3. Kısım

36 6 0
                                    

3. Kısım

                Ayak sesleri iyice yaklaşmıştı. Dryn ne yapacağı konusunda hâlâ şaşkın bir şekilde etrafına bakıyordu. İçeri giren Bayan Mathson oldu. Girer girmez “Dryn sorabilir miyim acaba neden kafanı şömineden çıkarmıyorsun?” Dryn sessizce külle dolmuş kafasını şömineden çıkararak “Asıl ben sorabilir miyim acaba kim bu şömineyi bu kadar külle doldurdu?” diye sorunca Bayan Mathson gülümsemeye başladı “Burası senin odan” dedi fakat sesinde az da olsa aşağılama vardı. Kafasını şöminenin küllerinden kurtaran Dryn: “Temizlenmeme izin verecek misin?” diye sordu. Bayan Mathson onaylarcasına bir hareket yapınca Dryn’ın içi rahatlamış oldu. Yıkanmak için banyoya yöneldi. Merdivenlerden indi ve banyoya girdi. Önce derin bir nefes aldı ve yıkanmaya başladı. Gözünden gitmeyen tek kare vardı o da cadının ona bakışıydı.  Dryn kendini temizleyen suya bakarak dalıp gitti *Sanırım yüzümü zihnine kazımış olmalı çünkü suratıma çok dikkatli baktı. Bu da demek oluyor ki bunun intikamını almadan da rahat durmayacak. Yapmam gereken ne? Cadıyı öldürmeli miyim? Peki ya oğlu? Aahhh lanet olsun!* bunlar zihnini karıştırırken banyonun kapısı iki kez tıklatıldı. Dryn kapıya doğru “müsait değilim banyo yapıyorum” şeklinde bir söylemde bulundu. Enola sesini biraz yükselterek “Kralın muhafızları kapıda seninle görüşmek istiyorlar” dedi. Genç adam heyecanlanmaya başlamıştı. “Peki, tamam geliyorum üzerimi giydikten sonra” şeklinde bir cevap verdi. Üzerine bir şeyler aldıktan sonra dışarı, kralın muhafızlarının yanına gitti. Bay Mathson misafirlerle, evin önünde konuşuyorlardı. Bay Mathson ’un suratı asıktı. Bu da demek oluyordu ki gelenler iyi bir haber vermeyecekti. Dryn’ı gören muhafızları onu hemen yakalamak için ileri atıldılar fakat Dryn hızlı reflekslerle her ikisinden de kurtulmuştu. Fakat genç adam bu sefer karşısında babasını bulmuştu. Bay Mathson sözlerini olabildiğince kısaltarak “Eşyalarını hazırla onlarla gideceksin” dedi. Bunu duyan genç adam biraz endişeyle babasına baktı fakat babasının yüzü artık oğluna dönük değildi. Dryn heyecanını saklamak istese de başaramadı. Teslim oldu. Kralın muhafızları, genç adamın ellerini bağladılar ve onu bir ata bindirdiler. Mathson ailesi bir anda sanki yıkılmıştı. Ailenin bir bireyi göz göre göre gidiyordu. Herkes Bay Mathson’ a baktı. Fakat bu onu etkilemiyordu. Babanın derdi oğlunun gidişine sebep olan cadıydı. “Olan oldu. Eve girin, yarın onu almak için krallık şatosuna giderim” dedi Bay Mathson. Ev sakinleri isteksizce de olsa bu kurala uydu ve eve girdiler. Yolculuk için yanına yemek almayan tek kişi oydu. Çünkü diğer iki muhafız yemeklerini almışlardı. Genç adam evinden artık bayağı bir uzaklaşmıştı. “Ne zaman varmış oluruz” dedi Dryn. Fakat kimse onunla konuşmadı karşılık dahi vermediler. Genç adam sorusunu tekrarladı fakat yine kimse yokmuş gibi davrandılar. Canı sıkılan genç adam kendi kendine konuşmaya başladı. Saatler geçmişti. Genç adamın sesinden dolayı sinirlenen muhafız, sağ koluyla Dryn’a yumruk attı ve “Lanet olası o çeneni kapat artık” dedi. Genç adam yumruğu engelleyememişti. Şaşkındı çünkü kim olursa olsun muhafızlar esirlere eziyet etmezdi. “Hah… Aptallar siz kendinize muhafız mı diyorsunuz. Üzerinize muhafız kıyafeti giydiniz diye öyle mi olacaksınız? Gerçekten gördüğüm en aptal ikili sizsiniz” şeklinde bir kışkırtmada bulundu genç adam. Bunun üzerine muhafızlardan birisi genç adama bir yumruk daha attı. Genç adam sendeledi ama düşmedi. Sonra tekrardan “Aptal… Aptal herif… Umarım ellerimi ömür boyu bağlı tutarsınız çünkü seni geberteceğim buna yemin ederim.” Kışkırtmada bulundu. Sözleri gerçekten de muhafızı kışkırtıyordu. Muhafız üzerindeki zincir zırhı çıkardı ve Dryn’a döndü. Dryn hiçbir şey olmamış gibi muhafızın suratına gülüyordu. Muhafız bu hareketten nefret ettiğini genç adama yumruklarıyla anlatmaya başladı. “Kendini ne sanıyorsun sen ha? Ne? Zeki misin? Güçlü müsün?...” bunları her tekrar edişinde genç adama bir yumruk daha atıyordu. Dryn’ın suratı kanlar içindeydi. Ama hala genç adamın suratında o gülümseme hâkimdi. “Elbet yorulacak ve de duracak. İşte o zaman karşımda biri yorgun iki düşmanım olacak. Acılara dayanabilirim çünkü karşımdaki aptalın teki. Aaahhh sinirlerimi bozuyor bu aptal.” Diye düşündü. Muhafız gerçekten de yorulmaya başlamıştı. Bu her yumruğundaki güç kaybından da anlaşılıyordu. Dryn onu gerçekten yormak için “Sen aptalsın… Hem de ne aptal… Güçsüz bir aptal.” Şeklinde sözler söylüyordu. Muhafız artık son gücüyle vurmaya başladı. O kadar sert vuruyordu ki Dryn kan tükürmeye başladı. Ama suratında hala o gülümseme vardı. Muhafız artık yoruldu ve yere oturdu. Nefes nefese kalmıştı. Dryn bunu fırsat bilerek hızla ayaktaki muhafıza saldırdı. Muhafız neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette yerde yatıyordu artık. Yorgun muhafız ise yeni ayaklanmıştı ki tam o sırada Dryn muhafızın suratına sert bir yumruk oturttu. Yere yıkılan iki muhafızda olanlara hayretle bakıyordu. Dryn muhafızlara ait olan baltalardan birini eline aldı ve birkaç kez savurdu. Rahatlamış gibiydi ve “ Şimdi..  Söyleyin bakalım kimin köpeklerisiniz siz?” gibi bir soru sordu. Sordu sormasına da yorgun muhafız ona küfürle karşılık verdi. Dryn “Senin için tanrıya yemin ettim. Umarım seni yanına kabul etmez. Umarım bir ailen yoktur. Ve yine umarım ki o lanet suratını bir daha görmem.” Dedi ve elindeki baltanın yassı tarafıyla adamın suratına vurdu ve adamı yere yapıştırdı. Ardından baltanın keskin tarafını yere sürerek adama doğru birkaç adım attı. Adam korkudan bir çığlık patlatıverdi. Dryn baltayı sıkıca tuttu ve havada kendi etrafında bir tam dönüşün ardından adamın göğsüne sapladı. Adamın göğsü param parça olmuştu. Suratı korkudan bembeyaz kesilen diğer muhafızsa ağlamaya başladı. Ve Dryn artık ona bakıyordu. “Kimin köpeğisin?” muhafız korkarak “Cadının. Cadının bizi o gönderdi” dedi. Bunu duyunca sinirlenen genç adam baltasını adamın boynuna doğru sert bir darbeyle savurdu. Adamın kopan başı etrafı kana bularken, genç adam ise cadının evine doğru yürümeye başladı. “Tanrıya yemin ederim sizleri yeryüzünden kazıyacağım…”

DRYN- Karanlık (Darkness)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin