"Kıpırdama da düzgün yapayım şu pansumanı." Soobin sert sesiyle otuzuncu kez aynı şeyi tekrarlarken Yeonjun homurdanmış ve mümkünmüş gibi kaşlarını daha da çatmıştı. "Pansuman yapmıyorsun ki amk dövüyorsun resmen."
"Sana iyi davranmaya da gelmiyor al kendin yap o zaman pansumanını!" Sinirle elindeki pamuğu atıp, koltuktan kalkmak için yeltendiğinde bileğini tutan eller tarafından geri oturtulmuş ve Yeonjun birden bire başını Soobin'in dizlerine gömmüştü.
"Soobin...Özür dilerim amacım sana kötü davranmak değil."
Tam olarak nedenini anlayamasa da Yeonjun'un şu an oldukça hassas olduğunu görebiliyordu ama sebebini bilmediği için nasıl davranması gerektiği konusunda bir fikri yoktu. "Biliyorum tamam sorun değil."
"Soobin," Başı Soobin'in dizlerinde olduğu için sesi boğuk çıkarken, bu kabul etmek istemese de Soobin'e tatlı gözükmüştü. "Ne var?"
"Hani ben maçtan önce sana çıkarım var demiştin ya,"
"Evet?"
"Senden bir şey isteyecektim yani çıkar dediğim o. Şimdi istesem yapar mısın?"Yeonjun'un saçma sapan bir şey isteyeceğine emin olduğu için homurdandı. Ondan mantıklı bir şey çıkabileceğine inancı sıfırdı.
"Yeonjun şurada iki dakika kavga etmeden duruyoruz ne güzel rahat mı batıyor sana lan? İlla istediğin şeyle beni delirticeksi-"
"Saçımı okşar mısın?"Sözü yarıda kesilirken hiç beklemediği istekle donakalmış, o sırada Yeonjun biraz daha kıpırdanmış ve bu sefer tek koluyla Soobin'in belini sarmıştı. Dıştan bakıldığında pozisyonu rahat değilmiş gibi gözükse de o oldukça rahat hissediyordu. Başı Soobin'in dizi ve karnı arasındaydı, sol kolu ise hafifçe Soobin'in belini tutuyordu.
"Saçını mı okşayayım?"
"Hmhm."
"Ne yani kazanmak için bu kadar uğraşmanın ve yorulmanın nedeni sadece saçının okşanmasını istemen miydi?""Hmhm."
Yeonjun'a anlam veremediği düzinelerce an sayabilirdi ama bu aralarında en anlam veremediğiydi. Birinin sadece saçının okşanmasını istediği için bu kadar yorulmayı göze alması...Soobin için yeni bir şeydi ve tuhaftı.
Titreyen elleri yavaşça kucağındaki bedenin saçlarına ulaştığında yapıp yapmama konusunda emin olmadığı için bir süre öylece beklemiş, ardından Yeonjun elini Soobin'in elinin üstüne koyarak kendi saçlarında dolaştırıp Soobin'in okşaması için sinyal vermişti.
Parmaklarını yavaş yavaş yumuşak tutamların içinde gezdirmeye başladığında hala şaşkındı çünkü ilk kez biri ondan saçlarını okşamasını istiyordu ve o bu zamana kadar kimsenin saçlarını okşamamıştı. Sert mi davranıyordu yumuşak mı bilemediği için de küçükken annesinden gördüğü kadarını uyguluyordu ve Yeonjun'un hiçbir şikayeti olmamasına bakılırsa, iyi gidiyordu?
"Hareketlerim ayarlayamadığım için çoğu zaman sert oluyor. Eğer yanlışlıkla saçını çekersem ya da canını yakarsam söyle tamam mı?"
Yeonjun Soobin'e bir cevap vermeden sessizce gözlerini kapatmış ve kendini Soobin'e bırakmıştı.
O sırada Soobin hala düşünüyordu. Yeonjun neden hassastı? İstediği şey neden buydu ve neden şu an kafası dizlerindeydi?
Düşünceleri arasında gidip geliyorken, aniden işittiği hıçkırık sesi yüzünden endişelenince elleri de durmuş ve yüzünü kucağındaki yüze yaklaştırmıştı. "Yeonjun ağlıyor musun sen?"
Ama Yeonjun bunu da cevapsız bırakıp Soobin'in elinden tuttuğu gibi yeniden saçlarını okşamaya devam etmesi için hareket ettirmişti. "Yüzünün neden bu halde olduğunu ya da neden bayılacak gibi olduğunu anlatacak mısın peki? Ya da neden ağladığını? Korkuyorum da biraz."
"Anlatamam ki."
"Neden?"
"Ya sen de bunları bana karşı kullanıp kalbimi kırarsan?"
"Şerefsiz miyim ben? Öyle bir şey yaparsam o zaman yanında kendi kalbimi de kırarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
left & right • yeonbin
Fanfictionsoobin: ÖZÜR DİLEMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUN? yeonjun: ne için soobin: KAFAMA BASKETBOL TOPU ATTIN? yeonjun: ölmedin ki