''Biraz konuşabilir miyiz?'' Gözlerini Quackity'e çevirdi. ''Yalnız.''
Esmer arkadaşı, onay almak için gözlerini Karl'a çevirdi. Sapnap hakkında, düşündüğü pek bir şey yoktu. Ne George gibi ondan nefret ediyor, ne de Karl gibi aşıktı. Ama yine de, arkadaşına zarar gelmesini asla istemiyordu. Hep arkadaşını incittiğini görürken de Sapnap'den haz etmesi pek mümkün değildi zaten.
Karl onay verircesine kafa salladıktan sonra, diğer arkadaşının yanına gitmek için kapıya yöneldi.
''Ne konuşmak istiyorsun? Geçen gün gayet iyi anlaşıldın zaten, ya da Dream'i evime göndererek.'' Karl, oturduğu sandalyede kafasını eğdi. Ne kadar maçta onu izlemek güzel ve keyifli olsa da, gerçekten bu konuşmayı şu an yapmak istemezdi. Uzun boylu kumralın da yanına oturmasını izledi.
Kalbi çok hızlı atıyordu. O yağmurlu gün, Sapnap yanına gelse bile hiçbir şey konuşamamışlardı resmen. Bu kadar zaman sonra tekrar yan yana oldukları için panikliyordu. Yüzünün kızardığına da emindi.
''Özür dilemek istiyorum. Sana ümit verici davranışlarda bulunduğumun farkındayım Karl ama sadece... partide olanlar sadece alkolün etkisiydi. Benden bir şey bekleme. Kısacası ikimiz de birbirimizi kullandık o gün. Tekrar özür dilerim.''
Sapnap, yanındakinin ağzını açmasını bile beklemeden ayağa kalktı. En az onun kadar enkaz altında olduğunu göstermedi. Sapnap, hiçbir zaman göstermezdi. Derin bir nefes verdi, arkasına bakmamak için sarf ettiği çaba daha hiçbir şeydi, artık uzak durmaya çaba sarf etmesi gerekirdi.
İleri gidemedi, bir kaç saniye sadece arkası dönük, ayakta bekledi. Karl, ayağa kalkana kadar.
''O kadar kolay senin için, değil mi? Bırakıp gitmek, hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmak? Ve biliyor musun, ben o gün alkollü bile değildim Nick! Ben sadece seni istemiştim... Ne kadar aptalmışım. Keşke senin gibi, herkesle yatıp kalkan, ertesi gün yüzlerine bile bakmayan biri olsaydım. Öyle değilim işte. Benim ilkim sendin Nick.''
Çocuğun, ağlamaya başladığından bile haberi olmamıştı, son cümlede sesi kısılana kadar. Karl, sandalyesine çöküp, eliyle yüzünü kapattı. Ne kadar saf olduğunu, ve George'un haklı olduğunu düşündü. Gerçekten nasıl Sapnap'ten medet umabilmişti ki? O partiyi yaşarken bile, ne düşünmüştü ki?
Sapnap, gözyaşlarının düşmesine izin vermeyerek gözlerini sıktı. O kadar çok istiyordu ki, arkasında dönüp küçük bedenini sarmayı. Kendine engel olamıyordu, istemese bile bu çocuğu sadece üzüyordu. Onunla konuşmadan, yanında olmadan da yapamıyordu, elinde değildi sadece.
''Özür dilerim Karl, bir daha yüzümü bile görmeyeceksin.'' Boğazını temizledi, konuşmadan önce. Sesinin kısık çıkacağını ya da titreyeceğini adı gibi biliyordu. Onu orada öylece, hıçkırıkları arasında bırakmak istemiyordu. Kendisiyle savaşıyordu resmen. Arkasına bakamadan, sadece stadyumdan ayrıldı.
.☆。• *₊°。 ✮°。✮°。 ✮° ✮°。 ✮° .✮。• *₊°。 ☆°。☆°。 ☆°
George, geride kalan çıkanları izledi. Arkadaşlarını göremeyince kaşları çatıldı, Quackity'i uyandırmak ne kadar zor olabilirdi ki? Derin bir nefes verdi, yeni gelen çocuğu düşündü. Kendisi dışında, Dream'den nefret eden birini bulmak zordu. Bir geçmişleri olabileceğini düşündü. Ya da sadece, kendisi gibidir. Sıkıntıyla ayak uçlarını yere vurdu.
Gülerek, kupalarıyla beraber önünden geçen takımı görünce duraksadı. Gözleriyle hepsini süzdü, iki takım kaptanını da aralarında göremediğinde sinirle gözlerini devirdi. 2 saniye olsa bile Karl'ı yalnız bırakmamalıydı. Sinirle stadyuma adımladı. Bir kez daha Sapnap ve kuyruğunu arkadaşının yanında görürse, gerçekten hoş şeyler olmayacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/280310750-288-k215933.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jealousy,Jealousy! //DreamNotFound
FanfictionGeorge okuldan nefret ediyor. Ama okulun altın çocuğundan daha fazla. TW: Bu kitap bulimia, depresyon, angst, intihar düşünceleri, anksiyete, zorbalık ve homofobi gibi unsurlar içermektedir. Bahsedilen yerlere uyarı koyacağım. //Okumak için ship'i b...