♡。゚. 1 ♡ °・

818 65 280
                                    

George kapalı gözleriyle,gürültüyle çalan alarmı kapatmaya çalıştı.Birkaç yorucu denemeden sonra kapatamayacağını anlayıp, yastığa kafasını gömdü. Harika,yeni bir okul yılı diye geçirdi içinden.

Tekrar okula dönmeyi kesinlikle istemiyordu.Geçen sene olanlardan sonra okula adım attığını düşünmek bile midesini bulandırıyordu. Okulu düşünmek bile işkenceydi. George'a göre,okul sadece çocukları daha fazla depresifleştiriyordu. Kendisi şahsen kanıt olabilirdi. Gruplaşmalar sanırsa en kötüsüydü. Tek arkadaşı olan Karl'ın, bir haftadır mesajlarına geri dönmediğini hatırladı.Okula gelse iyi olur. 

Eğer şimdi kalkmazsa tahminince, Lucy'nin odasına girmesine 2 dakika vardı.Tekrar gerçekliğe dönüp alarmı kapattı ve yatakta doğruldu. Çıplak ayaklarını soğuk zeminle buluşturdu.Gözlerini ovuşturarak koridora çıkıp lavaboya ilerledi.

Sinirle soluyarak kapıyı yumruklamaya başladı. ''Lucy her sene aynısını yapıyorsun! Yemin ederim eğer 5 dakikaya çıkmazsan..'' Kapının açılmasıyla sözü kesilirken gözleriyle kardeşini süzdü. Abartılı derecede simli olan makyajına baktı. Okulu hala seven insanlar varmış.

''Daha 14 yaşında olduğunun farkında mısın?'' George alayla gülümseyerek kollarını göğsünde birleştirdi. Kumral kız gözlerini devirdi ve eliyle abisinin boyunu ölçüyormuş gibi yaptı. ''Asıl soru...senin vücudun 17 yaşında olduğunun farkında mı? Sen daha çok 14 gibi görünüyorsun.'' 

George kızı hafifçe ittirerek lavaboya girdi. Okuldan ne kadar nefret etse de, evdeki sefil hayatını unutmaya bi nebze yardımcı oluyordu. 

Dolaptan çıkardığı siyah bol tişörtü ve dizleri yırtık siyah dar pantolonu giydi. Eylül ayında oldukları için hava hala serin olabiliyordu. Başkasının kazağını giymek istemediği için üstüne kapşonlu bir hırka daha aldı. Aynaya bakmaktan nefret ediyordu. Tişörtü hafif kaldırıp sıska vücuduna baktı. Yüzünü ekşitti. Hep vücudundan ve yüzünden nefret etmişti zaten. Çok zayıftı, biraz daha zorlasa kemikleri sayılacaktı. 

Yaşadıklarını hatırlayınca tişörtünü indirdi,çantasını koluna takıp aşağı indi. Annesi, masaya kahvaltı bırakmış ve Lucy'nin veli toplantısı yüzünden onu okula bırakamayacağını yazmıştı. George, umursamayıp okula yürümeye başladı.

Kulaklıklarını takıp sigarasını yaktı.


.☆。• *₊°。 ✮°。✮°。 ✮° ✮°。 ✮° .✮。• *₊°。 ☆°。☆°。 ☆°

''KARL! Seni öldüreceğim.'' George,dolabıyla uğraşmakta olan arkadaşının yanına giderek sinirli bir şekilde konuştu. ''Öldün sandım..Neden 1 haftadır beni görmezden geliyorsun?'' 

Kumral arkadaşı, sesini duyunca arkasına döndü ve masumca bakarak sinirli çocuğa sarıldı. Kafasını omzuna gömdü. ''Elimde değildi... Geçen hafta,seninle Discord'da takıldıktan sonra annem sigara zulamı bulmuş. Telefonum,param,herşeyim alındı. 1 ay cezalıymışım.'' Yavru köpek sesiyle konuştuktan sonra geri çekildi ve arka cebini kontrol etti. Bir paket Marlboro çıkarıp alayla gülümsedi. ''En azından ben 1 sene saklamayı başardım.Onlar daha 1 günlük paketlerine sahip çıkamıyor.''

George gözlerini devirip arkadaşına tekrar sarıldı. ''Tam bir sik kafalısın. Haber verebilirdin,ama sigaranı paylaşacağımız için seni affediyorum.'' İkiside gülümsediler ve dolaplarındaki işlerini bitirip ilk sınıfa yöneldiler.

3 ay boyunca görmediği yüzleri koridorda inceledi. Hepsi arkadaşlarını özlemiş,birbirlerine sarılarak birşeyler anlatıyorlardı. Kızlardan birkaçıyla göz göze gelince yere baktı. İnsanlar konuşmayı seviyordu, herkesin tüm yaptıkları ve yaşadıkları apaçık ortadaydı. İsmi yayılmayan bir kişi bile kalmamıştı. George, onlardan biri olmadığı için mutluydu. Kendisiyle konuşmaya çalışan her kızı geri çeviriyor, kendi işine bakıyordu. Hoş,onunla konuşmaya çalışan çok kişi de yoktu zaten. Derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı. 

Jealousy,Jealousy! //DreamNotFoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin