⎊⎊⎊
Eğer prensesin kraliçe olması için kralın tahttan inmesi gerekiyorsa Emery hayatının sonuna kadar babasının küçük prensesi olarak kalmaya hazırdı...
"Seni 3000 kez seviyorum, baba."
"Seni sonsuz kez seviyorum, prenses."
⎊⎊⎊
Filmlerde geçen diyal...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
○2009~Ocak○
Emery yataktan kalkıp banyoya koştu. Babasının olan tişörtü çıkartıp kirliye attı. Beş dakika süren bir duş yaptı. Beyaz havluya sarılıp banyodan çıktı ve kendi odasına oradan da giyinme odasına girdi.
Siyah renk kot şortunu ve siyah arkası çapraz askılı sporcu sutyenini giydi. Yeniden babasının odasına girdi. Babasının giyinme odasına girip raflarda duran lacivert bir tişörtü aldı ve üstüne geçirdi. Yakası büyük geldiği için bir omzu düşük olmuştu.
Babasının parfümlerinin arasında duran kapatıcıyı aldı. Aynanın karşısına geçip mor göz altlarını kapatmaya başladı. Makyaj malzemelerinin geneli kendi odasındaydı ama Emery genellikle Tony'nin odasını kullandığı için burada da birkaç makyaj malzemesi vardı.
Emery, saçlarını kurutmadan sıkı bir at kuyruğu yaptı. Saate baktığında on iki dakika geçtiğini gördü. Tamam babası on beş dakika sürebilir demişti. Ama en fazla on beş dakika demişti. Bu kadar uzun sürmemeliydi. Hızla alt kata indiğinde Pepper, Rhodey, Happy ve Obadiah'ın konuştuğunu gördü. Babası ortalarda yoktu. Ve beyaz koltuğun üstünde bir omuz askılığı vardı.
Kendisini gördükleri için bozuntuya vermeden onlara doğru yürümeye başladı. Obadiah'ın gözlerindeki merakı ve diğerlerinin yüzündeki korkuyu görebiliyordu. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip ayağa kalkmış olan Obadiah'ın elini sıktı.
"Obadiah Stane. Ve siz küçük hanım?"
"Emery, Bay Stark'ın asistanıyım. Sizinle tanıştığıma memnun oldum Bay Stane." Emery, elini adamın elinden çekti.
"Asistan olmak için fazla küçük değil misin, Emery. Kaç yaşındasın?" Emery, babasının alt kata inen merdivenlerden çıktığını gördü. Rahatlamıştı.
"On altı yaşındayım." Ufak bir yalanın kimseye zararı olmazdı. Obadiah da Tony'i gördü. Yüzüne o iğrenç gülümsemesini yerleştirdi.
"Burada olduğuna göre çok zeki olmalısınEmery."
"Öyledir. Kendisi MIT birinci sınıf öğrencisi." dedi Tony. Obadiah'ın kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. Tony geçip kızının yanında durdu.
"Zekân genetik mi Emery?" Emery'nin içinden bu adamı camdan atmak geçerken şeker kız rolünden çıkmadı.
"Öyle Bay Stane. Babam çok iyi bir fizikçidir."
"Madem söylediğin kadar iyi gelip bizim şirketimizde işe başlasa ya. Senin gibi zeki bir kızın babası da eminim çok iyidir." Emery içinden kahkahalarla gülüyordu.
"Üzgünüm ama kendisi emekliye ayrıldı. Öyle olmasa bile icatlarını kendisine saklamayı sever." Tony, kızının yalan söylemesini daha fazla dinlemek istemediği için, ayrıca bu adamdan pek hoşlanmadığı için, bu konuşmayı böldü.
