Harry'le birlikte iki kişilik bir masaya oturduk. Karşı taraftan Louis ve Niall'ı görebiliyordum. Solumuzda da Matthew Cox denen adam tıpkı Liam'ın söylediği gibi genç bir kızla oturuyordu. Kız güzeldi ama eh. Ben kadar değil.
"Ne alırdınız Mösyö?"
Yanımızda Fransız tarzı giyinmiş bir garson belirdi.
"Biz şimdilik su alalım." dedi Harry, garsonu geçiştirmek istiyordu.
"Bu hanımefendiyi buraya su içmeye mi getirdiniz? Çok güzel tatlılarımız var şaraplarımız var efendim."
"Bizi ilgilendirmiyor."
"Aslında ben biraz çilekli pasta alabilirim." dedim menüye bakarken.
"Hemen geliyor efendim." Garson menüyü alıp gözden kayboldu.
"Aferin sana. Katil herkesin içinde adam bıçaklarken pasta yersin."
"Fiyatına bakmadım umarım çok pahalı değildir." diye mırıldandım.
Garson pastayı getirdiğinde sanırım aşık olmuştum. Keşke buraya gerçekten normal insanlar gibi gelmiş olsaydık.
"Tuvalete gidiyor ben de peşinden gidiyorum, eğer gecikirsem peşimden gelirsin." dedi Harry masadan kalkarken.
Matthew gerçekten de kalkmış ileriye doğru yürüyordu. Etrafta dolaşan çok garson olduğundan arada onu gözden kaybediyordum.
Bir an gözüme esmer bir adam takıldı. Onda bir tuhaflık seziyordum, daha dikkatli baktığımda ise elindeki kırmızı gülü gördüm. Tanrım bu oydu!
Apar topar kalkıp Louis'e işaret verdim. Ama o beni görmüyor gibiydi. Garsonla konuşuyordu. Zavallı pastamı bırakıp topuklularımla koşmaya başladım. Bu katilin benim yemek yememle derdi ne?
Tuvaletlerin önüne geldiğimde onu gözden kaybetmiştim, Harry de ortalıklarda gözükmüyordu. Ani bir hareketle erkekler tuvaletine girdim. Harry yerde yatıyordu, yüzü kan içindeydi. Katilin ise sadece arkasını görebiliyordum ve elindeki tabancayı Harry'e doğrulttuğunu. Tetiği çekmesi an meselesiydi.
Hemen bir şeyler yapmam gerekiyordu. Katile arkasından sessizce yaklaştım, üstüne atlamak üzereyken aynadan beni gördü ve beni bileklerimden yakaladı.
Kolumu kurtaramayacağımı anlayınca topuklu ayakkabımla karnına bir tekme geçirdim. İki büklüm olup yere çöktü.
Yere eğilip onunla birlikte düşen silahı aldım."Ellerini kaldır. Sana ellerini kaldır dedim"
Katil istediğim gibi ellerini kaldırdı. O sırada kapı açıldı ve içeri Niall ve Louis girdi.
"Aman tanrım onu yakaladınız mı?"
"Hayır Niall katille evcilik oynuyoruz." dedim adrenalinden dolayı nefes nefese.
Louis gelip adamı kelepçelerken ben de Harry'e yaklaştım.
"İyi misin?"
Alnından akan kanı eliyle sildi.
"Az kalsın ben de şu kurbanlardan oluyordum." diye mırıldandı.
"Adam nerede?" diye sordum
"Katille benim dövüştüğümüzü görünce kaçtı."
"Senin dayak yediğini görünce mi yani?" dedim gülerek.
"Ne alakası var?" dedi Harry ayağa kalkmaya çalışırken. Niall da telsizle birime haber vermeye çalışıyordu.
"Başardık." dedim sevinçle. "Katili yakaladık."
Artık sadece katili sorgulayıp neden bu insanları öldürdüğünü öğrenmek kalmıştı. Katil tutuklanıp götürülürken ben de hesabı ödemek için garsona seslendim. Umarım param yeterdi.