"Yeonjun ceketimi gördün mü sen?" Soobin'in yan odadan gelen sesiyle dikkatini telefonunun ekranından çekerken bir süre görmüş olup olamayacağını düşünmüş ve sonrasında Soobin gibi yan odaya bağırmıştı.
"Onu yıkayıp balkona asmıştın ya Soobin, git oraya bir bak."
Soobin'in üşendiği için çıkardığı homurtular aralarında bir oda daha olmasına rağmen net bi şekilde kulaklarına ulaşırken gülümsemişti.
"Üşengeç tavşan."
Soobin'le yaşamaya başlayalı bir hafta kadar oluyordu. Yaşadıkları kötü olaylar ikisi için de hala tazeliğini korurken, Yeonjun için daha da taze gibiydi. Öyle ki geceleri uyanıyor ve gördüğü kabuslar yüzünden çığlık çığlığa ağlarken kriz geçiriyordu.
Bunları yalnız başına atlatmadığı için mutluydu ama kendini Soobin'e yük oluyormuş gibi hissetmekten alıkoyamıyordu. Hiç gereği yokken geceleri kendisi yüzünden uykusundan oluyordu ve ağlayan sevgilisiyle ilgilenip o uyuduktan sonra bile uyumadan onu izliyordu Soobin. Yeonjun bunu biliyordu çünkü Soobin bir kez bütün gece uyumadan kendisini izlediğini ağzından kaçırmıştı.
Bu yüzden Yeonjun daha da vicdan yapmıştı. Birine bu kadar zorluk yüklemeye hakkı olduğunu düşünmüyordu. "Oh hayır yine başlamışız."
Soobin'in sesini kulağının dibinde duyar duymaz korkup sıçrarken "Korkuttun!" diye bağırmış ve elini kalbinin üzerine koymuştu. "Bir dakika ya...neye başladık yine?"
Soobin dudaklarını sarkıtıp üzgün üzgün koltuğa otururken, Yeonjun sorusunun cevabını almak için onun oturduğu yöne dönmüş ve gözlerini izlemeye başlamıştı. "Soobin'e yük oluyorum ne yapacağım diye düşünmeye başlamışsın."
Bunu nasıl anladığını bilemese de gözleri şaşkınca sonuna kadar açılmıştı. "Sen nereden biliyorsun bunu düşündüğümü?"
"Anlamak zor olmuyor."
"Soobin," dudaklarını büzerken gözlerini yerdeki krem rengi halıya dikmişti. Ne söyleyebilirdi ki?"Yeonjun beni iyi dinle. Sana daha kaç kere söylemeliyim bilmiyorum, seni söylediklerime nasıl inandıracağımı da bilmiyorum ama bana yük falan değilsin. Neden böyle düşünüyorsun onu da anlamıyorum. Seni çok seviyorum ve bu tamamen gerçek. Seni her şeyden çok seviyorum ve seninle geçirdiğim her an ki bunlar sana göre her ne kadar kötü anlar olsa da benim için çok değerli çünkü hepsinde yanımda sen varsın."
Konuşmasını yarıda keserken, Yeonjun neden durduğunu sormak için gözlerini halıdan çekmiş ve tam Soobin'e bakacağı esnada Soobin erken davranıp eliyle Yeonjun'un çenesinden tutup kaldırmış ve bakışlarını birleştirmişti. Bunu öyle yavaş ve nazikçe yapmıştı ki Yeonjun'un kirpikleri titremişti.
"Kriz geçirip uyanık kaldığın geceler ya da kabuslar yüzünden çığlık çığlığa uyandığın anlar benim için sorun değil Yeonjun. Sen bir insansın bir yük değil. Bu zamana kadar insanlar sana kendini nasıl hissettirdi bilmiyorum ama ben tüm bu anlarda yanında olmayı kendim seçiyorum. Seninle sabaha kadar sarılıp tavanı izlemek ya da seni uyurken izlemek dünya üzerinde bulunan her şeyden daha çok huzur veriyor bana. Yanlış anlama tabi ki acı çekmeni ve durmadan bunları yaşamanı istemiyorum ama en azından tüm bunların senin suçun olmadığını bilmeni ve kendini yükmüşsün gibi hissetmemeni istiyorum."
Yeonjun'un gözleri Soobin'in her cümlesinde gittikçe dolarken Soobin baş parmağıyla kirpiğine tutunan yaşları silmiş ve Yeonjun yanağına minik bir buse kondurmuştu. "Sen benim her şeyimsin ve bu her şeyin içinde yük olma diye bir şey yok."
"Soobin..." Sesi istemeden çatlarken susmuştu. Devam edecek gücü yoktu çünkü. Söyleyeceği şeyler daha ağzından dökülemeden hıçkırıklarının serbest kalacağını biliyordu. Ağlamak istemiyordu ve bu yüzden susmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
left & right • yeonbin
Fiksi Penggemarsoobin: ÖZÜR DİLEMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUN? yeonjun: ne için soobin: KAFAMA BASKETBOL TOPU ATTIN? yeonjun: ölmedin ki