park roseanne
Gitmesen nasıl olurduk acaba? Hâlâ beraber olur muyduk? Evlenir miydik ya da çocuğumuz olur muydu?
Hiç sanmıyorum.
Eminim ki düzgün bir ilişkimiz olsa bile sen bana asla evlenme teklifi etmezdin. Hem sen çocukları bile sevmezsin ki! Büyük ihtimal ilişkimiz boyunca en büyük korkun hamile kalma ihtimalim falan olmuş olabilir. Benim için aldığın doğum kontrol ve ertesi gün haplarını hiç aksatmazdın çünkü. Ne kadar korkuyorsan bu düşünceden artık.
Aptal, duygusal ve saplantılıydım. O kadar aptaldım ki sevdiğin her şeye büründüm. O kadar duygusaldım ki öylesine havaya fısıldadığın cümleyi bile içerledim ve o kadar saplantılıydım ki senin haricinde düşündüğüm ve düşünebileceğim tek bir şey bile yoktu. Şimdi farkına varıyorum ki bana katlanmak da o kadar kolay değilmiş. Alınganlıklarıma, seninle çok ayrı olan mantığıma, bencilliğime, sanırım en çok da kıskançlıklarıma. Hatırlıyorum da, bir kızla göz göze geldiğinde bile içim içimi nasıl kemirirdi. Gece saatlerinde kalabalık yerlere gitmeyi hiç sevmezdim mesela, bütün kızlar seninle ilgilenirmiş gibi gelirdi çünkü. Kıskançlıktan avuç içlerim kaşınırdı. Seni yalnız bırakmamak için lavaboya bile gitmezdim.
Hastaymışım. Aptal, duygusal, saplantılı ve hasta. Katlanılmayacak tüm özellikler bende toplanmış meğersem. O zamanlar da biliyordum mükemmel olmadığımı da bu kadar farkında değildim elbette. Kişinin kendini eleştirmesi zor biraz, anca anca farkına varıyorum kendimin. İşin komik yanı, hâlâ böyle miyim bilmiyorum bile. Kendimin farkına vararken, bir bakıma da kendime çok yabancılaştım aslında. Aradaki bu dengeyi kuramıyorum.
Beni bunlar yüzünden terkettiysen, seni anlarım yoongi. Ki bana kalırsa, bu içerisinde olduğum durumun en üzücü ve acınılası yanı.
Çünkü beni terkedişine artık anlam verebiliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear yoongi ✓
Fanfictionyoonrosé kalbin sıkı sıkı tutunmak isterken veda etmek zordur. veda etmek zorunda olmak ise en zoru.