Jeon Haneul, Jeon Seoyoon ve çocuklarının ikametgahı kimse tarafından Jeon villası olarak anılmazdı — Maybell sokağının sonunda, çıkmazda bulunduğu için Maybell villası olarak bilinirdi. Temiz, küçük bir zanaatkardı: üç yatak odası, iki buçuk banyo, neredeyse dört bin metrekareydi. Yani, belki o kadar da küçük değildi, ama bu bölgede diğer aile evlerine kıyasla küçüktü. Namjoon biliyordu; on sekiz ay önce, Haneul'a evi o satmıştı.
Namjoon, her zaman lükse olan kaygısını yenmeye vermişti kendisini. 2002 model Corollasının motor uyarı ışığı, gösterge panelinde kalıcı olarak yanıyordu ve yolcu tarafındaki cam tamamen aşağı inmiyordu, fakat üniversitenin dört yılı boyunca idare edebilmişti onu. Emlak şirketine yaptığı iş başvurusuna, ikinci el dükkanından aldığı takım elbisesiyle gitmişti. İşini iyi yapmayı öğrendiği sürece, maddi durumunun sıkıntı edilmemesi gerektiğini düşünüyordu.
Ardından Jeon Haneul ile tanışmıştı.
Bir değerli müşteri.
İş hayatına yeni yeni atılırken, Jeon'a Maybell evini göstermekle görevlendirilmişti. Üstündeki baskının çoğu, ajanstaki üstleri tarafından yüklenmişti. Jeon'un kim olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu, çünkü tek işi mülk alıp satmaktı. Ta ki Jeon'u, parlak beyaz bir BMW ile gördüğünde Namjoon'un midesi çoktan kasılmaya başlamıştı. Zavallı Corolla'sının son günlerinde olduğu belliydi, ve pantolonu bileklerine oranla bir santim kısaydı. Karşısında bir çırak gibi duruyordu.
Namjoon'un titreyen ellerine rağmen, tur süreci gayet iyi geçmişti. Jeon'un sorularının çoğunu cevaplamıştı, ama birkaçı tökezlemesine neden olmuştu, çünkü elektriklerin ne zaman değiştirildiğini ve banyo dolaplarının hangi boktan yapıldığını hatırlamak için notlarına göz gezdirmesi gerekmişti. Neyse ki sabırlı bir adamdı Jeon. Emlakçının çürük bir Corolla süren çırağına olması gerekenden daha sabırlı davranmıştı.
"Eh, iyi durumda görünüyor." Mutfak kapısından tekrar girerken konuştu Jeon. "Parkeler yerli yerinde, bu her zaman bir artıdır. Yine de, duvarlarda delikler açıp içinde ne tür canavarların gizlendiğini görene kadar tam olarak ne alacağımızı bilemeyiz."
Namjoon'un kağıtları, bir cevap bulmak konusunda yardımcı olmadı. "Ben—Eski sahiplerinin dediğine göre, her şey—"
"Endişeli değilim. Sadece sesli düşünüyorum." Jeon kollarını çirkin yeşil tezgahın ucuna yasladı ve rahatsız edici derecede derin bir bakışla, gözlerini Namjoon'un gözlerine çıkarttı. Küçük bir insandı, özellikle bir alfaya göre. Fakat güzeldi. Doğal olarak öyleydi — yaşlanan alfaların, gençliklerine tutunma merakında olduğu gibi değildi. Makyajsızdı, The Shining'deki halılara benzeyen bir gömlek giymişti. "Ajansın ev satmak konusunda çok iyi, bilirsin. Evleri gezerken bir cesetle karşılaşsam bile yine de tekliflere ikna olursam şaşırmam."
Namjoon öksürdü, gülüp gülmemesi gerektiğini bilemiyordu. Fazla komik bir şaka olduğundan değildi, sadece fazla gergindi. "B-ben içinde öyle bir şey olan evi size göstermek konusunda... nasıl hissederim bilemiyorum, efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
siyanür
Fanfictionomegaverse ༄ ❝ "Her istediğini elde eder misin?" Diye sordu Jimin, mırıldanarak. Jeongguk elini karşısındakinin göğsüne zarifçe yerleştirdi, yüzük parmağı kısacık bir mesafeyle göğüs ucunu sıyırıyordu. "İstediğimi elde etmenin yollarını bilirim," di...