2

27 2 5
                                    

Kitabımı da alıp hemen aşağı indim, odama girdiğim de oda hâlâ aynı kalabalıklığını koruyordu, bulduğum post-it'ten bizimkilere bahsetmek istiyordum ama bu Minho denen çocuk bilsin istemiyordum. Zaten ona gıcık olduğumdan kaba olmayı umursamayaraktan

"Size biz şey anlatmam gerek ama Minho odadan çıkabilir misin? Bu özel de" dedim ve gidip Seungmin'in yatağına onun yanına oturdum, Minho ses etmeden kalkıp omuz silkti ve çıktı Bangchan bana ters bir bakış attı ama bir şey demedi Felix de bir şey diyecek gibi bir iki kez ağzını açıp kapattı anladığım kadarıyla ikisi de yaptığımı onaylamıyordu ama bir şey deyip dememek konusunda kararsız kalmışlardı, umursamamaya çalışarak konuya girdim

"Bir post-it buldum benim kitabımda ve kitabım da olmaması gereken bir yerdeydi"

Kitabın içinden post-it'i alıp onlara gösterdim ve sesli bir şekilde okudum hepsi oldukça şaşırmış görünüyordu, sadece Felix beklediğim kadar tepki vermemişti ama bunu aklının az önce yaptığım harekette olduğuna yordum ve üstüne düşmedim

Seungmin "vay canına gizli bir hayranın var Jisung" diyerek bana takıldı Bangchan da ona karşı çıktı "Seungmin bu dalga geçilecek bir şey değil bu çocuğun adının Han olduğunu bile bilen biri baksana"

Biz böyle uzun bir süre bu konuyu konuştuk ama Felix ortamda yok gibi davranıyordu bu da beni sinirlendirmişti

"Felix sen burada mısın?"
"Buradayım ama bu kadar büyütülecek bir mesele değil biri seninle konuşmak istemiş işte"
"Emin misin?"
"Neyse Jisung ben gidiyorum Minho'ya yardım ediyim zaten yeterince ayıp oldu ona da"
"Git tabi koş Minho'na"

Felix sözlerimi umursamadan odadan çıkıp gitti şimdiden uzaklaşıyorlardı işte benden Bangchan ve Seungmin de beni unutup oyun oynamaya başlamıştı zaten sanki Minho elinde bir silgiyle gelmiş ve beni onların hayatından siliyormuş gibi hissediyordum.

Daha fazla üzerinde durmamak için uyumaya karar verdim yatağıma geçip kulaklıklarımı taktım ve gözlerimi kapattım

###

Yeni bir okul gününe daha uyanmış ve kapıda buluşmuştuk diğerlerinin bölümü farklı olduğundan Hyunjin Felix ve ben onlardan ayrı giderdik Seungmin,Bangchan ve Changbin de ayrı giderdi ama bugün bizim üçlü arkadaş gurubumuza bir kişi daha katılmıştı ve o da tabiiki Minho'ydu arada birbirimize kaçamak bakışlar atıyor sonra önümüze dönüyordum, çok emindim ki o da bana gıcık olmuştu. Dönüp baktığında arada yüzünü inceliyordum da gerçekten yakışıklı çocuktu hatta hayran olunası duruyordu.

Hyunjin'in yanına sokulup kulağına fısıldadım "Bu niye bizimle geliyor?"
"Ona bu dediğini duymasın ağzına peçete tıkarsa görürsün"
"Size zorbalık mı yapıyor yani?"
"Tabiiki hayır aptal biz öyle anlaşıyoruz"

Hyunjin bana cevap vermeyi bırakıp cebinden telefonunu çıkarttı ve gizlice Minho'yu çekmeyi denedi ama Minho çoktan yüzünü kapatmıştı bile. Yine de fotoğraf çok güzel çıkmıştı Hyunjin'den telefonunu alıp fotoğrafı gizlice kendime attım ve delilleri ortadan kaldırdım bunu neden yaptığımı ben bile bilmiyordum ama neyseki Hyunjin bile ne yaptığımı fark etmemişti

Sonunda okula geldiğimizde dolabımdan kitaplarımı almak üzere dolabımı açtım, açar açmaz dolaptan bir şey düştü eğilip aldığımda bunun da bir post-it olduğunu fark ettim.

En sevdiğin renk mordu değil mi? İşte bu mor kalem senin için yazdıkça beni hatırlarsın

Dolabın kenarına koyulmuş mor kalemi aldım post-iti buruşturup çöpe attım ve sınıfıma girip yüzleri inceledim hiçbir de bana bir ipucu vermiyordu, bunu hem yurda hem de okula girebilen üstelik beni iyi tanıyan biri yapıyordu.

Gerçekten o kişiyi bulmak istediğimden sıranın üzerine çıktım ve bağırmaya başladım.
"Dolabıma kim not bıraktıysa söylesin eğer şimdi söylerseniz bu şakayı görmezden gelicem" diye bağırdım ama kimseden kendisi olduğunu dair bir ses çıkmadı sadece bir sürü soru sordular ne olmuş ne yazmışlar bilmem ne bu çok sinir bozucuydu gerçekten kim böyle uğraşıyordu ki benimle?

Bunu düşünürken peşinde Minho'yla hocamızın içeri girmesiyle yerimden indim ve hiçbir şey yokmuş gibi sırama oturdum, hoca bunu fark etmediğinden bana kızmak yerine hemen Minho'yu tanıttı "Arkadaşlar bu Minho yeni sınıf arkadaşınız ona merhaba deyin"
Sınıftan koro halinde bir merhaba sesi yükseldiğinde göz devirdim ilk okul çocuğu gibi davranıyorlardı.

Minho gelip benim yanıma oturdu şu ana kadar bir kişi bile benim yanıma oturmaya kalkışmamıştı genelde ya beni sevmezlerdi ya da yakınlık kurma gereği duymazlardı benim de önceleri anksiyetem olduğundan sınıftan kimseyle yakınlık kuramamıştım zaten.

"Neden benim yanıma oturdun?"
"Çünkü yanın boştu"
"Başka boş yerler de var"
"Ama ben senin yanına oturmak istiyorum Jisung"
"Neden diyorum işte Minho gitsene başka bir sıraya"
"Gitmiyorum çünkü seninle oturmamı Hyunjin istedi bu aramızda ki buzları eritirmiş"

Cevap vermedim Hyunjin ne yapmaya çalışıyordu anlamamıştım aramızdaki buzları Neden eritmek istiyordu onu da anlamamıştım ama daha önemli bir sorunum olduğundan bunu boşverdim ve çantamdan kitaplarımı çıkardım, Minho masanın üzerine bıraktığım mor kalemi aldı ve "vay canına bu ünlü bir serinin kalemlerinden"
"Ciddi misin?"
"Tabiiki"
"O zaman onu iade etmeliyim ama kim olduğunu bilmediğim birine nasıl iade edicem?"
"Hayır iade etme zaten bir kalem en fazla ne kadar pahalı olabilir ki?"
"Haklısın"

Garip bir şekilde ders boyu Minho'yla sohbet ettik daha doğrusu o benimle sohbet etmeye çalışıyordu ben de sıkıldığımdan onunla konuşuyordum ve onunla muhabbet etmek de güzel gelmişti hatta dersin sonuna doğru bir şeyi öyle hevesli anlatmaya başlamıştıki dirseğimi sıraya koyup elimi de yüzüme yaslayıp onu izlemeye başlamıştım yüzü gerçekten güzeldi, gözleri çok hoştu mesela, o konuşurken bakışlarım istemeden gözlerinden dudaklarına kaydı ve bu yutkunmama sebep oldu, bana ne oluyordu bilmiyordum ama sanki o dudaklar bana öp beni diyordu.

"Saçmalama Jisung"
"Ne dedin?"
"Kendi kendime söyleniyordum"

Zil çaldığında hızla yerimden kalktım ve kantine kaçtım bir su alıp bir anda hepsini içtim. O sırada Hyunjin ve Felix de kantine gelmişlerdi.

"Yavaş be Jisung" diyerek giriş yaptı Hyunjin Felixse sadece sırıtıyordu su şişesini çöpe attım ve onların yanına geçtim "Buna ihtiyacım vardı"
"Hayırdır korkunç bir şey mi gördün?" Bunu Felix sormuştu "Hayır yok bir şey neyse benim gitmem gerek" dedim ve kantinden çıktım resmen onlardan kaçmıştım çünkü onlara "arkadaşınız çok güzel konuşuyordu da onu öpmek istedim" diyemezdim

Tekrar sın3ıfa girdiğimde Minho hâlâ sırada oturuyordu önünde de bir sürü post-it vardı ve bir şeyler yazıyordu ne yani o mu yapıyordu? Ona doğru yürüdüm "sen" diyip sustum başını kaldırıp bana baktı "Bunları sen mi yapıyordun?"

post-it (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin