Giriş: Katilin Gözleri.

252 10 46
                                    

Hoş geldiniz, iyi okumalar.

Bölüm Şarkısı: Mozart- Requiem, K. 626: Lacrimosa

Gün ışığım, Mel.. Bu kitap senin için. Her şeyine sonsuz teşekkür ederim...

                                             🩹

                                         
Her yeni günde güneş doğuyordu, ben batıyordum.

Geçmişin tüm esareti üzerimdeyken bir adım bile atamıyordum.
Kendimi karanlıktan çekip çıkaramıyordum.

Beni kurtaracak biri hiç mi olmayacaktı.
Ben kaderime boyun eğmek istemiyordum.

Çocuktum, susturdular bir avuç şekerle.
Büyüdüm, susturdular birçok gerçekle.

Yok olmak istedim, izin vermediler.
Kulaktan kulağa anlatılan bir rivayet gibi döndü benim hikayem.

🩹

Siyah uzun saçları vardı kızın, bir bakanın mutlaka bir daha bakacağı cam mavisi gözleri.

Çok küçüktü, ilkokula bile gittiği muammaydı. Yaşından büyük davranırdı kız.

Halasının tüylü topuklu terliklerini, üzerine ona beş beden büyük gelen elbiseler giyerdi.

Çevredeki insanlar bu kızın neden böyle olduğunu hiç anlamıyorlardı.

Visâl çok güzel bir kız çocuğuydu, ama yüzünde bir şeyler eksik geliyordu insanlara.

Gözlerinin ışığını çalmışlardı küçük kızın.
Cam mavisi gözleri, bir çocuğun gözleri gibi değildi.

Bir katilin gözleri gibiydi.

                                          🩹

Uzun topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses, yanıp sönen sokak lambalarının cızırtısına karışmıştı.

Genç kadın uzun siyah saçlarını eliyle savurduğunda, ince telli saçları siyah uzun kaşe kabanının omuzlarına dökülmüştü.

Sokakta tek başına ve kendinden oldukça emin yürüyordu.

Kafasının içine sığdırdığı şeytanları onun daima yanına olacaklardı, bu yüzden kendini hiç yalnız hissetmiyordu.

Terleyen avuç içlerini, siyah dar kumaş pantolonuna sürttü.

Gittiği yer acısı, kıyametiydi.

Yaklaştığı harabe evi gördüğünde, şeytanları bile bir kenara çekilmiş sessizliğe bürünmüşlerdi.

Kapının paslanmış demir kulbunu tutup çevirdiğinde kapıdan çıkan rahatsız edici ses geceye karıştı.

Ahşap zeminde yürürken ayakkabısının topukları, neredeyse çürümüş olan zemini delecekti.

Evin kapısı kapalı olan tek odasının kapısını açıp içeri girdiğinde, camın önünde oturan yaşlı kadına baktı.

Gri saçları ve kirlenmiş kıyafetleriyle eski sallanan tahta bir sandalyenin üzerinde oturuyordu.

Genç kadının adım sesleriyle ona doğru döndüğünde, gözleri kesişti.

Genç kadının buz mavisi gözleri, yaşlı kadının ölüm kadar koyu kahverengi gözlerine değdi.

"Yine geldin Visâl." Dedi kadın öksürüklerinin arasında.

Visâl çıldırtıcı derecede yavaş adımlarla yaşlı kadının yanına ulaştığında iki elini, sandalyenin kollarına yerleştirdi.

"Ben hep geleceğim, sen canını teslim ederken gördüğün son gözler benim gözlerim olacak."

Yaşlı kadın geriye çekilmek istedi ama yapamadı.

"Bu nefretinin sonucu sana çok büyük şeyler kaybettirecek Visâl."

Genç kadın ürkütücü bir kahkaha attı.

"Ben nefretim sayesinde nefes alıyorum ihtiyar, ama beni ayakta tutan şey ne nefretim ne de başka birisi."

"Ne o zaman?" Diye sordu yaşlı kadın ürkek bir sesle.

"5 yaşındaki Visâl'in bu odayı dolduran çığlıkları."

🩹

Bu kurgu için inanılmaz heyecanlıyım, çünkü aslında her şeyi kafamda belli...

Umarım girişi beğenmişsinizdir.

Sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız!

VİSÂL (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin