1

2.4K 110 152
                                    

"HAHAHAHA ya yapma bellatrix işicem şimdi!"

"Hahaha d-dur Bella hahahaah"

Bella iki genç kızı çıldırtıyordu. İlerde bunu her ne kadar cruio laneti ile yapacak olsada şuan gıdıklayarak yapmak onun için bir hayli acımasızdı.

Andromeda, Clara ve bellatrix çok yakın arkadaşlardı. Clara annesinin arkadaşlarını eve kabul etmeyeceğini bildiğinden ötürü sürekli black malikanesini ziyaret ederdi.

"Sesiniz aşağı kadar geliyor! Sessiz olun!"

Clara alayla konuştu.

"Yaaa küçük cissy e bak sen büyümüşte hogwartsa mı başlıyacakmış! Haahahah"

Cissy Clara yı görmesi ile koşarak sarıldı. Bir kaç güzel dakikanın ardından Clara lily ile buluşacağını hatırlayıp kalktı.

"Ya bu gece burda kalsan? Vallahi annem sen yokken çok huysuz oluyor. Kadın bizi yiyecek!"

Buna koca bir kahkaha attı Clara

"Kadının suyuna git Andromeda. Lily ile buluşcam"

Bellatrix yüzünü buruşturdu.

"Resmen bir bulanık ile görüşmen yetmiyor bizi onun için bırakıyorsun"

Her defasında aynı konuyu konuşmaktan bıkan Clara tekrar konuştu.

"Bella. Hepinizi çok seviyorum. O benim gryffindordaki tek arkadaşım. Ayrıca her gün sizdeyim. Bir de sizde kalayımda babamla bir daha kavga edeyim. Malüm annen falan beni öldürebilir ya ahahahahha"

Bu dediğine 3 kardeş pek gülmemişti.

"Babama göre aileniz bir ölüm yiyenmiş. Gerçekten komikler. Her neyse hadi öptüm. Ben gidiyorum"

Arkadaşlarına son kez sarılıp odadan çıktı Clara. Şimdi sıra lily de idi. Şömineye 'privite drive 4 numara' demesi ile yeşil alevlerin içinden karşısındaki mütevazı eve girdi.

Bir anda önüne çıkan bir kızın çığlığı ile tüm aile oraya girdi.

"Şömineden çıktı! Seni ucube! Evimizden git!"

Gözlerini devirdi Clara. Petunia her zaman böyleydi. Onu takamdan bay ve bayan evansa selam verdi. Ardından lily ile evden çıktılar.

"Cidden ablandan nefret ediyorum. Seni kıskanıyor ve sen bunu görmüyorsun"

Lily nefesini titrekçe dışarı verdi.

"Beni kıskanmıyor sadece büyüden korkuyor. Benide seviyor"

Gözlerini devirdi Clara

"Bak lily dost acı söyler diye bir söz var mugglelarda. Petunia senden nefret ediyor seni kıskanıyor. Büyüdüğümüz de bize bir şey olsa senin çocuğuna bile bakmaz o!"

"Abartma Clara elbette çocuğuma kendi çocuğu gibi bakar. Biz kardeşiz aynı kanı taşıyoruz"

"Çok aptalsın lily" diye mırıldandı Clara "ve ben senin için hiç bir şey yapamıyorum"

***

"TEKRAR EDİYORUM ONLAR ÖLÜM YİYEN DEĞİL!"

"BANA BAĞIRMA LİLİANNE! TEHLİKEDESİN!"

Derin bir nefes aldı Clara ve babasına döndü

"Ne gibi bir tehlike olabilir! Beni öldürecek halleri yok ya!? Ayrıca unuttuğunuz şey şu çok sevdiğin oğlunun kardeşi gibi gördüğü arkadaşımda aynı aileden! Ona neden kızmıyorsunuz ki?!"

"AYNI ŞEY DEĞİL LİLİANNE. O BİR GRYFFİNDORDU!"

"TANRIM ÇILDIRICAM. İNSANLARI BİNALARINA GÖRE YARGILAYAMAZSINIZ. ÇOK KORKUYORSAN GETİRMESEYDİN BENİ AMERİKADAN"

"Clara yeter. Odana çık"

Annesine kulak asmadı.

"Madem o kadar korkuyordunuz getirmeseydiniz. Getirdiniz mi? O zaman karışmayacaksınız. James'e nasıl imkanlar sunuyor iseniz bana da sunacaksınız. Onun arkadaşlarına karışılmıyor ise bana da karışılmıycak. Onun gittiği yerler umursanmıyorsa benimkide umursanamyacak ve son olarak ona nasıl değer veriyor iseniz bana da veri-"

Lafını kendi kesti

"Yada bilmiyormusunuz siz bana değer falan vermeyin." Diyerek çantasını yerden alıp evden çıktı.

Jamesin oradayken kavgaya hiç müdahale etmemesi onu kızdırımıştı.

Onların gözüne girmeye çalışıyor

İçindeki sesi onayladı. Kumral-sarı saçlarını arkasına atarak büyücü olduğunu bildiği bir evin zilini çaldı.

"Buyrun?"

"Şey merhaba. Ben sizin şöminenizi kullanabilir miyim acaba?"

Kapıyı açan kadın onunda büyücü olduğunu analyıp içeri geçmesine izin verdi. Kadına teşekkür edip uçuş tozunu eline alarak arkadaşının yanına gitti.

"Lesterange kalesi"

****

"Lilianne ağlama artık bak üzülüyorum. Hadi yemeğe inelim"

Göz yaşalrımı silerek konuştum.

"Ailen sorun etmez değilmi Mia."

"Merak etme etmezler. Hem ayı ikizimin arkadaşı da burda malfoy olan. O yüzden gelene bir şey demezler."

Saçalarımı düzeltip yüzümü yıkadım. Üzerini mia'dan değişmeye gerek duymadım çünkü black malikanesine gittiğim için zaten resmi bir kıyafetle idim.

Aşağı indiğimde büyük masada çocuklar vardı.

"Ooo selam Clara, sen buraya uğrarmıydın ya?"

Rodolphusun lafına göz devirdim.

"Ben aslında yoğum" bu dediğim ile herkes kahkaha atmıştı.

"Selam malfoy"

"Selam Potter"

Bu sefer odağım rabastana döndü. Gerçekten çok yakışıklı idi ve ondan fena halde hoşlanıyordum. Tek sorun benden 3 yaş büyük olması idi ama buda pek sorun sayılamzdı.

"Merhaba rabastan" diyerek gülümsedim. O da bana gülümsedi ve kafasını salladı. Kalbim fazla hızlı atarken bay ve bayan lesterange masaya doğru geldiğini görmem ile diğerleri gibi ayağa kalktım.

"Clara! Hoşgeldin tatlım"

Biraz bayan lesterange ile konuştuktan sonra bay lesterange ın 'afiyet olsun' demesi ile yemeğe başladık.

677 kelime

Mia lesterange hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce baba Potter gerçekten ayrımcılık mı yapıyor?

Claranın safkan aileler ile iyi anlaşması?

Rabastan dan hoşlanması?

Buradan siriusa sesleniyorum. Elini çabuk tut yoksa bu şıp sevdi Clara rabastana aşık olacak!

Sevgilirde hadi eyw

Çapulcular Ve Clara {Sirius Black}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin