17.Bölüm:EN BÜYÜK GÜNAH (2)

19 3 0
                                    

Sandığın başına geldi ,küreyi yuvaya yerleştirip elini geri çekti. Sandık bir gıcırdamayla açıldı içinde kitabın diğer sayfası vardı Sean sayfayı alıp arkasını çevirdi ve kitabı çıkardı ,sayfayı yerleştirip okumaya koyuldu ''Kimsenin bir haberi olmadan evreni yavaş yavaş çürüteceklerdi ama önce bir elçi bulmalılardı. Küreyi hızla dünyaya fırlattılar ,dünyaya inen küre asırlar boyu bulunmayı bekledi'' Sean kitabı kapatıp kısık bir tonla'' O elçi benim demek '' dedi bu kitap neden vardı yoksa ona kürenin doğuşunu mu anlatamaya çalışıyordu. Fakat anlayamıyordu burada kötü olan kimdi suçlu olan kimdi? son sayfayı bulmadan kitapta ne yazanları anlayamayacaktı ,bulduğu sayfanın arkasındaki haritayı açarak incelemeye başladı epey bir karışık görünüyordu ama Sean bir kaç dakika içerisinde nereye gitmesi gerektiğini çözmüştü .Burası Dünyaydı kitabın son sayfası o kadar yıldır Dünyada mıydı yani, onca yolu geri dönmek zorundaydı. Sean bıkkın bir şekilde kapüşonunu kapatıp yer altından ayrıldı ardından yola çıktı ,uzun süre ilerleyen Sean dünyadan çok uzaklaştığını daha yeni fark etmişti Dünyaya giden yolda uğradığı tüm gezegenler mahvolmuştu her biri paramparça ve tanınmaz haldeydi ,evren yavaş yavaş yok oluyordu Sean bunun nasıl olduğunu anlayamıyordu küreyi eline alıp bakarak'' DAHA NE YAPMAM LAZIM ,ELİMDEN GELENİ YAPTIM ama işe yaramıyor ,niye?'' diyerek bağırdı fakat tabi ki cevap alamadı. Daha fazla alamet yakalamalıydı daha hızlı olmalıydı hızını artırarak süzülmeye devam etti bütün yol boyunca evrenin yok oluşunu izleyerek ilerledi. En sonunda haritanın gösterdiği yere ulaştı ama önündeki şey sadece bir kaç kaya parçasıydı yoksa bu Dünya mıydı ,hayır bu hayatının başladığı yer yani Dünya olamazdı. Sean ciddi bir suratla yaklaştı ve farkına vardı, evet bu Dünyaydı Sean in yüzünde bir şaşkınlık belirtisi bile yoktu sanki artık hiç bir şey umurunda değildi sadece ve sadece kazanmak istiyordu. Kayaları tek tek aramaya başladı bir kaçına baktıktan sonra az ilerideki deliği gördü ,dev bir parçanın içerisindeydi .Yavaşça elini deliğe uzatıp son parçayı alacaktı ki elini kan kırmızısı bir sıvı sarmaya başladı Sean elini hızlıca çekse de tüm vücudunu saran sıvı gittikçe bir bedene dönüşmeye başladı bu da bir alametti Sean ne kadar çırpınsa da kurtulamıyordu ,yüzüne bakıp adını söyledi alametin ismi Swan di. Kolları tamamen kıpkırmızı bir sıvıdan ibaretti yüzü ise sanki bir mezar taşı gibi ölümü hatırlatıyordu, Sean iyice sıkışmaya başlamıştı bunun yanı sıra bir bitkinlik hissediyordu sanki tüm bedeni iflas ediyordu Swan in kolu gitgide büyümeye başladı Sean bir süre sonra nedenini anladı bedenindeki tüm kanı içine çekiyordu hatta bu kıpkırmızı sıvı Dünyadaki bütün insan ve hayvanlara aitti Swan Dünya üzerinde yok olan canlıların kanlarını kendine toplamıştı ve bununla Sean e karşı koyuyordu. Sean kısa süre sonra Swan in kolundaki kağıt parçasını gördü ,bembeyaz soluk yüzüyle ölü gibi duruyordu ama halen savaşabiliyordu ardından gücünü toplayıp kolunu patlatıp serbest kaldı ve küreyle Swan i kendinden uzaklaştırdı ardından  küreden hızla çıkan zincirle Obsidyen i serbest bıraktı.

Obsidyen ortaya çıktığı anda saldırmak yerine zincirden kurtulmak için çabalamaya başladı fakat Sean tek bakışıyla onu dizginlemeyi başardı ,Swan e doğru alev püskürdü bundan kurtulduktan sonra Obsidyene elini uzatarak onu sarmaya başladı ama Obsidyen zorlanmıyor gibiydi buzlu eliyle Swan in kanına tek bir dokunuşuyla tüm kolu donan ve bir süre sonra patlayan Swan in tek kolu kalmıştı. Obsidyen ellerini kavuşturdu ve bütün bedeni obsidiyenle kaplandı fakat Swan in kolundaki sayfa ortaya çıkmıştı Sean hemen oraya giderek kağıdı aldı ve içini açtı ,okumak için kendini hazırlamışken hemen arkasından ürkütücü bir kükreme geldi...


Alamet küresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin