim. Onunla tanıştığım günden bugüne kadar, her an bana özel bir kadın olduğumu hissettirmişti. Ama bu takıntıları yüzünden ilişkimizi bir anda sonlandırmak istediği gerçeğini değiştirmiyordu.
İki aylık evliliğimizin ilk ayı çok güzeldi. Mavi gözlerinden hayran bakışlarımı çekemediğim, her anını dolu geçirdiğimiz dört hafta... Geçmişte yaşadığım başarısız ilişki denemelerinden sonra tanışmamızdan üç ay sonra Batuhan'ın evlenme teklifini kabul edecek kadar aşık olmuştum. Hislerimi basit bir kelime ile sınırlandırmak istemiyordum ama nasıl ifade etmem gerektiğini de bilemiyordum. Onunla her duyguyu doruklarda yaşamıştım. Sonraki ay ise her şey tersine dönmeye başlamıştı. Gitarlarına dokunmamdan hoşlanmıyordu. Kitaplarının tozunu aldığımda birkaç kitabının yerini değiştirdiğimde dahi rahatsız oluyordu. Arkadaşlarıyla buluşacağı zaman bana haber vermeyi bile unuttuğu oluyordu. Onun bir gitarist olduğunu ve gece yaşantısının hayatının bir parçası olduğunu biliyordum. Ama gece eve geç geleceği zaman bana haber vermesini istiyordum. Zor bir şey değildi. Bu insanın kendinden taviz vermesini gerektireceği bir durum da değildi. Arkadaşlarına saygı duyuyordum. Tek istediğim onun da bana saygı duymasıydı. Söz konusu olan kişi Batuhan Koral olduğunda ise işler istediğim gibi gelişmiyordu! Bir ay önce özenle seçtiğimiz eşyalardan oluşan renkli salonumuzda kahve içtiğim sırada sakarlığım yüzünden elimdeki kahveyi masadaki beste kağıtlarının üzerine dökmem, aramızdaki gerginliğin patlama noktası olmuştu.
Beş aydır tanıdığımı düşündüğüm Batuhan'ın takıntılarının gözlemlediğimden çok daha fazla olduğundan o an emin olmuştum. Bu durumu evlendikten sonra fark etmem ise kesinlikle talihsizliğim yüzündendi. Gerçi bu adamın böylesine takıntılı bir tip olduğunu önceden biliyor olsaydım, evlenmekten vazgeçer miydim? Onu da bilmiyordum. Sanırım bende de bir dengesizlik vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTARİST / Yarı Texting
HumorYeteneği ve yakışıklı yüzü sayesinde dünyaya adını duyurmuş bir gitarist olan Batuhan Koral ve onun biricik kızılı, sevgili arsız eşi (Boşanmakta olduğu) ünlü fotoğrafçı Nazlı Çiçek'in hikayesi...