_________________________________________________
-Ashly'nin Anlatımı-
El ve Max ile mükemmel vakit geçiriyordum. İlk defa mutluyum, özgürüm. Ben böyle düşünürken El ve Max çoktan bir sürü ayakkabıların olduğu bir yere gelmişti.
Max: Ah! Bunlar evet mükemmeller! Denemeliyiz!
Ashly: Kesinlikle düşerim.
Max: Kimin umrunda! Eğleniriz!
Eleven: Pekâlâ.
Eleven fazla topuklu olan bir ayakkıbıyı giydi. Max ile ben onu tutuyorduk ama sanırım tutamıyoru- Evet düştük.
Eleven&Max&Ashly: -Gülmeye Başlarlar-
Bize bir grup kız göz devirdi? Hadi ama bunlar şimdi havalı mı oldu? Eleven ve Max kendilerini tutamayıp tekrar gülmeye başladılar.
Onun böyle mutlu olmasını seviyorum...
Max: Şimdi nereye?
Eleven: Waffle?
Max: Evet mükemmel fikir.
Mağazadan çıkıp ilerliyorduk ta kii..
Eleven: Durun. Şu kıza dersini verelim.
Bize bakan biri var mı diye etrafa baktım.
Ashly: Kimse bakmıyor.
Eleven: Harika.
Max: Yeah!
El biraz odaklandı ve kızların elindeki içecekler bir süre sonra patlayıp her yerlerine saçıldı. Max gülmeye başladı.
Kaçmaya başladık ama birden El ve Max duraksadı anlam verememiştim? Çocuk şaşkınlıkla konuştu.
X: Sen. Senin burada ne işin var!?
Eleven: Alış-veriş?
X: Delirdin mi sen? Onun dışarıda olmaması gerek.
Max Yüzündeki sırıtışı silerek ciddi bir biçimde konuştu.
Max: O senin evcil hayvanın mı?
Eleven: Evet, ben senin evcil hayvanın mıyım?
X: Tanrım, ne!
Max: Aptal.
Z: Susun- Hey? Yanındaki kız kim?
L: Artık D&D oynasak?
D&D?
Eleven: Aa-
Max: O Ashly, El'in 3 aydır görüşmediği arkadaşı benimde yeni bestiem.
Evren beni mi sınıyorsun!? Daha dün Reginald bizi oradan aldı!
Ashly: 3 ay evet. Peki siz?
X: Bunun bir önemi yo-
L: Will ben
Ashly: Bir ara bana D&D Oynamayı öğretmenisin.
Dedim gülümseyerek.
Will: Evet!
Z: Ben Lucas.
X: Ah..Ben de Mike.
Arkamızdan biri bize seslendi.
T: Çocuklar!
Max: Bunlar ise Dusty Bun ve Steve.
Dustin: Hey!
Max gülerek.
Max: Hey Dusty Bun sadece takılıyorum. Adı Dustin.
Ashly: Memnun oldum.
Steve: Tanrım onun burada ne işi var!
Dedi El'e bakarak.
Max: Steve annelik duygusunu konuşturuyor.
Mike: El biri seni görürse hiç iyi olmaz eve git!
Eleven: Biliyor musun? Ashly'nin hoşlandığı baltalı çocuk bile senden daha ilgilidir en azından şuan arıyordur.
Ashly: EL!
Eleven: Ne var yanlış mı!
Ashly: Artık sus!
O sırrı sadece 2'miz bilmeliydik. Ama duydular. Max ve Will hariç hiçbirine güvenmiyorum. Özellikle de Mike'a!
Max: El koş!
Eleven: Ashly sinirden öyle birden çıktı üzgünüm..
Ashly: Üzgünüm El fazla tepki verdim.
Eleven: Aramız iyi mi?
Ashly: Elbette!
Max'e döndüğümde tek bir noktaya odaklanmış olduğunu gördüm.
Max: Hey Ash! Bana biraz betimlesene şu bahsettiğin çocuğu.
Ashly: En kolayı şortlu ve ilk geldiğimde üstümdeki formadan ondada var.
Max biraz gergin görünüyordu?
Max: Katillik oranı..
Ashly: %100'ün üstünde...
Max: Siktir sanırım bahsettiğin arkadaşın şuan buraya doğru geliyor..
İmkanı yok.
Ashly: Lanet olsun!
Max: Şahsen ben sıçtığımız düşünüyorum- artık düşünmüyorum. Net Ashly alır baksana göz rengi değişti.
Eleven: Geleceği varsa, göreceği de var.
_______________________________________________________________
Az yazdım karantinada canım sıkılıyor(Seri Sad :')
Umarım beğenmişsinizdir <3
İyi Geceler <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hold on to me,,the umbrella academy
Fanfiction↳ ❝Don't look at me with those green eyes.❞ Five laughed. ❝What eyes?❞ A book about the Hargreeves family. An outcast child. A girl whose powers were hidden from her and thrown into the lab. Everyone thinks that the girl is adopted like the childre...