Uyandığımda okula gitmek istemedim.Nedeni aklımın çok derinlerindeydi ama bulamıyordum.Ulaşı gördüğümden beri tuhaflaşmıştım.Babam evde değildi.Akşamda normal olarak gelmemişti.Üstümü giyinip kahvaltıya indim.Kahvaltı hazırdı ama esra yoktu.Kahvaltıdan sonra televizyonda birşeyler aramaya başladım.Uygun bi kanal bulamamıştım.Telefonum titredi.Arayan çağataydı.Açmadım.Artık onu seviyor muyum bile bilmiyorum.Okula neden gelmediğimi sorucaktı.Zaten ilgilendiğide yok neden hala onunla birlikteyim ki? Saçma bir kanal bumdum.Televizyon izledikten sonra dışarı çıktım.Uzun zamandır gitmediğim sahile gidicektim.Oraya gelmiştim.Havada hafif bir serinlik vardı ve güneş batmak üzereydi.Yanıma yaklaşan birini gördüm.Fakat sadece gölgesini.Aldırmadan denizi seyretmeye devam ettim.Yanıma geldi.
"Hala buralarda takıldığını bilmiyordum." Ulaştı bu.Kalbim çarpmaya başladı.
"Takılmıyorum.Geldim sadece."
"Sen çok değiştin."
"Hiç sanmıyorum."
"Ada dan ayrıldım."
"Üzüldüm."
"Aldattı."
"Normal."
"Hemde.."
"Hemde?"
"Senin çağatayla." Ayrılmak için neden di bu içimden gülmek geldi.
"Beklenebilir."
"Benimle artık eskisi gibi değilsin.Neden?"
"Bunu kendine sor." Uzun bir sessizlik oldu.
"Yoksa? Sen beni mi..?"
"Evet ulaş.seni!"bunu yeni fark etti.Hödük.
"Sen çağatayla beni..Kıskandırmak için mi? . Yani..?"
"Evet."
"Bende seni." Gözümü kırpmadan ona baktım.Çağatay gibi bakmıyordu.Sonra gülümsedi.Onun boynuna atladım.Hala aynı kokuyordu.Vanilya.Ve ben bunu özlemiştim..