İşte yeni bir gün daha..
Tuğçe'nin olaysız geçeceğini umduğu bir gün .. - onarmal olaylar-
Tuğçe yine erkenden kalkıp hazırlandı. Kahvaltısını yapıp annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve hastaneye gitmek üzere evden ayrıldı.
Otobüse bindiğinde derin bir nefes aldı. Hava çok güzeldi.
Tuğçe, kimsenin yaşamak istemeyeceği iki korkunç olay bırakmıştı geride. Ama içten içe , ders almıştı bu yaşadığı olaylardan.
Hastane'ye varıp masasına geçti . Günlük hemşire işlerini yapmaya başladı.
Bugün yoğun bakım ünitesine beş hasta yatırmışlardı. O bölümle bugün Sude ilgileniyordu, işleri çok yoğun olmasa bugün ona yardımda bulunabileceğini düşündü. Sude çok başarılı bir hemşireydi, aynı zamanda her hemşirenin yapması gerektiği gibi işini fazlasıyla ciddiye alıyordu.
Yoğun bakım ünitesinde yatan hastalardan Üç'ü hamileydi. Doğumlarına çok az kalmış olmalıydı.
Sude Hemşire , Tuğçe'nin yanına geldi ve yanındaki panoyu incelerken selam verdi.
'Merhaba Tuğçe, Nasılsın?' dedi.
Tuğçe, imzaladığı dosyalardan başını kaldırıp cevap verdi. 'İyiyim canım, ya sen? Bugün beş hasta gelmiş.'
Sude, panoya son defa bakıp Tuğçe'nin yanı başına oturdu.
'Saol , evet. Ben bakıyorum bugün.' Dedi.Tuğçe ve Sude kısa bir muhabbete dalmışken, Tuğçe biranda garip bir ses ile başını koridorun sonuna doğru çevirdi.
Koridorun sonunda bir kadın vardı. Korkunç bir kahkaha sesi dolmuştu kulaklarına. Kadın, adeta korku filimlerinden fırlamış gibiydi; Üstü başı kanlıydı ve elinde bir şey tutuyordu.
Tuğçe kadını daha net görebilmek için kendisine doğru ilerlemesini bekledi.
Kadın koridorda ilerlemeye devam ederken , Tuğçe gördükleriyle gözlerini kocaman açtı ve nefesi kesildi. Donup kalmıştı adeta.
Kadın, köylü kıyafetleri içindeydi hatta başında sarı , dantelli bir eşarp vardı. Üstü başının kanlı olmasının yanı sıra , Tuğçe'nin korkmasını sağlayan şey elinde tuttuğu ciğerdi.
Üzerinden dumanla çıkan bir çiğeri taşıyordu, kanlı ellerinin arasında, korkunç gülüşüyle birlikte Tuğçe'nin önünden geçip ilerledi. Ardında damla damla kan izleri bırakmıştı.
Sude, Tuğçe'nin bu halini görünce , omuzlarından hafifçe sarsıp kendine getirmeye çalıştı.
'Tuğçe, iyi misin? Noldu, bembeyazsın?' dedi.
Tuğçe, Donmuş bir halde Sude'ye baktı. 'G-görmedin m-mi?' diye sordu.
Sude şaşırmıştı. 'Ay canım neyi görmedim mi? ' diye şaşkınca baktığında , hastane biranda ayağı kalkmıştı. Etrafta koşuşturan birsürü hemşire ve doktor vardı.
Sude , Tuğçe'yi bırakıp hemen koridorun sonuna doğru koşmaya başladı.
Kendine gelmeye çalışarak etrafına bakındı. Doktorlar , yoğun bakım ünitesine doğruilerliyordu.
Nejla'yı kordorda görünce hemen yanına gidip sordu. 'Noldu, herkes niye koşuşturuyor?Acil bir hasta mı var?' dedi.
Hala yüzü bembeyazdı. Nejla telaşla konuştu;'Hamile bir hasta vardı. O kötüleşmiş sanırım. Bende bu kadarı duydum .'dedi..
Hastane hemen sonra tekrar sakinleşince Nejla ve Tuğçe , yoğun bakıma doğru ilerlediler. Sude'yi görünce durdurup sordular..
'Hastaya bir şey mi oldu?'
Sude, asık suratıyla karşılık verdi.'Yeni gelen 8 aylık hamile bir hasta vardı. Solunum yetmezliğinden kaybettik.' Dedi.
Tuğçe ve Nejla üzülmüşlerdi. Geri masasına döndüğünde , Nejla'nın gözüne yerdeki kan izleri takıldı.
' Bu kan izleri nerden geldi . Lütfiye Hanımı çağırayımda temizlesin bari. Nerden dökülmüş bu ya..' diye sonlara doğru sesi mırıltıyla çıkmıştı.
Nejla temizlikçi Hanım'ı çağırmaya giderken Tuğçe onu durdurdu. Hastane karışmadan hemen önceki gördüğü kadın aklına gelmişti.
Nejla , -ne oldu?- dercesine ona baktığında Tuğçe, hemen anlattı.
'Az önce bir kadın gördüm. Korku filmlerinden fırlamış gibiydi. Sesli bir şekilde kahkaha atıyordu. Ve ş-şey elinde de bir ciğer vardı. Kanlar ondan damladı..' dedi.
Nejla, korku ve şaşkınlıkla ona baktı. 'Ciğer, kadın? Nasıl yaa..?' diye mırıldandı.
'Ya bildiğin ciğer işte. Kurbanlık koyunu ciğerini çıkarmış gibi, üzerinden dumanlar bile çıkıyordu. Böyle sinsi sinsi kıkırdıyordu..' dedi Tuğçe.
Nejla, yine mi? Der gibi baktı. Tuğçe'de karşılık olarak omuzlarını hafifçe silkti.,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Gelenler
Mystery / Thriller+18 Sadece seçilmiş insanların yaşayabileceği , görebileceği gizemli olaylar vardır dünyada. İnanılması güç ama gerçek olan olaylar karşısında, görevi gereği, olması mümkün olmayan olayların mümkün olduğu , görerek , yaşayarak ve kendisini içind...