NRS-10

1K 65 22
                                    

Beeen geldiiiiim özlediniz mi şekerleeer, sınav mağduru yazarınız geldi :((( 

Çalışın, çok çalışın. Meslek lisesinde okuyan, düz lisede okuyan, anadoluda okuyan, kolejlerde özel okullarda okuyan öğrencilerle aynı sınava giriyoruz, eğer gerçekten bir şeyler başarmak istiyorsanız gerçekten çok çalışmanız lazım, maalesef eğitim sisteminde adalet (!) bu şekilde..

Hikayemize gelirseeeek, kapaklar değişti, nasıl olmuş? Yine @rotices ' in eli değdii, tekrar teşekkür ettim burdan ona :)) Son bir şey, tanıtım videosunu  izleyen/izlemeyen herkes, izledim/izleyemedim diye yorum atabilir mi, sanırım bir sorun var düzeltmeye çalışacağım.

---

EKİN'DEN

Bana cilveli cilveli: ''Ne yazayım?'' diye soran doktora boş boş baktım.

''Valla doktor olan sizsiniz, orasını siz bileceksiniz.'' Yüzünde güller açan bayan doktorun yüzü, aniden kaktüs doldu.

''Bir haftalık iğne yazıyorum, sabah akşam gelirsiniz.'' dedi net bir ifadeyle.

''İğne olmaz!'' diye atladım, ardından boğazımı temizleyip devam ettim:

''İğneden korkuyor.''

''O zaman bu gece serum takalım?''

''İğneden korkuyor dedim? Kendine gelince sızlanacak. Bu serum bitince bunuda çıkaracağız zaten o uyanmadan.'' dedim doktor hanıma dik dik bakarak.

''O zaman bazı haplar yazıyorum.''

''Hap yutamıyor.'' dedim gözlerimi devirerek. 

''Ama sizde yani, çocuk değil ki bu kız şurup yazayım?'' Tek kaşımı kaldırarak doktora baktım:

''Tamam, tamam. Suda eriyen antibiyotik yazıyorum, bütün gece başında durun, ılık suyla duş alıp yatırın. Yarım saatte bir ateşini kontrol edin.'' dedi. Gözlerimle onayladım.

''Merve abla doktoru yolcu eder misin? Bir de Edip abiye de şu ilaçları almasını söyler misin?'' diye rica ettim. Merve abla gülümseyip doktoru geçirmeye gidince, yatakta öylece yatan, elmacık kemikleri kızarmış, saç dipleri ıslanmış İlya'ya baktım. Serum takılı eline yaklaştım, dokunup dokunmamak arasında gidip gelirken sesli bir şekilde nefesimi verdim.

''Senleyken olmuyor ama, sensizken hiç olmuyor İlya.'' 

''Dokun,'' dedi Merve abla aniden arkamda belirerek. ''Sevdiğin yanındayken dokunabildiğin kadar dokun, öp, kokla. Yarın çok geç olabilir. Sevdiğini incitme. Ne demişler; bir gün onları incitmek için bile bulamayabilirsin.''

''Yapamam.'' dedim. ''Birlikte bir karar aldık. Arkasında durmak zorundayım.''

''Hayatımda böyle saçma bir şey duymadım.'' Omzumu silktim. 

''Yardım et de serumu çıkartıp  kızı ılık suya sokalım. Bu arada sen annesine falan haber verdin mi?''

''Derin'le konuştum. Onlarda kalıyo sanıcak. Annesi panik atak hastası gibi, hemen heyecanlanıyo, kadın telaş yapmasın.'' dedim. Merve abla:

''Tamam canım, ama şu serumu sen söküver, ben çok korkarım bir şey olur diye.'' Başımla onayladım, derin derin nefes alıp İlya'nın elini nazikçe tuttum.

''Üzgünüm.'' derken serumu yavaşça çıkardım. İlya acıdan inleyince gözlerimi sımsıkı kapattım.

Merve abla İlya'nın üzerini çıkarırken arkamı döndüm. ''Kuzum sahilde bikiniyle görmenle aynı şey bu, ben kızı tek başıma kucaklayamam, yardım etmen gerek.'' dedi. Yavaşça önüme döndüm. Merve Abla İlya'nın üzerine bir örtü örtmüştü. İlya'yı yavaşça kucağıma aldığımda bana sıkıca sarıldı. Üşüyor, hatta titriyordu. Bir an geri bırakacak gibi olsam da Merve Abla'nın bakışlarını görünce banyonun yolunu tuttum.

RENK Serisi 2-Nefretin Rengi SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin