. . .
"Chanyeol aç kapıyı!"
Yumruklarını kapının sert yüzeyine acımasızca geçirirken bağırıyor binadaki komşuların da merakla dışarı çıkmasını sağlıyordu.
Esmer tenli kapıya çıkıp kendisini izleyen insanları görünce daha da sinirlenmiş ve bu "Neye bakıyorsunuz lan!?" diye bağırmasına neden olmuştu. Çatık kaşlarıyla önündeki kapıya baktı biraz geri çekildikten sonra kapıya hızla sert bir tekme geçirdi. Yanında göz yaşı döken Taehyung gelen yüksek sesle yerinde ilkilirken abisi onu pembe yalanlarla kandırmaya çalışıyor, her şeyin yolunda olduğunu söylüyordu.
Birkaç sert vuruştan sonra kapı sertçe duvara çarparak kırıldı. Kai hızla içeri girerken önüne gelen ilk odanın kapısını açıp içeri baktı boş olan odayla birlikte içindeki kötü his
bütün vücuduna yayıldı. Chanyeol ne kadar çocuk olsa da ona değer veriyordu. Ne kadar belli etmese de çok fazla çalıştığının farkındaydı. Onu bilerek zorluyor ve neler yapabileceğini merak ediyordu. Normalde bir çaylağın bu denli tehlikeli ve zor bir görevle uğraşmaması gerekirdi.Kai içindeki korku ve pişmanlık hissiyle kıvranırken hızla holden geçip salon olduğunu tahmin ettiği yere girdi. Koltukta uzanan çocuğu görmesiyle ayak parmaklarından başlayıp başına doğru yükselen sinir dalgası bütün vücudunu kapladı. Çenesi kasılmış, yumruk haline gelmiş ellerini sertçe sıkmış öyle ki parmak boğumları beyazlamıştı. Salonun girişinde dikilmeyi kesip hızla, yeri kıracakmışcasına attığı adımlarla, çocuğun yanına ilerlemiş, yakalarına sertçe asılmıştı.
"NEREDESİN LAN SEN? TELEFONUNA NEDEN ULAŞAMIYORUZ, SÜS NİYETİNE Mİ VAR O."
Sinirle suratına baktığı çocuğun anbean titremeye başlamış dudaklarını ve gözlerinden damlayan yaşları görmesiyle yakasındaki eller gevşemiş ve resmen gözüne kadar inmiş çatılı kaşları biraz olsun düzelmişti.
"B-bay Kim..."
Titreyen sesi öyle kötü çıkmıştı ki Kai'nin kalbi sızladı. Ne olmuştu birden bire?
Boynuna sıkı sıkıya sarılan kollarla dengesi kaybeder gibi olan adam şokla dona kalmış fakat bu 2 saniye falan sürmüştü. Hemen kendini toparlanıp sarsılarak ağlayan çocuğun sırtına kollarını sardı.
"Bay Kim çok, çok korkunçtu. O, onun gözünün tamamı siyahtı. Yemin ederim gözleri-hepsi simsiyahtı. Kanatları vardı çok büyük."
Oturma odasında bulunan herkes Chanyeol'ün ne anlattığını anlamıyor, anlayamıyordu. Kai kollarını biraz gevşetti ve kendini hafif geriye çekip ağlamaktan gözler kan çanağına dönmüş çocuğa baktı. İçi burkuldu bu görüntüyle Kai'nin, karşısındaki çocuğu ilk defa bu kadar yıkılmış görüyordu.
"Chanyeol..."
"İnanmıyorsunuz değil mi? Yemin ederim Bay Kim. B-ben katilin yerini bulmuştum. O-o adamlarla dövüşüyordu. Sonra yanına gittiğimde-..," Ağlamaktan konuşamayan Chanyeol bir süre durup hıçkırıklarının dinmesini bekledi ve devam etti. ",.. o beni tutup sürükledi. Karşı çıkmaya çalıştım ama sonra... gözleri simsiyah oldu. Hatta-hatta bak! Elimi kesti bak."