10 -Final-

3.7K 435 102
                                    

07.08.2021

2370

_

Benim için artık tamamen bazı şeyler anlamını yitirmeye başlamıştı.

Hissizlik.

Aklımdan binbir anım geçiyordu, yüzüm ifadesizdi. Güzel anılar karşısında gülümseyemiyor, kahkaha atamıyor, yüzümü buruşturarak kafamı yastığa gömüp ağlayamıyordum. Bu oldukça berbat bir şeydi, yaşadıklarım karşısında ifadesiz kalmak.

Tarih ve zaman.

Uzun zaman önce benim için bu kavramlar da anlamını yitirmişti. Bunların benim için önemi olmadığı gibi artık çevremdeki bazı şeylerin de önemi yoktu.

Tuhaftır, yok oluşum ilk önce işe gitmemekle başladı. Sonra arabamı sattım, iş yerimi satmak aklımda dolansa da akadaşım Jimin beni kesin bir dille uyarmıştı. Ben onca insanın geçinmesini sağlıyordum. Garson olarak çalışan gençler olsun, mutfağımda çalışan yaşlı insanlar olsun. Orayı satmaktan vazgeçtim ancak bu seferde evim gözüme o kadar iç sıkan bir yer gibi gelmişti ki, satmak istemiştim.

Ama internette ilana verdiğim ilk gün geri kaldırmıştım.

Yapamadım çünkü bu ev anılarımı taze tutan tek yerdi. Birkaç kıyafet dışında bu ev benim için o kadar özeldi ki, içim el vermemişti satmaya.

Şimdi ise yoldan geçen birkaç kişiyi evime soksam hepside evimin havasındaki kasveti, iç boğucu havayı fark edebilirdi. Ama bazı şeyler de olduğu gibi bu da benim umrumda olmazken her zaman yaptığım gibi yatağımdan uzanıyor, yalnızca su içmek, tuvalete gitmek ve midem deli gibi guruldamaya başladığında o yataktan kalkıyordum. Öğünlerimi geciktiriyor birden fazla ilaç almaya başlıyordum.

Olgun bir insan gibi olmaya çalışıp yataktan kalkmış, üstümü giyinmiş ve her şeyi unutup işe gitmeyi planlamıştım. Ama banyoya girdiğimle çıktığım bir olmuştu. Bakışlarım o saniye küvete kaymış, dona kalan bedenimle aklıma gelen anılar beni hemen o banyodan çıkarmaya itmişti.

Derince oflayıp yüzümü kaşılamaya başladığımda ufak ufak sakallarımın çıktığını farketmiş umursamadan salonuma ilerlemeye başlamıştım. Kendimi oradaki koltuğa bıraktığımda masanın üzerindeki, günlerdir elime almadığım telefon dikkatimi çekmiş, uzanıp onun yanındaki kumandayı almış ve televizyonu açmıştım.

Birkaç global haber kanallarında gezinmeye başladığımda farklı farklı ülkelerde meydana gelen sel ve yangın haberlerine karşı iç çekmiş çalmaya başlayan telefonum yüzünden bakışlarımı yavaşça oraya çevirmiştim.

Derin bir nefes verip telefona uzandım ve cevaplayıp kulağıma yasladım. "Rahatsız ediyorum Taehyung hyung ama çoooook önemli bir olay oluyor şuanda." Ben yokken kafeyle ilgilenmesi için bıraktığım Soobin'in sesini duymuş gözlerimi kapatmıştım.

"Ne olayı Soobin?"

"Ehe, birkaç polis burada. Ve seni soruyorlar."

"Ne polisi Soobin? Neler oluyor?"

"Bir müşterimiz çok büyük sorun çıkarttı. Kavga oldu birazcık. Seninle görüşmek istiyorlar."

"Tamam, geliyorum." Telefonu kapatıp aceleyle odaya girdiğimde bol bir beyaz gömlek ve siyah bir pantolon giyip aynadan kendime baktım. Bakımsız yüzüm ve kızarık gözlerimi saklamak amacıyla bir masek bir de güneş gözlüğü alıp evden çıkacakken unuttuğum cüzdanım ve anahtarlarımla geri döndüm.

Unuttuğum her şeyi alıp aceleyle apartmandan çıktığımda hareketlerim seri bir o kadar da bıkkın gibiydi. Birkaç dakika sonra bir taksi durdurup kafemin ismini söylemiş oraya sürmesini beklemiştim.

Chocolate Cake × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin