Gözlerimi hiç açmak istemiyormuş gibi sıkıca kapatıp başımı göğüsüne yasladım. Beline kollarımı sardım.
Belki benim aciz olduğumu düşünecekti?
Ama kime ne?
Şimdilik yüzümü kapatabileceğim yeri bulmuştum.
Hem o da şikayet etmiyordu.
Şimdilik zaman durmuştu gerisi önemli değildi...
.
.
.
. Kim Taehyung .
Yaklaşık bir saattir Jimin'le olan ortak ofisimizde boş boş oturuyorduk.
Henüz işte ikinci günümüzde bu kadar çok olay yaşayabileceğinizi tahmin etmemiştim. Ayrıca benim gibi biri için bile bu duygu geçişleri çok aniydi.
Şirketin önünde ufak bir sinir krizi geçirsem de Park Jimin içimde ki bu isyanı ustalıkla bastırmış beni yatıştırmıştı.
Daha bu sabah ondan nefret ediyordum ve bütün gece bunun hakkında düşünüp plan yapmıştım. Peki ya şimdi? Aklımda hiç bir şey yoktu. Bana sarıldığı anda nefretimden eser kalmamıştı.
Bilmiyorum belki de ben bu nefreti gözümde çok büyütüyordum ama Jimin nefretimin büyük bir yangın değil de daha çok mum alevi gibi minicik olduğunu göstermişti.
Ayrıca gözlerimin önünde Kim Jisoo'yu o halde görmek beni mahvetmişti.
Bu yalnızca ona olan hayranlığımdan değildi, onu o şekilde görmek bana annemi hatırlatmıştı. Kız kardeşim ile ailemizi kaybettiğimizde bir daha hiç o gün ki kadar kötü hissedemem sanıyordum ama şimdi de aynı his vardı içimde.Kim Jisoo'nun yüzü annemin yüzünü hatırlatmıştı nedensizce...
Hastaneden bir haber gelirse bizi de bilgilendireceklerini söylemişlerdi. Daha doğrusu bunu Jimin'e söylemişler.
Gözlerimi masamdan ayırıp ona baktım. Kendi masasına yaslanmış dikiliyordu ve gözleri doğrudan benim üzerimdeydi.
Ofise geldiğimizde kendi masama geçip hiç konuşmadan öylece oturmaya başlamıştım. Jimin de karşımda dikilip beni dikkatle izlemişti.
Kriz anındayken yakın iki arkadaş gibi samimi ve sıcaktık fakat şimdi yanlız kaldığımızda aramız buz gibiydi.
Aklıma gelen ilk şeyle tekrar ona baktım "Jimin senin kolların niye bu kadar ince?" aniden sorduğum soruyla afalladı.
Biliyorum bu konudan alakasız ve öylesine sorduğum bir soruydu. Bu yüzden omuz silktim "Öylesine sormuştum."
Yüz ifadesi rahatladı ve hafifçe gülümsedi. "Kollarımda ağlarken şikayet etmiyordun ama?" sonrasında güldü.
Koltuğumdan kalkıp üstümü düzelttim. Bacaklarım uyuşmuştu. "Ahh ben şikayet etmiyorum..." ona doğru yürüdüm. "sadece formunu nasıl koruduğunu merak ediyorum." sırıttım.
Tam karşısında durdum. Sadece şaka yapıyordum ama onun gözlerinde anlamlandıramağım bir ifade vardı.
Başını hafif öne eğip gülümsedi. Onun morelini mi bozmuştum? Amacım bu değildi.Kolumu beline atıp onu kendime çektim ve sarıldım. Yalnız cidden beli de incecikti!? Bu gün bana destek olduktan sonra onunla tekrar aramız kötü olsun istemiyordum.
Fakat o beline dokunmamdan rahatsız olmuş gibiydi ve bir anda kollarım arasından kayıp bir kaç adım uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NYX || vmin
HumorAynı şirkette işe giren iki rekabetçi adam. Kazanan kim olacak? Bu hikaye Vmin ship hikayesidir Yan shipler: Yoonkook - Namjin