''Dream? Sınıfta yanıma oturmalar bitti, şimdi de takip etmeye mi başladın?'' George göz devirip kapıya yaslanırken, iki arkadaşı da diğer odadan kapıyı dinliyorlardı. Dream'in neden geldiği, evi nereden bulduğu da, ayrı merak konusuydu.
Dream George'un dediğini görmezden gelerek konuştu. ''Dün arkadaşın Sapnap'in arabasında unutmuş, okulda göremeyince Sapnap getirmemi istedi.Adresi de ondan aldım.'' George'un eline mor bir kazak tutuşturup, ellerini saçlarının arasından geçirdi sarışın.
Karl, merakına yenik düşerek koridora çıktı. Kızarmış burnunu tekrar çekerek sweatinin uçlarını kavradı. ''Dün yağmurda beklemekten hasta oldum, okula gitmedim. Kendisi neden getirmedi, o da mı hasta oldu?''
Arkadaşı masumca sorduğunda, Sapnap'in okulda ki halini düşündü George. Hasta olmadığı belliydi, kendisi getirebilirdi. Ya işi vardı, ya da görmezden gelme dönemine dönmüşlerdi. Dün yaşanan öpüşmeden dolayı, tekrar sinirlendiğini hissetti.
''Biraz işi var sanırım, sormadım. Geçmiş olsun.'' Dream daha sözünü bitirmemişken, elinde kazağı tutan sinirli çocuk sözünü kesti. '' Sapnap'in getir- götürünü yapacağına , sevgilini koru. Son ders güzelce hırpalanıyordu. Pek umrunda görünmüyor.'' George 'sevgilin' sözcüğünü, iki elini tırnak işareti yaparak söyledi.
Karl ve Quackity'nin gözleri fal taşı gibi açıldığında, Quackity gülmesin diye Karl odaya girip arkadaşının ağzını kapattı. George kaşları çatık ve sinirli gözleriyle, kendisinden uzun çocuğa baktı. İlk defa gözlerini kaçırmadan. Kıskandığı falan yoktu, olamazdı zaten. Sadece Dream'i sinir etmek için uğraşıyordu.
Dream, ifadesiz suratıyla yüzüne baktı. Yüzünde ufak bir gülümseme belirdi. ''Fundy, sevgilim değil, kıskandığını bilmiyordum Georgie. Bizi izlemek yerine, bana sorabilirdin.'' Boynunu biraz daha eğip, aralarındaki mesafe farkını azalttı. George, sinirden kırmızıya dönmüştü, yumruk yaptığı ellerini daha da sıktı. Tırnaklarını batırdığı derisi de, yüzü gibi kırmızıydı.
Sarışın, amacına ulaştığında yüzündeki gülümsemesi büyüdü. Biraz daha yaklaşıp kulağına eğildi. Aralarındaki mesafe farkının tamamen kapanmış olmasıyla, ağır parfüm kokusuyla yüzünü ekşitti George. Onu ittiremeyecek kadar sinirliydi. Dream'in ıslak dudaklarının kulağında değmesiyle vücudu daha da yanmaya başladı. ''Okulda görüşürüz.''
Hiçbir şey demeden evden çıktı. Olayı gizlice izleyen Karl ve Quackity, en az George kadar şaşkın şekilde birbirlerine bakmaya başladılar. Garip bir sessizlik hakimdi. Karl ve Sapnap, arasındakiler artık bilindik bir şeydi ama, Dream SMP'den en çok nefret eden arkadaşından beklememişlerdi. (Direk Dream SMP olsun grubun adı her bölüm herkesi yazmaktan yoruldum amk ahdjashfewsd)
Sessizliği bozan George oldu. Yumruk yaptığı elini açarak kanayan küçük tırnak izlerine baktı ve Karl'a kazağını uzattı.
''Bu yüzden bunlardan uzak durmanı istiyorum Karl. Olanlar yetmemiş gibi gidip öpüştün bir de çocukla. Anlamıyor musun çocuk seni siklemiyor. Sikleseydi eğer kazağını kendi getirmez miydi? En azından mesaj atarak nasıl olduğunu sormaz mıydı? Çok saf davrandığın için başına bunlar geliyor. Sıkıldım artık geçen seneden beri aynı şey. Artık uyarmayacağım seni, ne yapıyorsan yap. Yine seni kullanıp attığında bana ağlama.''
George son cümlede sesini biraz daha alçaltıp evden çıktı, arkasında gözleri dolu bir şekilde arkadaşını bıraktığını bilerek.
Sinirini en yakın arkadaşından atmak istemezdi, ama artık sıkılmıştı. Karl'ın kendisine bu kadar zarar vermesini izleyemezdi. Elinde olsa, hepsini hayatlarından çıkarırdı. Önce Sapnap ve Dream'den başlardı. Karl yüzünden başlamıştı zaten her şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jealousy,Jealousy! //DreamNotFound
Fiksi PenggemarGeorge okuldan nefret ediyor. Ama okulun altın çocuğundan daha fazla. TW: Bu kitap bulimia, depresyon, angst, intihar düşünceleri, anksiyete, zorbalık ve homofobi gibi unsurlar içermektedir. Bahsedilen yerlere uyarı koyacağım. //Okumak için ship'i b...