Carry on Wayward Son - Kansas
▪︎ ▪︎ ▪︎
"Siktir, bunlar legal değil mi?"
"Tabii ki, hepsini özenle seçtim. Şu bebeklere bir bak!"
İki uzun adam şok içerisinde çeşit çeşit silah, bıçak ve daha ne işe yaradığını bilmedikleri aletlerle donatılmış bagajın içine bakarken Jimin'in dediği gibi hepsinin ruhsatlı olmasını umdular.
Kaputun iç kısmına beyaz tebeşirle çizilmiş yıldız simgesini gören Hyunjin'in eş zamanlı kaşları çatılmıştı. "Bu ne için?" Sarı saçlı adam cümlesini tamamladıktan hemen sonra gözlerini elindeki silahın şarjörünü dolduran Jimin'in üzerine dikmişti.
"İblis kapanı."
"Çok açıklayıcı oldu sağ ol ya..."
Hyunjin gözlerini devirirken Jimin'in kıkırtı sesi duyuldu. "Iblisi bu simgenin içine hapsedebiliyoruz. Bu simgenin içine girerse dışarı çıkamaz. Çıkabilmesi için simgenin bozulması gerekiyor."
Kai ve Hyunjin'in ağzı o şeklini alırken kafalarını salladılar. Jimin bagajdan çıkardığı gümüş rengindeki içki mataralarını ikisinin kucağına fırlatırken kaputu kapamış akabinde değerli bebeği 1967 model Chevrolet siyah İmpalasına binmişti. Diğer ikili de kafası karışmış bir vaziyette arka tarafa yerleşti.
Kai elindeki üzerinde kabartma desenler olan gümüş rengindeki matarayı bir süre incelemiş, dudaklarının yana kıvrılmasını engelleyemezken alay içeren ses tonuyla "İçmeden duramıyor musun sen?" demişti.
Jimin dikiz aynasından arkaya yerleşmiş iki adama bakarken o da esmer gibi sırıtmasını engelleyemedi. Torpidodan gözlüğünü alıp küçük burnunun üzerini yerleştirirken konuştu:
"İçki değil onlar, ileride anlarsınız."
"Sen ve şu gereksiz kelime oyunların."
Jimin sarışının dediğini umursamadan arabayı çalıştırdı. Tek kolunu dışarıya sarkıtmış, yüzünden hiç eksik olmayan sırıtışıyla beraber arabayı süren turuncu kafalı adama bu sefer soruyu yönelten Kai olmuş, tahmin ettiği gibi de cevap almıştı.
"Nereye gidiyoruz?"
"Gidince görürsünüz."
. . .Hem bunaltıcı havanın hem de resmen üzerine yapışmış olan siyah takımının etkisiyle boğulduğunu hisseden kavruk tenli adam yakasını işaret parmağıyla çekiştirmiş hemen ardından gömleğin üç dövmesini açmıştı.
O sırada kahve rengindeki kapıyı tıklatan Hyunjin üzerinde bulunan garip gerginlikle kesik bir nefes aldı. Birkaç saniye beklemişler ama henüz açılmayan kapıyla Kai, "Evde değiller sanırım." demişti.
Hyunjin, "Uf... evde yoklar işte, gidelim. Biraz daha güneşin altında beklersek başım alev alacak." dedi her zaman ki sızlanır ses tonuyla. Sarışın oğlan arkasına dönüp arabaya doğru gidecekken işittikleri kapı açılma sesiyle üçü de kapıyı açan kişiye kafalarını döndürdü.