16.Bölüm:EN BÜYÜK GÜNAH (1)

30 4 0
                                    

Milyonlarca parçaya bölünen gezegene son kez bakıp arkasını döndü ve devam etti. Bir süre sonra küre sanki bir sorun varmış gibi parlamaya başladı ruhunu yok etmemiş miydi, küreyi eline alıp hafifçe dokundu ardından pusula tekrardan açıldı fakat gitmesi gereken yerin tam tersini gösteriyordu. Sean garipsedi ama geriye dönüp pusulanın gösterdiği yönü takip etti ,galaksiler ve uzun bir yolculuk sonrası hedefe ulaştı önündeki şey dev gibi bir prizma gibiydi ortasında zincirli bir kapı vardı Sean küresini koyup kapıya doğru ilerledi önündeki platforma inip bir kaç adım attı ve kapıdaki zincirleri sarstı fakat kapı açılacak gibi değildi. Sonra kapıdaki işlemeleri gördü, pelerinli bir adam iki elini kapının kulplarına dayamıştı Sean aynısını yapmak için kapüşonunu indirip ellerini ufak bir hareketle kapının kulplarına koydu ardından ellerinde bir yanma hissetti ,ellerini aniden geri çekti ve kapıdaki zincirler kırılıp kapı büyük bir gürültüyle açıldı. İçerisi ruh ürpertiyordu ama Sean in ruhu hariç, içeri girdiği anda kapı arkasından sertçe kapandı Sean hiç tepki vermeden yürümeye başladı yolun devamında kristalden bir labirent vardı hiç düşünmeden içeri daldı ,ilk olarak sağa gitti sonra sola döndü fakat çıkmaz yoldaydı daha sonra sanki ufku açıldı ve bütün yolu hep biliyormuş gibi ilerlemeye başladı .Bir sağa bir sola ileri ,geri giderek çıkışa ulaştı kafasını dışarı çıkardı ve beş ,altı adım ötede bir şey koyulması gereken bir yuva vardı ,çıkıp ilerledi önündeki basamakları çıkarak yuvaya ulaştı ,yuva sanki yuvarlak bir şey için oyulmuş gibiydi. Sean küreyi aldı ve yuvaya yerleştirdi bir süre hareket yoktu fakat sonra yuvanın ardında kalan duvar gürültüyle yavaşça açılmaya başladı Sean duvara ilerledi ve açılmasını bekledi. Açıldığında ise kapağında mor mavi renklerde dala benzer işlemeleri olan bir kitap vardı ,kitabın bir sayfası işaretlenmişti Sean eline alıp biraz arkasını ve önünü inceledikten sonra kapağında elini gezdirip kitabı açtı .İlk olarak, işaretlenen sayfaya bakmak için ipi çekip sayfayı açtı .Kağıtta garip ,hayatında hiç görmediği yazılar vardı etrafında ise üç büyük kadın eli resmi ,Sean in gözleri bulanmaya başladı gözünü kapatıp açtığında ise yazılar birden ona okunabilir ve anlaşılabilir gelmeye başladı Sean irkildi ardından yazıları okumaya başladı.

Sayfada ''Evrenin üç hanımı birleşti ve el ele verdi. Galaksiler parlamaya başladı, ışık ufukta birleşti ve tüm evrene parıltısını saçan o küre uzayın merkezinde doğdu. Dışlanan bu üç Tanrı kızı artık bu olanlara bir son vermek için alamet küresini yarattı...''

Sean yazılanın ne anlatmaya çalıştığını anlamamıştı ,ayrıca diğer sayfalar yırtılmıştı yazının devamını bulmak için sayfaları tamamlamalıydı, bir kaç sayfa daha çevirdiğinde kitabın arasından bir kağıt düştü .Sean kitabı bırakıp yere eğildi ve dörde katlanmış kağıdı eline aldı ardından içini açtı bu bir haritaydı, diğer sayfanın yerini gösteriyordu Sean iyice inceledi ve küreyi yerinden çıkarıp beline koyup kapıdan çıktı .Nereye gideceğini biliyordu haritayı açıp oradan uzaklaştı.

Harita bu gezegende bulunan bir yer altı zindanını gösteriyordu .Sean yolu takip ederek en sonunda bir tünel girişi buldu kapkaranlık duran bu deliğe hiç düşünmeden girdi ,upuzun merdivenleri vardı Sean basamaklara yavaş ve temkinli bir şekilde basarak merdivenden indi. Etraf  tamamen karanlıktı küreyi çıkarıp ışığını çevreye tuttu, ortam bir mağara gibiydi hemen ileride ise bir patika vardı ,Sean patikaya ilerlerken patikada yankılanan bir şıngırtı duydu kükremenin geldiği tarafa dönüp küreyi oraya doğru tuttu fakat bir şey göremedi bir süre bekleyip devam etti ,biraz daha ilerledikten sonra hemen ilerisinde obsidyenle kaplı bir sandık gördü kilit yerine ise bir yuvası vardı belli ki sandığın anahtarı küreydi ,sandığa doğru ilerledi çok yaklaşmıştı fakat tam ulaşacakken sandığın arkasından parlak ve tüm vücudu prizmalarla kaplı olan bir alamet çıkarak göz kamaştıran yumruğuyla Sean i geri fırlattı .Soluklanıp ayağa kalktı Prizma isimli alamet ise sandığı arkasına almıştı ,amacının onu korumak olduğu çok belliydi Sean küreyi havaya kaldırdı ve Anten i çıkardı. Anten bıçaktan ellerini bileyip Prizmaya hızla süzülerek saldırdı ikisinin de elleri kıvılcımlar içinde çarpıştı ardından Prizma bir ışık patlamasıyla Anteni havaya fırlattı ,Anten ayağa kalkıp hızlı bir şekilde zikzak çizerek saldırıya geçti bunun üzerine Prizma ona doğru ışık huzmeleri atmaya başladı fakat Anten hepsinden kurtulmayı başararak ilk olarak eline daha sonra tam göğsüne kesikler atarak geri çekildi Prizma sersemleyerek geri geri yalpaladı ,elindeki ve vücudundaki bazı prizma parçaları dökülmeye başladı fakat çok kızmıştı üzerindeki tüm parçalar yer değiştirerek etrafa yüzlerce duvarlardan seken ışın fırlatmaya başladı .Anten üzerine gelenlerden kaçarken Sean ise bir kayanın arkasına sığındı Anten bir kaçından sıyrılmayı başarsa da hepsinden kurtulamadı ve üzerine gelen ışınlara çarpıp duvara gömüldü ,Prizma eski görünümüne geri dönüp tekrardan Antene büyük bir ışınla saldırınca Anten artık dayanamayıp pes etti .Bunu gören Sean kendini fark ettirmeden küreye geri hapsedip ardından Krom'zulayı serbest bıraktı. Krom'zula hiç beklemeden gücünü toplayıp dev bir ışınla Prizmaya saldırdı Prizma ışını vücuduyla emerek dışarı yansıttı fakat Krom'zula asla durmaksızın saldırmaya devam ediyordu ,Prizma elinden geldiğince ışığı emdi fakat bir süre sonra dayanamaz hale geldi prizmaları çatlamaya ,kırılmaya başladı ve en sonunda pes edip yere çöktü .Krom'zula durdu Sean ise saklandığı kayadan çıkarak alametini geri koydu ardından Prizmayı da hapsederek sanığa doğru ilerlemeye başladı...

Alamet küresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin