-Okuduğunuz saati yazın (01.48)-
---
İhanet. Tek kelime, 6 harf ve 3 hece. Çok basit dursa da asla gözüktüğü gibi durmuyor. Çok can yakan bu sözcüğü iliklerime kadar işlemiş gibi hissediyordum. İhanete uğraşmıştım. Hem de 5 senedir çıktığım sevgilimden. İhanet neydi? Bir duygu,bir olay ya da bir kelime miydi? Basit bir kelime olmadığı apaçık meydanda.
Tüm cesaretimi toplayıp bu cümleyi söyledim. Ruggero'nun gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Korkmuştu,birşeyler sakladığı ya da bize ihanet ettiği ortadaydı. Ağzından anlık şokla bir "Ne?" çıktı.
"Neden bize ihanet ettin, Ruggero?" dedim sözümü tekrar ederek.
"Şuan ne demek istediğini anlamadım Karol. Emilia ile takıldığım yüzünden mi bunu söylüyorsun?" dedi kaşlarını çatarak.
"O konuya da geleceğim." dedim kendimi biraz dikleştirerek.
"Edebiyat sınavında Jorge'ye kopya verdiğimi sen söyledin dimi?" diye devam ettirdim.
"Ben öyle birşey yapmadım." dedi sesinin en sakin tonuyla.
"Ruggero burada yalan söylediğini ikimiz de biliyoruz. Teneffüste bunu itiraf ettik bizimkilere. Sende ordaydın ve daha sonra bir işin çıktığını söyledin. Gittikten çok fazla zaman geçmedi,edebiyat hocası küplere binmiş bir şekilde geldi. Hadi diyelim ki sen o anda başka bir yere gittin. " dedim daha sonra Ruggero sözümü kesti ve
"Diyelim, diyelim."
"Neden o zaman edebiyat hocası bize 'Bunu itiraf kişi sizin çok yakın bir arkadaşınız.' dedi? Buna da cevap ver."
"O zaman Emilia'nın yanına gittim. Ayrıca sizi 'ispiyonlamak' isteseydim; hocaya dedikten sonra yanınıza gelirdim. Yüzünüzün o hâlini görmek için."
"Gelemezdin çünkü hoca onu duyduğu gibi hemen yanımıza geldi. Yalan söyleme Ruggero. Burda benim amacım"
"Burda senin amacın bâriz bir şekilde açık. Emilia ile benim birlikte olmamı kıskandın. Emilia ile sınavlara çalışıyordum sadece. Bu kadar kıskanç olabileceğini düşünmezdim."dedi. Sinirlenmiştim.
"Konuyu başka yerlere saptırma Ruggero! Emilia konusuna geleceğim. Bizi şikayet ettiğin apaçık ortada! Jorge'den ya da benden ne istiyorsun bilmiyorum ama bizim kötü olmamızı sağlıyorsun. Ayrıca o gün bizi şikayet etmediysen okul çıkışı Chiara gibi bizimle kalır,yardım ederdin. İtiraf et artık! Ya da bana şunu söyle: Neden?"
"Bir nedeni var. Yaptığınız yalnıştı. Emilia ile çok çalıştık. Senin notların bizden daha iyi olabilir ama Jorge'nin haksız yere bu notu alması beni sinirlendirdi. Ona yardım ederken senin de başın yandı ve bunu hakettiniz. Oldu mu?" dedi öfkeyle.
Gözlerim dolmuştu. Hayır Karol hayır! Sakın ağlama! Boğazımı temizledim, sözüme devam ettim.
"Sen bir ara matematik sınavında Agustin'den kopya istemiştin... Biz bunu görmüştük ama birşey dememiştik. Neden,neden?!"
"Artık bıktım Karol,senden bıktım." dedi acımasızca. Gözlerim dolmuştu.
"Emilia'yı seviyorsun değil mi?" diye sordum gözümden ilk gözyaşını düşürürken.
"Evet,bana çok şey yaşattın,seni sevdim ama Karol ben de bunaldım. Özür dilerim ama bitti..." dedi ve masadan kalktı. İkimizin de hesabını ödeyip kafeden ayrıldı. Son kez sarılmak istedim, böyle olsun istemezdim. Ne ben,ne o... Ama artık bitmişti. Şoförü aradım. Kafeye gelmesi 20 dakikasını aldı. Hemen kafeden çıktım. Ağlıyordum. Şoför bana iyi olup olmadığımı sordu. Bende gülümseyip iyi olduğumu söyledim. Oysa içim kan ağlıyordu. Eve gelince arabadan inip eve girdim. Salonda kollarını göğüsünde bağlamış annemi gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗩𝗮𝗿 𝗢𝗹𝗺𝗮𝘆𝗮𝗻 𝗛𝗮𝘆𝗮𝘁𝗹𝗮𝗿
Short StoryYoktun ama var gibiydin, Ben aşık oldum ya da deli, Yerin benim kalbimdeydi. Küçük bir boşluk gibiydi. Ne umutlar sığardı o boşluğa, Ya da küçük bir muhabbet kuşu... Herşey bir doğum gününde başlamıştı. Çok da güzel bir gündü oysaki! Hayali birkaç '...