24.Bölüm: Meleğim

899 50 32
                                    

24.Bölüm: Meleğim
"Cemre... Uyan, ben geldim"

20 gün, 480 saat, 28800 dakika...
Geçmiyor, ne yaparsam yapayım zaman geçmiyor.. Evimi özlüyorum, eşyalarımı özlüyorum, kitaplarımı özlüyorum...
Tüm günüm uyanıp yatağımın üzerindeki tavanı izlemekle geçiyor. Mert'in zoruyla bir kaç şey atıştırdıktan sonrada uyuyorum. Robot gibiyim...
Günbe gün içimdeki acı, korku, huzursuzluk katbe kat artıyor. Unuttum diyorum anında kendilerini belli ediyorlar.
"Biz buradayız!" diyorlar "Hemen sevinme!" diyorlar... Sadece bekliyorum artık. Kapının açılmasını ve Deniz'in gelip bana "Hadi eşyalarını topla, eve gidiyoruz" demesini. 20 gün geçti, tam 20 gün, koskoca 20 gün... Ama hala gelmedi gerçi gelmesinide istemiyorum ama olsun. Olaya bak! Kendi ellerimle ittiğim adamı geri gelmediği için kızıyorum! Gerçekten sapıttım artık!

Kapının çalınmasıyla gözlerimi tavandan ayırdım.
"Gel..."

İçeri giren hizmetliyi ilk defa görüyordum. Bu da kimdi? Gözlerine soru sorarcasına baktığım kadın ürkekçe yanıma yaklaştı.
"Bir şey mi oldu?"

"Şey... Kenan Bey sizi çağırıyor..." Adını duyduğum an uzandığım yerden doğrulup ağayı kalktım. Hizmetli kadın bu tepkileri vereceğimi önceden sezmiş olacak ki bir adım geri gitti.

"Git o ite söyle ben onun köpeği değilim! Birşey konuşacaksa o buraya gelicek! Anlaşıldı mı?" Korkakça başını sallayıp odadan çıktığında içimde bi huzursuzluk peyda oldu...
Aralık kalan kapıda Mert belirmişti. Gözlerindeki endişe ve korku kolaylıkla okunabiliyordu.

"Cemre.. Ne oluyor!? İyi misin? Sesin aşşağıya kadar geliyordu!"

"Mert sakin ol.. Bir şey yok.. Sadece şu ite sinirlendim" Kadının söylediği kelimeler zihnime bir bir gelince sinir kat sayım daha da artıyordu.

"Bende o yüzden geldim Cemre... Bak gerçekten önemli bir şey olmasa emin ol çağırmaz"

"Şimdide gelip bana o adamı mı savunuyorsun!? Gerçi ne bekliyordum ki onun için çalışan birisinden!" sinirle elimi belime koyup arkamı döndüm. Bileğimdeki tokayla saçlarımı topladıktan sonra Mert'e dönmeden cevap verdim;
"Dışarı çıkar mısın"

"Peki.. Ama lütfen biraz düşün... Deniz hakkında önemli bir gelişme olmuş olabilir. Konuya pek hakim değilim ama muhtemelen bu yüzden seni çağırmamı istediler. Bir bak istersen" söyleyecekleri bittikten sonra adım seslerinin ardından kapı sesi geldi. Kalbim bağırıyordu bana "Yapma..." diyordu "Onu bir daha görmeye dayanamayız!" diyordu, haklıydı, evet haklıydı.
Mantığım kalbimin tam tersi bir şekilde ayaklarıma komut verdi. Ve kendimi merdivenlerde buldum. Evet bir kez daha yenilmiştik ona, mantığım ve ben...

Sinirlerimi yere vurduğum ayaklarımda çıkarabilirmişçesine, her attığım adımda onu ezmek istercesine yere vuruyordum. Basamaklar bittiğinde beni masada oturmuş bir Kenan karşıladı. Yemek hazırlatmıştı. Aptal! Karşısındaki boş tabak, çatalı görünce benim için olduklarını anladım. Elbette oturmiycaktım!

Karşısına geçip sinirle konuşmaya başladım;
"Evet, ne vardı?"

Eliyle karşı sandalyeyi göstererek;
"Geçte konuşalım"

"Beni ne zannediyorsun! Yanında çalıştırdığın, sana tapan zavallı insanlardan mı! Yazık sana.."

"Sakin ol Cemre, sadece sakin olmanı istiyorum" sesindeki tını beni öldürücekti. Hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu. Aptal!

"Ne söyliyeceksen çabuk söyle"

"Cemre söyliyeceklerim ağır gelebilir, lütfen karşıma otur senden rica ediyorum" direnmekle bir şeye varamayacağımı anlayıp karşısına geçtim. O an karnımın ne kadar aç olduğunu anladım ama Elbette yemiyecektim!

"Buyur"

"Seni bu eve kapatmamın ve bu tarz isteklerde bulunmamın nedenini anlamamışsındır..." lafını bitirmeden konuşmaya daldım.

"Yoo anladım" ellerimi masaya koyup kendimi ona doğru yaklaştırdım -tabi nafile, masa bir orduya yetecek kadar büyüktü-
Fısıldar bir ses tonuyla konuştum "İtliğinden"

Benim yaptıklarımı aynısını uyguluyunca şaşırdım ama elbette bunu ona belli etmedim.
"Yanlış tahmin, baban olduğum için"

Sözleri beynimde yankılanırken yıkılmışçasına yerime oturdum. Ona hemen güvenemezdim biliyordum ama bu ihtimal...

Baban olduğum için, baban olduğum için, baban olduğum için, BABAN OLDUĞUM İÇİN!, BABAN OLDUĞUM İÇİN!

Kendime gelmem uzun sürmemişti. Hiddetle ayağı kalkıp üzerine yürüdüm. Korumalarından bir kaçı yanıma yaklaşınca elini kaldırıp "Gerek yok" dercesine salladı.

"NE SAÇMALIYORSUN SEN!"

Işıklara ne oldu!? Zifiri karanlığa bürünmüştüm.. Bu da neydi böyle?

"Cemre!"
"Cemre hanım!"
"Cemre kızım!"
"Doktoru çağırın!"

Duyduğum tek ses Mert'in ve bir kaç hizmetlinin adımı tekrarlaması olmuştu.

--------

"Cemre... Uyan, ben geldim" tanıdık bir koku ciğerlerimi doldururken göz kapaklarımı ağır ağır açtım. Etrafı bulanık görüyordum ama onu seçememem imkansızdı. Karşımdaydı, gelmişti...

"D-deniz.."

"Meleğim, uyandın sonunda. Bir dahakine daha güçlü ol! Üzülüyorum sonra"


--------

Selam... Özledim sizi hemde çok..

Yokluğumda kitabı okumaya devam ettiğiniz için, yorumları ağzına kadar doldurduğunuz için çok teşekkürler! 1 ay sonra ilk defa Wattpad'ı açtım... Çok özlemişim be.. Çok...

Belki 1 ay, belki 2 ay sonra devamını atarım hiç bilmiyorum ama emin olunki hiç bir zaman bırakmıycam. Aradan ne kadar süre geçerse geçsin o bildirim sizin telefonunuza gelicek. Söz...

Çok uzatmıycam, bu yorumun altına bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazın, merak ederim sonra.

Vote atmayı ve beni takip etmeyi unutmayın

Sizi çok seviyorum... Öpüldünüz..

TakıntılımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin