Hoş geldiniz, iyi okumalar!
Bölüm Şarkısı: Ludwig van Beethoven, Adagio Sostenuto.
🩹
Hissettiğim tek duygu saf acıydı.
Yaşadığım, gördüğüm ve atlattığım her olay beni bugünüme getirirken benden çok şey çalmıştı.
Ellerim soğuk toprakta gezerken, toprağı avucumun içine alıp sıktım.
Uzun tırnaklarım avucuma batıyordu ama ben bunu hissedemeyecek kadar acı içindeydim.
Lale Soykan.
Annem.
Mezar taşındaki ismi her gördüğümde o anı tekrar yaşıyordum.
Selim Soykan.
Babam.
Bir diğer mezar taşında yazan isim benim çocukluğumun gömüldüğü yerdi.
Omuzlarında 4 yıl geçirdiğim, şu yaşımda yanımda olsaydı sırtımı yaslayabileceğim tek adam.
Anne ve babamın mezarları, büyüdüğüm o evin arkasındaki ormandaydı.
Sürekli sis çöken bu ormana girmeye cesaret edemeyen insanlar burda mezar olduğunu bile bilmiyorlardı.
Bazen ise korkmak için küçük bir hikaye olarak benim hikayemi anlatırlardı.
Saçmaydı, ben bunu bizzat yaşamış ama ölmemiştim.
Bunu başaramamışlardı ve başaramayacaklardı.
Sakince mezarlıktan çıktığımda aklım yine onlarda kalmıştı.
Sanki yalnız bırakıyormuşum gibi, küçük çaplı bir vicdan azabı.
Eski sokağı yürüyerek çıktıktan sonra arabama binip oradan uzaklaştım.
Evim ve bu semtin arasında 2,5 saatlik bir mesafe vardı ve bu yol eziyet gibi geçmişti.
Eve geldiğimde hazırlanmam için çok az vaktim vardı çünkü Karadağ Holding'e gitmem gerekiyordu.
Hızlı adımlarla yatak odama çıktıktan sonra kendimi kaynar suyun altına bıraktım.
Su beyaz tenimi kızartırken hemen işlerimi bitirip duştan çıktım.
Saçlarımı kurutup doğal haline bıraktığımda koyu bir makyaj yaptım.
Üzerime mini siyah bir elbise geçirip, yine elbisenin boylarında siyah blazer bir ceket giydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSÂL (+18)
Teen Fiction"Ben nefretim sayesinde nefes alıyorum ihtiyar, ama beni ayakta tutan şey ne nefretim ne de başka birisi." "Ne o zaman?" Diye sordu yaşlı kadın ürkek bir sesle. "5 yaşındaki Visâl'in bu odayı dolduran çığlıkları."