" burası da neresi böyle ?" Kazan dairesine beni sürüklemiş. Oradan da havalandırma borularına girmiş, emekleye emekleye bomboş bir odaya gelmiştik.
" burası müdürün okulu yaptırırken planda gözden kaçırdığı bir oda, odaya sadece havalandırmadan giriş yapabiliyorsun. Nasıl ? Buraya bir kaç eşya bile getirdim "
Dediğinde yere baktım. Bir kaç minder, içecek ve atıştırmalıklar vardı.
" evet, fena değil " mindere oturup sırtımı duvara yasladım. Çok küçüktü, gerçekten de unutulan bir oda olduğu belliydi.
" ne yani, herkes bulunana kadar burada mı kalacağız ?" Diyerek ona baktım. Omuz silkip içeceği tek seferde kafasına dikti.
" sen bana ayak bağı olmamak için burada uslu uslu oturacaksın. Bende dışarıya biraz çıkıp geleceğim. Tamam mı küçük korkak civcivim ?" Diyerek ellerini boğazıma doladığında ellerini ittirip telefonumu elime aldım.
" ne istiyorsan onu yap. Ama bana dokunma" dediğimde kıkırdamaya başladı. Kaşlarımı çatarak ona baktım. O kıkırdamaya devam ederken birden eliyle başını tutup inlemeye başladı.
Kaşlarım endişe ile gerginleşse de, umursamamaya çalışarak telefonuma baktım. Küçük bir bağırış ile dizlerinin üstüne çökünce hızla telefonu kenara fırlatıp yanına koştum.
" Marinette, ne oldu ? İyi misin ?" Ellerimle onu omuzlarından tutup bana bakmasını sağladım. Kocaman olan göz bebekleri ile ellerim istemsizce ondan çekildi. Eliyle saçlarını yolarcasına başına bastırıp aralıksız inlemelerine devam etti. Plagg ortaya çıkıp gizlice onu izlemeye başladı.
" ben, ben ... iyiyim " nefes nefese yere oturdu. Bir anda düşüp bayıldığında ciddi anlamda şok geçirdim. Onu alıp minderlere uzandırdım ama şu an neler olduğunu kesinlikle anlamış değilim.
" plagg, ona neler oluyor ?" Plagg göz kapaklarını kaldırıp indiriyor ve ellerini, vücudunu kontrol ediyordu. Ben ise ne yapacağımı kesinlikle bilemiyordum.
" insan olan sensin Adrien, sen söyle "
" o zaman neden iki saattir kızı inceliyorsun ?"
" sadece merak ettim Adrien, benim tek ilgi alanım peynirler olmuştur. İnsanların hastalıkları değil "
Dediğinde ona ters bir bakış atarak Marinette'e döndüm. Elini tuttum, o kadar lafı işitsem de o benim arkadaşımdı. Endişe ile başında beklemeye başladım. Ona ne oluyordu ?
Üçüncü kişi ağzından :
" Nathalie, şuna baksana. Bu inanılmaz. Bana sürekli karşı koyuyor. Bedeni akumalanmayı reddediyor sanki. Bu çok nadir bir şey. Ve bunun anlamı ne ?"
Gabriel kızın durumunu düşünerek mucize kitabını inceliyordu. Nathalie bir yeri gösterdi.
" bana kalırsa Marinette daha önceden uzun bir süre mucize almış. Ya uğur böceği ona mucize verdi. Ki bu en muhtemel seçenek. Ve imkansız gibi olan düşüncem, Marinette'in-" Nathalie ona merakla bana patronuna heyecanla sırıttı.
" -uğur böceği olması "
" ne ? Bu olabilir mi ?" Şaşkınlığını hızlıca atan adam, asistanı gibi heyecanla karısının tablosuna baktı.
" bu, tüm saçmalıkları açıklar. Sürekli akumalıyken ona saniye saniye ulaşamamam, bir süre boyunca benimle olan iletişimini kesmesi ve mucizeler için bir planı olması ... çünkü o mucizelerin nerede olduğunu biliyor olmalı "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Princess of justice
Teen FictionMarinette, lila'nın üst üste iftiraları, Chloe'nin aşağılama ve yoluna çıkması, uğur böceği olduğu zaman üzerine yüklenen sorumlulukların ardından kimliğini Alyaya açıklamaya karar verir. Çünkü bu yükleri paylaşmanın ona iyi geleceğini düşünür. Bir...