NRS-16

892 68 16
                                    

Bu bölümü yavaş yavaş yazdım çünkü grip oldum ve başım çatlıyo maalesef ki tekrar kısa oldu, ama bu finali uzatır herşey sizin aleyhinize eheheh :))) Yeni bölüm belki yarın belki Salı günü gelir. Bu arada aranızda Snapchat ve Twitter kullanan varsa: ozlemayvc

''Ekİlya sahalara geri mi dönüyor yoksa!'' 

''Evet, tam da öyle oluyor.'' dedi Ekin, elimi tuttuğu elini daha da sıkılaştırarak. Ellerimize baktıktan sonra gözlerimi Ekin'e çevirdim. Gözlerinin içinin güldüğüne yemin edebilirdim.

''Eğer bir daha ayrılıkımsı birşey yaşarsınız topuklarınıza sıkarım.'' dedi Derin.

''Ayrılıkımsı?'' dedi Selim, Derin'e dönerek.

''Boşver aşkım sonra açıklarım ben sana.''

''Ee, hadi abi, kop koop o zaman!'' dedi Anıl, koltuk değneklerini havaya kaldırarak. Tam o sırada Ekin'in telefonu çaldı. 

''Bir saniye, konuşup geleceğim.'' dedi Ekin dışarıya çıkarken. Başımı salladım. Ekin'in dışarı çıkmasıyla kızların yanıma doluşması bir olmuştu.

''Kızım ağlayarak çıktın sırıtarak geldin, noluyo hemen anlat!'' dedi Buse.

''Ya benim konuşmama fırsat kalmadıki, kendisi konuştu konuştu sonra..''

''Sonra ne!'' diyerek çığlık attı Ece, deli kız benden çok heycanlanmıştı.

''Öf öptü işte!'' dedim bende. Tüm kızlar çığlık atıp zıplarken bizi gören Egemen göz devirdi.O sırada Ekin hızlı bir şekilde yanımıza gelip:

''Merve abla..'' dedi, ''Annesi fenalaşmış, ben hastaneye gidiyorum.''

''Bende geliyorum.'' dedim.

''Bizde geliyoruz.'' dediler.

---

''Ağlama artık nolur.'' dedim Merve ablaya.. Göz pınarları şişmişti, gözlerinin içi kıpkırmızıydı. 

''Ben ağlamayayım da kimler ağlasın İlya? Benim varım yoğum annem. Babam ben küçükken ölmüş, annem yıllarca Selin'lerin evinde çalıştı, sonradan bu hastalık ortaya çıktı ve.. ve tedavi sürecindeydi. Şimdi birden bana ameliyat olması gerekecek diyorlar ve ameliyat masraflarını ödeyecek kadar param yok.'' dedi hıçkırarak.

''Bunu mu düşünüyosun Merve abla? Biz varken-''

''Hayır hayır, öylece sizden para alamam, ben öyle yetişmedim.''

''Merve abla saçmalıyorsun.''

''Lütfen İlya, aynı şeyleri Ekin'e de anlattım.''

''Tamam, öylece istemiyorsun demek.. Ne kadar gerekiyor ameliyat için?''

''20 milyar kadar..''

''Tamam, ne kadar süremiz var?''

''Bilmiyorum. Sanırım 2 gün sonra doktor tekrar görüşme yapacak, sonunda bir karara varılacak. Ya ameliyat olacak yada..''

''Şiişşt, tamam,tamam sana söz bu parayı bulacağız, hep beraber. Tamam mı?''

''İlya sen çok iyisin.'' dedi Merve abla bana sarılırken. Saçlarını okşadım..

---

''Evet neden burada toplandık?''

''Sizi anladık da, biz neden buradayız?'' dedi Koray.

''Anlatacağım ya bi sabredin.''

''Ne var aklında yine cadı?'' diye sordu Caner.

''Şimdi şöyle yapıyoruz. Gruplara ayrılacağız. Herkese birer görev vereceğim. Ama öncelikle herkes, kullanmadığı eşyalarını falan ortaya dökecek. Kermes gibi birşey düzenleyeceğiz.''

''Neden böyle birşey yapıyoruz?''

''İşte benim meleğim.'' dedi Ekin gözlerimin içine bakarak. Anlamıştı. Gülümsedim. Ekin devam etti:

''Şimdi şöyle bir durum var. Merve ablanın annesi kanser, tedavi sürecindeydi fakat yanıt vermemiş vücudu tedaviye. Şimdi ameliyat olması gereken bir durum var, ameliyatın masrafı 20.000 TL, biz Merve ablaya yardımcı olmak istedik ama kabul etmedi. O yüzden bizde kendimiz alın terimizle kazanıp bu  parayı toplayacağız.''

''Sana cadı dediğim için özür dilerim İlya.'' dedi Caner. Ona da gülümseyerek baktım.

''İlya sen harikasın, bu muhteşem bir fikir.'' dedi Ahsen.

''Koray ve Kerem, siz ikiniz bir afiş hazırlatıyorsunuz, bizim barda karaokeler bir müddet için ücretli olacak, o ücretlerin bu tedaviye gideceğini bildiren bir afiş yaptırın, bu iş sizde. Anıl-Ece, siz ikiniz kostüm giyip part-time iş yapacaksınız, Anıl bu tür şebekliklerden iyi anlar diye böyle oldu, Burcu ve Egemen, kullanmadığınız sıfır gibi gözüken kıyafetlerinizi yıkatıp satış için uygun hale getirin, Derin ve Selim, siz ikiniz Ekin'in arabasını kiralama işine gireceksiniz.''

''Merso'yu mu?''

''Evet canım Merso'yu.'' Ekin yutkundu, ama sesini çıkarmadı.

''Buse-Barış, siz ikiniz bir fotoğraf makinesi bulup güzel manzaralı yerlerde fotoğraf çekimi yapacaksınız. Şu şipşak makinelerden. Ozan-Ahsen, siz ikiniz Ekin'in çizimlerinin satışında görevlisiniz.''

''Çizimlerimde mi?''

''Evet canım, çizimlerinide.''

''Caner-Meryem, siz ikiniz, bizim size vereceğimiz kitapları satışa sunacaksınız. Herkes evindeki kitaplardan birkaç tane verse yeter.''

''Ekinciğim, sen portre çizimleri yapacaksın, bende akşama doğru sahilde şarkı söyleyeceğim, sende yanımda gitar çalacaksın. Herkes okey mi?'' Hepsi başıyla onayladı. Ardından Anıl:

''Benim X-Box'u da satabiliriz.''

''Oha! Sen ciddi misin lan?'' dedi Ekin.

''Evet.'' dedi Anıl.

''Neden bu kadar şaşırdınız?'' diye sordum.

''Çünkü o oyun konsolu Anıl'ın herşeyi.'' Anıl'a öylece bakıp gülümsedim, ardından sarıldım.

Sonra boğazımı temizledim ve ellerimle alkış yaparak seslendim:

''Hadi bakalım, herkes iş başına!''

RENK Serisi 2-Nefretin Rengi SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin