Aradan iki gün geçmiş ve Minho anca uyanmıştı sanırım bedeni güçsüzdü meğerse kendisine çok dikkat etmiyormuş Felix'ten öğrendiğime göre babası öldükten sonra yeme düzeni çok bozulmuş psikolojisi de bozulmuş doktor ilaç vermiş ama o hiçbirini almamış kendi kendine işkence ediyormuş sadece son zamanlarda biraz düzelmeye başlamış.
Minho'nun odasına girdim ve elimdeki çiçek buketini bir kenara bırakıp oturdum biraz gergindim çünkü Minho gözlerini bana dikmiş ayırmadan bakıyordu "öyle bakmasana" dediğimde gülmeye başladı şaşırmıştım ama çok da güzel gülüyordu.
"Sen benim için ağladın mı?" Bu soruyla hemen başımı başka yöne çevirdim evet ağlamıştım çünkü o gözlerini açmayınca çok korkmuş ve ölecek sanmıştım "saklamaya çalışman çok komik" gülmeye devam ediyordu ki bir anda canı yanmış olmalı bir "ah" nidası kaçırdı dudaklarının arasından, hızla yerimden kalkıp yarasına baktım "acıyor mu? Yoksa dikiş mi patladı? İyi misin?"
Minho arkasına yaslandı "iyiyim sadece bir an sızladı yaram" dedi ve bana döndü "bence artık yakın arkadaş olmalıyız beraber soygunculara karşı savaştık bile" aslında bende onunla arkadaş olmak istiyordum ama aklıma geçen bulduğum not geliyordu bunu ona söylemeli miydim acaba? Ona sorsam belki bana söylerdi gerçi dürüst olacağından eminde değildim
"Jisung? Daldın?"
"Yok bir şey ya aklıma bir şey geldi de"
"Neymiş o?"
"Bir şey değil gitmem gerek"Dedim ve apar topar odadan çıktım Minho arkamdan şaşkın gözlerle bakmıştı onu en iyi tanıyan Hyunjin olduğu için hemen Hyunjin'i aradım ve hastanenin önüne gelmesini istedim onunla konuşup bunu soracaktım eğer bir sorunu varsa o bilirdi sonuçta bunu.
Hastanenin bahçesinde bir süre beklediğim de Hyunjin bir taksiden inerek yanıma geldi "söyle bakalım neymiş bu kadar acil olan?"
Buruşturduğum notu ona uzattım "şuna bir bak" Hyunjin bunu okuduğunda oldukça şaşırmıştı. "Jisung bu yazı diğerlerinden daha farklı değil mi?" Dikkatli baktığımda Hyunjin haklıydı diğer notlarda ki el yazısı çok daha güzeldi bu ise oldukça farklıydı demek ki bu notu başka biri yazmıştı ama kim olabilirdi ki?"Sen onu tanıyorsun neden böyle demiş olabilirler?"
"Minho önceden kendi içine kapanık biriydi ve zorbalığa uğruyordu sonra bu ona çok ağır geldi ve karşılık verdi ama neredeyse o zorbalardan birini öldürüyordu gerçi yanlışlıkla olmuştu ama hep ona kin duymaya devam ettiler yıllar geçse de asla kinleri bitmedi"
"Yani bu not bununla ilgili olabilir mi?"
"Ben bunu araştırıcam bilmiyorum belki de bu soyguncu olayı planlı bir durumdur"Hyunjin bunları dedikten sonra benim konuşmama fırsat vermeden gitti bense kalakalmıştım o hiç zorbalığa uğrayacak birine de benzemiyordu ki ne olmuştu acaba neden susuyordu başta ve ne yapmıştı da o çocuk neredeyse ölecekti? Aklımda bir sürü soru vardı artık
###Minho'dan###
Doktor taburcu olmamı kabul edecek gibi değildi ama gitmem gerekiyordu yurda gitmeli ve bizimkilerle konuşup onları uyarmalıydım bıçaklanırken o pislik bana "Bu daha başlangıç lee know" demişti bana böyle hitap eden tek bir kişi vardı o da o zorba çocuktu şimdi de büyüyüp beni bulmuştu.
Sonunda doktoru ikna ettiğimde yurdun yolunu tuttum yurda girdiğimde tek tek odalara baktım Jisung ve Seungmin'in odasında sadece Seungmin vardı onun olayla ilgisi olmadığından sadece baş selamı verip çıktım Bangchan ve Changbin'in odasına girdiğimde her ikisi de odadaydı
"Bizi buldular" Dediğim de ikisi de dehşete düşmüş gibi baktılar bana "ne yapacağız?" Bangchan bunu sorduğunda kendimi gülümsemeye zorladım "Bu kez hadlerini bildiricez dostum" dedim ve uzatmadan odalarından çıkıp Hyunjin ve Jeongin'in odasına girdim Hyunjin yoktu Jeongin de bu olayla ilgisi olmayan bir insandı o yüzden ona da sadece bir baş selamı verip çıktım en son kendi odama geçtim Felix'te yoktu demek ki ikisi beraber bir yere gitmişlerdi
Felix'i aradım ama ne kadar ararsam arayayım açmadı sonra Hyunjin'i denedim ama ondan da yanıt yoktu son çare olarak belki onlarladır diye düşünerek Jisung'u aradım.
Nihayet telefon bir kaç çalıştan sonra açıldı.
"Efendim Minho?"
"Jisung Hyunjin ve Felix yanındalar mı?"
"Evet beraberiz yemek..."Diyordu ki telefonu başkası aldı "hey Lee Know biz de tam senden bahsediyorduk" sinirle yumruğumu sıktım bu oydu ve Jisung'un yanındaydı
"Bana bak onlardan uzak duracaksın anladın mı beni?"
"Öyle mi dersin oysaki ben yeni arkadaşınla eğlenmeyi düşünüyordum üstelik pek de güzelmiş"
"Ona sakın dokunma, asla, yoksa sonucu senin için çok kötü olur"
"Çok korktum biliyor musun şuan?"
"Neredesiniz lan şerefsiz"
"Birazdan sana konum atarım, belki de atmam"Dedi ve telefonu yüzüme kapattı daha sonra defalarca denesem de telefonu açan olmadı, neyse ki o it konumu atmıştı cidden beni görmek istiyordu hâlâ bu takıntısından vazgeçememişti demek.
Aceleyle yola çıkıp bi taksiye atladım ve atılan konumu verdim, konuma geldiğimde derin bi nefes aldım ve içeri girdim.
Kunjun beni gördüğünde hızlı adımlarla yanıma geldi onu görmediğim zamanlarda kendine çok iyi bakmış, zayıflamış,saçlarını uzatıp kırmızıya boyatmış, tarzını da değiştirmiş ve bu ona gerçekten çok yakışmış şaşırtıcı bi şekilde.
Gelip bana sarıldığında onu itmemek için dayanmaya çalıştım ama dayanamadım ve onu ittim.
"Jisung için geldim o nerede?" Elimi tuttu ve iki elinin arasına hapsetti "ondan çok daha yakışıklıyım Minho,senin için değiştim lütfen artık beni görür müsün?" Elimi çektim.
Olanları asla unutmuyordum benden hoşlandığı ilk dönemler onu sevimli bulmuş hatta onunla konuşmuştum da ama sonra psikopatlaşmaya başlamıştı, ilk başta bana yakın oldukları için Hyunjin ve Felixe zorbalık yapıyordu, sonra bunu öğrendiğimde ondan uzaklaştığım için bana da zorbalık yapmaya başlamıştı ve bunu sanki kendisi de gay değilmiş gibi homofobik insanlar toplayıp onlarla beraber yapmaya başlamıştı o insanlar onun arkasında durdukça daha da güçlenmişti ama bana öfkeli olduğunu düşünüyordum ve geçeceğine inanıyordum ama asla öyle olmadı.
"Hey daldın gittin?" Sesiyle düşüncelerimden kurtuldum
"Neden yıllardır peşimi bırakmıyorsun kunjun?"
"Seni seviyorum işte anlamıyor musun?"
"Kunjun seni neredeyse öldürüyordum"
"Bende sana iyi şeyler yapmadım ama hepsi geride kalabilir bı kez evet demen yeter Minho"
"Bu asla olmayacak"Dedim ve etrafa bakındım "o nerede?"
"Bana evet demediğin sürece onu göremezsin Minho,ona da zarar veririm beni tanıyorsun"
"Onun saçının teline bile zarar gelirse bu kez gerçekten öldürürüm seni"
"Seçimini yap ya benim olursun ya da sevimli arkadaşın zarar görür,keyfin bilir?"
"Seni asla sevmiycem bunu biliyorsun değil mi?"
"Yine de benimle vakit geçirmen yeterli olur"
"Tamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
post-it (Minsung)
FanfictionJisung sürekli eşyalarının arasında post-it ler bulur ya biri ona aşkını itiraf etmeye çalışıyor ya da onunla dalga geçiyordu