-2- Morg..

496 150 33
                                    

'' Bende seni bulamayınca telaşlandım. Bugün son günüm . konuşup helalleşecektim. ''
Tuğçe sakinleşince teyzeyi  yanına oturttu. Nejla hala şaşkındı ve kıpırdamıyordu. Ölü bir kadın ile şuan konuşuyordu.
'' Nasılsın teyzecim.''  Dedi Tuçe.
'' İyiyim kızım . '' diyerek cevapladı. Başıyla Nejlayı göstererek ;
 '' Bu hanım kızımız kim?''
Nejla kendisinden bahsedildiğini anlayınca kendine gelmeye çalışarak başını hafifçe sağa sola salladı.
'' Bu arkadaşım Nejla . Bir alt katta nöbette oda.'' Dedi Tuğçe.  Teyze olumlu anlamda başını sallıyarak Nejlaya döndü
'' Sen nasılsın Nejla kızım ?''
Nejla dudaklarını kıpırdattı ama ağzından tek bir harf çıkmadı. Teyze h^la Nejla'dan cevap beklerken , Tuğçe konuşması için arkadan ona işaret veriyordu.
Nejla sonunda;
'' İyiyim teyzecim. Ben sizede çay getireyim en iyisi.'' Diyerek hızlıca ayağa kalktı ve çay makinesine doğru adımladı. Her adım atışında bacakları titriyordu.  Çay makinesine varana kadar düşeceğini biliyordu çünkü bacakları onu taşımaz olmuştu.
Tuğçe teyzeye ' bir dakika ' işareti yaparaktan hızlıca Nejla'nın yanına koştu. Ve kolundan ona destek oldu.
'' Sakin ol tamam mı ?'' diyebildi Tuğçe.
 Nejla sinirle ona döndü . Tuğçe Nejla'nın ne diyeceğini bildiğinden onu susturdu.
'' Bak kendine gelmen lazım. Benimde senden bir farkım yok . Fakat ona birkaç soru sormalıyız .''
dedi. Nejla yine sinirle ;
'' Ne sorusu ya! Keziban Yapar o işte.'' Dedi.
'' Bak , en azından onu neden ve nasıl  gördüğümüzü öğrenmeliyiz. Aksi takdirde ikimizinde deli olduğunu düşüneceğim.''
Tuğçe'nin ciddi tavrı Nejla ' yı ikna etmemişti ama yinede deli olduğunu düşünmek istemiyordu. Başını hafifçe salladı.
'' Şimdi kendine gel ve teyzeye bir çay getir.''
Nejla yine başını sallıyaraktan titrek adımlarla çay makinasına gitti. Tuğçe'de teyzenin yanına döndü.
Tuğçe  teyzeye birkaç soru sorup , iyice emin olmak istedi.
 '' Teyze senin hiç refakatçin yok mu ?'' dedi Tuğçe.
'' Kimsem yok kızım. Köyün muhtarı sağolsun , getiriverdi. İşte böyle arada kalbim tutuveriyor . Doktorlar bu illete çağre bulamadı.'' Durdu ve  devam etti. '' İnşallah yarın gidiyorum. Evlatlarım Almanya'dan gelicek yarın. Onlara kavuşacağım inşallah. Çok özledim.''
Tuğçe başını sallıyaraktan anladığını belirtti. Bu sırada Nejla elindeki çay ile Tuğçe ve teyzenin yanına geldi ve karşılarındaki sandalyeye oturdu.
Nejla ile Tuğçe göz göze geldiklerinde Nejla ' O mu?' der gibi baktı Tuğçe'ye. Tuğçe başını olumlu anlamda sallayınca Nejla'nın elleri korkudan titremeye başladı. H^la elinde olan çayda onunla birlikte titremeye başladı. Çay bardağın sallanması ile bardaktan taşmaya başlayınca Tuğçe Nejla'nın elinden bardağı alıp masaya bıraktı.
'' İyi misin kızım sen?'' dedi teyze.  Nejla teyzeye bakıp başını hafifçe salladı.
'' İ-i -yiyim ben.'' Dedi zar zor.
'' Tuğçe kızım.'' Diye seslendi teyze.
'' Kızım evlat hasreti hasta etti beni. Bu defa gidiciyim. Üç gündür seninde kafanı şişirdim. Dertlerimi dinledin , teselli ettin. Bu gün göremeyincede , helalleşemiyeceğim diye korktum. Hakkını helal et kızım. Anneni-babanıda ara , sor. Gönlünü al. Gün gelir , evlatlarında seni sormaz.
Evlat yaşlanınca dahada kıymetleniyor. Sizin zamanlarınızda , hayat akıp gidiyor. Bizim yaşımıza gelincede kimsen kalmıyor. Nasılsın diyenin olmuyor.
Siz ana-baba kıymeti bilin yavrum. Onları unutursanız sizide unuturlar. ''
Teyze Tuğçe ve Nejla' ya nasihat veriyordu ama onlar orada değil gibilerdi. Kaskatı kesilmişlerdi , kulakları tıkanmış gibiydiler.
'' Hadi yavrularım. Verilen zaman doldu. Siz yarın oğlumu ve kızımı görürsünüz. Sabah burada olurlar. Onlara de ki; Gün ola devran döne , herkes ettiğini bula . Ben buldum onlar bulmasın. Selamı mı söylersin.''
Tuğçe 'Hangi zaman? , Neden kendisi görüşmeyecekmiş gibi davranıyor?' gibi sorularla aklı karışmış halde ;
'' Tamam teyze.'' Dedi.
Nejla ise gözleri hala kocaman gözler ve sapsarı ten ile donuk donuk bakıyordu.
Tuğçe bir şeylerden emin olmak istiyor. Aklındaki eksik sorulara  yanıt bulmak istiyordu.
Teyze kalkıp asansöre doğru ilerledi. Tuğçe Keziban teyzeyi takip etmeye karar verdi. Ayağa kalkıp peşinden gitmeye başladı. Geriye doğru baktığında Nejla'nın h^la orada oturduğunu gördü.
'' Nejla yürüsene!'' diye sessizce seslendi. Nejla Tuğçe'ye doğru baktı ama kıpırdamadı. Tuğçe tekrar ona doğru yürüyüp kaldırmaya çalıştığında Nejla hızlıca başını iki yana sallamaya başladı.
''Olmaz!'' dedi sessizce. '' Altımı ıslsattım.''
Tuğçe şaşkınca Nejla'nın endişeli yüzüne baktı. Korkudan kaçırmışmıydı ; evet.
Tuğçe teyzeyi kaybetmemek için hızlıca arkasından gitti. Asansöre binmiş kapıları kapanmak üzereydi. Hızlıca merdivenlere yöneldi ve her kat indiğinde asansörü takip etti. Asansörü kaçırmamak için çok hızlı imesi gerektiğinden bacakları ağrımıştı.  Zemin kata kadar indi. Merdivenin ucundan asansöre baktığında , Keziban teyze asansörden çıkmıştı. Ardından iki doktor daha çıktı.
Keziban teyze morga dogru ilerleyince Tuğçe korku dolu bakışlarını eksik etmeden onu takip etti. Teyze kapıdan içeri girince Tuğçe'de kapı kapanmadan ona yetişti. Kapıyı hafif aralık bırakarak içeriye baktı. Teyze odanın içindeki iki yataktan boş olanına doğru ilerleyip beyaz örtünün altına girdi. Tuğçe korkuyla ağzını hızlıca kapattı. Çığlığını engellemek istemişti ancak arkasından gelen sesle çığlığı bastı.
Sesin ne olduğu o an Tuğçe için önemli deildi. Patlamaya hazırdı zaten.  Otopsi raporu ilk eline geçtiği andan itibaren büyük bir çığlık atmak, korkusunu dışarı vurmak istiyrdu ama yapamamıştı. Şimdi ise sonuna gelmişti ve çığlığı koridorda yankılanmıştı.


'' Neye bakmıştınız?''  sese doğru döndüğünde temizlik görevlisi olduğunu görmüştü.
'' H-hiç.'' Diyerekten oradan kaçarcasına uzaklaştı. Sanki bu olanlar bir rüyaymış ve uyanıyormuş gibi.
Tuğçe hastanenin bekleme salonuna geri döndüğünde, Nejla'yı hala aynı yerinde donuk donuk otururken buldu.
Nejla'nın yanında iki hemşire daha vardı. Onu o halde görünce yardımcı olmak için yanına gelmişlerdi.
Tuğçe Nejla'nın yanına gelince;
'' Tamam kızlar ben hallederim.'' Diyerekten kızları gönderdi. Tuğçe Nejla'yı sarsarak;
'' Kendine gel Nejla. Geçti tamam mı? O gitti. '' Nejla biranda Tuğçe'ye dönerek ;
'' Gerçekten mi ? Nasıl?'' diye hızlıca sordu. Tuğçe derin of çekerek.
' Kendine gel anlatıcam tamam mı ?'' dedi. Nejla başını hafifçe sallıyarak kendine şöyle bir baktı.
Altı ıslaktı ve oturduğu saldalye deri olunca ıslaklığı emmemişti. Yere bile damlamıştı. Tuğçe hemşire önlüğünün altındaki ceketini çıkarıp Nejla'nın beline bağladı ve kolundan destek olarak hemşire odasına götürdü. Oda boştu . Nejla  da utanmıştı .
'' Önce kendine gel tamam mı ?'' dedi Tuğçe . İkiside başını sallayıp oturdu. Nejla korkusunu dökmek istercesine ağlamaya başlayınca , Tuğçe'de kendini tutamadı. Odaya sadece bir hemşire girip çıkmıştı oda bir şey söylememişti. Sonunda gözyaşları dinince birbirlerine , olayları anlamaya çalışırcasına, sorular sordular.
'' Böyle bir şeyin mümkün olduğuna inanamaıyorum.''

Gece GelenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin