1

40 2 4
                                    

Yatağımdan kalkıp sarsak adımlarla banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp çıktım, ben banyodan çıkana kadar oda çoktan bizimkilerle dolmuştu ama tanımadığım bir çocuk daha vardı, sorar gözlerle Felix'e baktım çünkü onunla baya yakın duruyordu

Felix beni fark ettiğinde yanıma geldi ve "Jisung bu Minho eski bir aile dostumuzun oğlu artık bizimle yurtta kalıcak" kulağıma yaklaşıp fısıldadı "soğuk durduğuna bakma samimi biridir" anladığımı belli etmek için başımı salladım ve yanına gidip elimi uzattım "merhaba ben Jisung" önce elime sonra da yüzüme baktı ve "memnun oldum" dedi kısaca, baya soğuktu anlaşılan, hiç sevememiştim onu hatta sinir olmuştum Felix nasıl bununla arkadaş olmuştu ki?

Seungmin sinirli ifademi görmüş olucak ki yanıma geldi ve kolumdan tutarak beni onlardan uzaklaştırdı
"Dostum sakin olsana sen neden bu kadar kızdın ki şimdi?"
"Sinir olmadım sadece çok soğuk duruyor onunla arkadaş olmak istemiyorum" dedim ve onları umursamadan yatağıma geçip oturdum ve kulaklığımı taktım

Minho,Bangchan ve Felix de Seungmin'le konuşmaya başladılar ne dediklerini duymasam da umursamıyordum ama istemsizce de onları izliyordum bu yüzden kulaklığımı çıkardım, Minho başını kaldırdı ve bana baktı onları dinlediğimi anladığı için sırıtıyordu sırıtışı bile gıcık duruyordu bu yüzden onu daha fazla görmek istemediğimi düşünerek odayı terk etmeye karar verdim

"Felix Hyunjin odada mı?" Diye sordum ama beklemediğim bir cevap aldım "hayır o Minho geldiği için oda değiştiriyor oda numarası on üç kimin yanına yerleştiğini bilmiyorum" cevap vermeden direkt odadan çıktım Felix benim en yakın arkadaşımdı ondan sonra da Hyunjin geliyordu hep onların odasında takılıyordum ama bu çocuk gelip en yakın arkadaşımı benden almıştı, sanırım bu yüzden bu kadar gıcık olmuştum

Aslında düşününce oldukça yakışıklı, dikkat çekici aynı zamanda sevimliydi de tabi sevimliden çok sexy demek gerek o çocuğa ama neyse, hızlı adımlarla on üç numarayı buldum ve kapıyı tıklamaya gerek duymadan direkt odaya daldım tabii oda arkadaşını unutmuştum, sanırım acilen kapı çalmayı alışkanlık haline getirmem gerekecekti

Hyunjin bir bana bir de oda arkadaşına baktı ve oldukça içten bir şekilde gülümseyerek beni işaret etti "Jeongin bu benim çok yakın arkadaşım" sonra da onu işaret etti "Jisung bu da Jeongin yeni oda arkadaşım" dedi ve uğraştığı işi bırakıp çocuğun yanına oturdu ve yanaklarını sıktı "çok sevimli değil mi?" Jeongin ise onun eline vurdu ve geri çekildi "Hyung ben bebek değilim"
"Hayır sen bebek ekmeksin sus"

Hyunjin'in bu dediğine kıkırdarken bir sandalye çekip oturdum ve Jeongin'e hitaben konuştum "Hyunjin'e rastladığın için şimdiden geçmiş olsun diyorum bilmelisin ki onun sayesinde bu lakap üzerine yapışacak" Jeongin sevimlice gülümsedi "aslında sevmedim de değil"

Sessizce onları izlemeye başladım birlikte oldukça hoş duruyorlardı, Minho'nun gelmesi sanırım Hyunjin için iyi olmuştu en azından böyle hoş biriyle tanışmıştı ama benim açımdan hiç iyi değildi

Hyunjin "hey,sen iyi misin? Öldürecek gibi bakıyorsun" dediğinde yüz ifademi düzeltmeye çalıştım "yeni gelen çocuğu biliyorsun senin yerine geldi hani, işte onu hiç sevmedim"
Hyunjin bunu duyunca kocaman bir kahkaha patlattı "Minho'yu mu? Bende onu hiç sevmem,hep beni gıcık ediyor asla nazik değil, geçinilmesi zor ve asla fotoğrafını çekmeme izin vermiyor" Jeongin bunları duyunca hemen araya girdi "daha bugün tanıştık ama sana yemin edebilirim hyung sen o çocuğu çok fazla seviyorsun" Hyunjin omuz silkti "olabilir sonuçta birinci sınıftan beri arkadaşım" onların konuşmalarını dinlemeyi bırakıp hesap yapmaya başladım Minho'nun adını daha önce duymuştum Hyunjin ve Felix'in birinci sınıftan beri bir arkadaşları olduğunu biliyordum bu hesaba göre onlar on beş senedir arkadaşlardı bense onlarla tanışalı sadece üç sene olmuştu, o çocuğun karşısında hiç şansım yoktu cidden en yakın arkadaşlarımı benden almaya gelmişti

Hyunjin ve Jeongin'in konuşmalarını bölmek istemediğimden çaktırmadan sessiz sessiz odadan çıktım ve yavaş adımlarla etüt odasına ilerledim, erkek yurdu diye mi bilemiyorum ama asla etüt odasında kimse olmuyordu bir kişi bile ders çalışmaya gelmediği için şanslıydım, en köşeye geçip duvarın dibine çöktüm, aslında fazla abartıyordum bunun bilincindeydim ama benim gibi anksiyetesi olan birinin arkadaş edinmesi sosyalleşmesi oldukça zordu ve onlar beni bu durumdan kurtarmıştı onlar sayesinde yendiğim anksiyetemin yeniden beni bulmasından çok korkuyordum

Bir süre bekleyip aklımdaki düşünceleri susturmayı başardığımda kalktım ve etütten çıkmaya hazırlandım ancak bir şey dikkatimi çekti,benim kitabım rastgele bir masaya konulmuştu ancak benim kitabımın burada olmasına imkan yoktu çünkü ben kitaplarımı hiç buraya getirmemiştim, merak ettiğimden yaklaşıp kitabı inceledim ve bakarken içinden bir şey masaya düştü hemen alıp ne olduğuna baktım.

Bu bir post-it'ti ve çok güzel bir el yazısıyla bir şeyler yazılmıştı.

"Seni şaşırtım değil mi Han? Ama bu daha sadece bir başlangıç"

~Bölüm Sonu~

İki kihayeyi aynı anda yayınlayacak kadar ne yaşadım bilmiyorum ama olsun ikisini bir yürütmeyi deniycem
Bölümleri atmakta gecikirsem şimdiden kusuruma bakmayın lütfen

post-it (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin