25"

11.5K 1.1K 157
                                    

susuluvtata 💜

adorekimh🧡

Sapık Savcı
Jeongguk?

Taehyung?

Sapık Savcı
Çıkışta göremedim seni
Nereye gittin

Bir işim vardı
Çıkmak zorunda kaldım

Sapık Savcı
Beni beklersin sandım
Aradım seni adliyede

Özür dilerim
Haber vermem gerekiyordu ama
Bir an önce halletmek istedim

Sapık Savcı
Halledebildin mi peki?

Bilmiyorum
Bunu öğrenmem için zaman gerekiyor

Sapık Savcı
Anladım

Taehyung

Sapık Savcı
Efendim Jeongguk

Nasılsın

Sapık Savcı
:)
İyiyim Jeongguk
Endişe etme artık
Bugün duruşma salonunda da ağlayacak gibi baktın gözlerime
Sen iyi misin asıl

Bilmiyorum ki
Orada karşılıklı dururken bir an için senin yerinde ben olsam nasıl hissederdim
diye düşündüm

Sapık Savcı
Nasıl hissettin peki

Taehyung ben çok kötü hissettim
Mesleğe başlayalı birkaç yıl olmasına rağmen bir zamanlar avukat olarak durduğum o salonda Sanık olma düşüncesi
Çok çok kötü hissettim
Sonra seni gördüm
Ve kürsünün başında olman gerekirken karşında olduğun gerçeği beni yıktı
Ve bunun benim yüzümden olması
daha da yıktı

Sapık Savcı
Jeongguk
Senin hatan değildi
Kelepçe olayında ne kadar hatalı olduğumu unutma
Beni şikayet etmekte haklıydın

Sorun seni şikayet etmek değil ki
Sorun üst düzey birilerini araya koyup açığa alınmana neden olmak
Çok özür dilerim Taehyung

Sapık Savcı
Jeongguk Jeongguk
Geçti artık hepsi
Şikayetini geri aldın ve mahkeme beraatime karar verdi
Yakında mesleğe de döneceğime eminim
Artık bunun için üzülme

Üzülmeyeyim mi
🥺🥺

Sapık Savcı
Üzülme
Nerede olduğunu söyle bana şimdi

Neden ki

Sapık Savcı
Çünkü yanına gelmek istiyorum

Ama neden ki

Sapık Savcı
Çünkü sana sarılmak istiyorum

Çevrimdışı

Çevrimiçi

Konum 📌


💥💥💥


Jeongguk'un attığı konumu haritalara yazdığımda, bu yere daha önce gitmiş olduğumu fark ettim. Yine Jeongguk'u bulmak için gelmiştim buraya. Bana kızgın olduğu için sarf ettiği kelimeler yüzünden endişelenmiş ve Hoseok'tan onun yerini tespit etmesini istemiştim. Hoseok'un verdiği adreste yine bu sahildi ve Jeongguk tıpkı o günkü gibi kalabalıktan uzak bir noktada kayaların üzerinde oturuyordu. Saçları rüzgara dayanamayıp savrulurken gözleri uzaklara dalmış gibiydi. Usulca yanına oturdum. Omuzlarımız birbirine değiyordu.

"Buraya sık gelir misin?"diye sordum, rüzgar benim de saçlarımı dağıttığında.

Başını salladı. "Ne zaman düşüncelere dalsam, kendimi burada bulurum."

"İyi geliyor mu bari?"

"Hiç iyi gelmez mi deniz havası."dedi gülümserken. "Kendimi serin sulara bırakmak isteyecek kadar iyi geliyor hemde."

Güldüm. "Hava henüz suya girecek kadar sıcak değil, hasta olmanı istemem."

Ekim ayındaydık. Hava, insanı titretecek kadar soğuk olmasa da ısıtacak kadar sıcak da değildi. Dikkat etmezseniz, hasta edebilirdi. Jeongguk'un sesi çıkardı beni düşüncelerimden. "Bir kez yaptım bunu. Kasım ayında denize girdim ama tam bir hafta yataktan çıkamadım. Neredeyse zatürre olacaktım."

"Hiç dikkat etmiyorsun kendine." Sesim onaylamaz çıkıyordu. Güldü, bedenini biraz daha omzuma yasladı. Onun yaslandığı yerden bir sıcaklık içime usul usul aktı. "Buradaki ilk anımızı hatırlıyor musun?"

Sorumu beklemiyor olacak ki gözleri şaşkınlıkla bana döndü. Kocaman, galaksi -evet, Jeon Jeongguk gözlerinde galaksiler barındırıyordu.- gözleri rüzgardan dolayı kızarmıştı. Tıpkı burnunun ucu ve yanakları gibi. "Hatırlıyorum."

Biraz daha sokuldum ona. Dizlerimizin birbirine değeceği kadar yakınına girdim. Sıcak nefesi yüzümü okşarken hoş bir karıncalanmanın bedenimi ele geçirdiğini hissettim. "Peki, benden nefret ediyor musun hâlâ?"

Etmiyordu, biliyordum. Gözleri, davranışları bunu söylüyordu. Ama duymak istedim. Buradaki ilk ve son anımızda benden nefret ettiğini söylemişti. Bu sahilin hatıralarımda böyle kalmasını istemedim.

Dudakları aralandı. Bir fısıltı şeklinde "Hayır."dedi. Gözlerim dudaklarında dolandı. Şansımı zorlamak istedim. Sınırları zorlamak istedim. "Peki, hoşlanıyor musun benden?"

Size bunu nasıl tarif edebilirim bilmiyorum ama Jeongguk'un yanakları öyle güzel bir kırmızıya boyandı ki güneş bile batarken böyle güzel bir kırmızıya boyayamazdı gökyüzünü. Kalbim tekledi. Gül kurusu dudakları ağlamak ister gibi büküldü. "Bilmiyorum."dedi çocuk gibi.

Gülümsedim. Bu cevap bana istediğimi vermiş, yetmişti. Başını eğdi, göğsüme yasladı. Saklanmak ister gibiydi. Güldüm. "Gülme."dedi, kolumu sıkarken. Tekrar güldüm. Karnıma bir darbe yedim.

"Taehyung?"

"Hım?"

"Hani sarılacaktın?"

Sesli bir gülüş dudaklarımdan firar ederken kollarımı göğsüme sığınan adama sımsıkı doladım. Bir zaman sonra belimde, onun kollarını hissettim.






Sevgiler,

Vale!

Your Honor // taekook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin