park roseanne
Mutlu gibiydin yoongi. Rol mu yapmıştın ki bana karşı? Evet biliyorum iyi bir ilişki değildi bizimki ama hiç mutlu olmadığını da söyleyemezsin değil mi? Beraber piyano çaldığımız, şarkı sözleri yazdığımız anlar mutluydun. Eminim ki mutluydun. Alakasız bir anda kafamıza estiği gibi dışarı çıkıp sokaklarda amaçsızca, yalnızca el ele tutuşarak ve tek kelime dahi konuşmadan yürüdüğümüz zamanlar mutluydun. Beraber yemek hazırlarken ve ben sahip olduğum tüm sakarlıkla mutfağı birbirine katarken mutluydun. Sahneye çıkıp yalnızca sana bakarak şarkılar söylediğim anlarda da mutluydun. Diş etlerin gözükür, gözlerin neredeyse yok olur ve gözaltların kırışırdı. Mutluydun ve öyle bir gülümserdin ki işi olan insan bile dönüp sana bakardı. Işık saçardın. Mutlu olduğunda ışık saçardın yoongi. O yüzden bana seninle hiç mutlu olmadım dersen, bu kocaman bir yalan olur. Katiyen inanmam sana. Kendimi kandırmak istediğimden falan da değil. Evet biz çok kötü bittik ama ben seni çok iyi tanıdım yoongi. Mutlu olup olmadığını anlayabilirdim, değil mi?
Şimdi bunun ne önemi var diye düşünüyor veya düşünecek olabilirsin. Ama var işte. İlişkimiz hakkında en azından iyi hatırlayabileceğim birkaç şeye ihtiyacım var. Bu yüzden hiç mutlu olmadıysan da bunu bana söyleme, yalnızca bir tanecik yalana kendimi kaptırmama izin ver.
Beni hiç düşünüyor musun? Arada sırada aklına düşüyor muyum? Beni düşünüyorsan da nasıl düşünüyorsun mesela? İyi mi kötü mü? Aslında cevap vermeni çok isterdim ama verirsen de ipleri elimden kaçıracak gibiyim. O yüzden soru işaretlerimde kaybolmaya razıyım, şikayetim yok.
Seni düşündüğümde aklıma gelen ilk şey gülümseyişin. Ki bence bu seni zamanında sevdiğimin kanıtı. Umarım sen de beni düşündüğünde aklına düşen ilk şey, gülümsememdir.
Umarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear yoongi ✓
Fanfictionyoonrosé kalbin sıkı sıkı tutunmak isterken veda etmek zordur. veda etmek zorunda olmak ise en zoru.