Ertesi gün kendimi çok iyi hissediyordum. İki gündür katil kimseyi öldürmüyordu ve biz de biraz "normal" hayat yaşıyor gibiydik.
Niall Louis ve ben masada oturuyor, en iyi yemeği tartışıyorduk.
"Bence en iyisi mantıdır konu tartışmaya kapandı." dedi Louis.
"Sen hiç sarma yemedin mi?" diye sordum.
"Bence mantı açık ara önde, üstünde gezdirdiğin sarımsaklı yoğurdu düşün, domates salçasını, ağzında eriyen hamuru..."
"İkiniz de saçmalıyorsunuz, iskender varken..." dedi Niall.
"İskender güzeldir ama sarmayı geçemez."dedim.
"O zaman sen güzel iskender yememişsin, böyle tereyağını dönerin üstünde gezdireceksin uff."
Niall gözünü kapatmış hayal kuruyordu."Hayır Team zeytinyağlı sarma." diye bağırdım.
"Team sarımsaklı yoğurtlu mantı."
Biz kavga ederken içeri Harry girdi.
"Bence Harry söylesin, Harry sence mantı mı, sarma mı, iskender mi?"
"Arabamın tekerleklerini kim indirdi?"
Harry sinirle soluduğunda gülmemek için dudağımı ısırdım."Sence sarma mı dolma mı?" Louis soruyu tekrar sordu. Arabayı pek önemsemiyordu anlaşılan.
"Sen cevap vermek ister misin Olivia?" diye sordu Harry.
"Bence sarma."
"Onu değil benim sorumu diyorum."
"Bilmem ki sana düşmanlık eden biri var mıydı?"diye sordum.
"Sanırım var ve şu an karşımda oturuyor."
"Bunu da nereden çıkardın? Ben seni affettim bile."
Harry tam bir şey söyleyecekti ki Liam ondan önce davrandı.
"Ölen adamın günlüklerinden bir şey buldum." Liam bağırdığında ses tonundan bunun önemli bir şey olduğunu anladım
Bugün şirket çok kalabalıktı. Bakan geliyordu. Jonathan ve ben onu karşılamaya gittik. Brian da oradaydı, hala fikrini değiştirmemişti. Ona yalvardım çok zengin olacağımızı söyledim ama beni dinlemedi. Scott ve Matthew projeyi satmayı her şeyden çok istiyorlardı bu yüzden Brian'la kavga ettiler ama o kararlı görünüyordu. Kaç milyon doları aptallığı yüzünden çöpe atacağına inanamıyordum. Ama sorun bizim de paradan mahrum kalacağımızdı. Oysaki proje üzerinde birlikte çalışmıştık.
Dün projeyi ondan izinsiz sattığımızı öğrendiğinde çok sinirlendi ve bizi dava edeceğini söyledi. Bunun üzerine Matthew ve Scott Brian'ın üstüne yürüdüler. Kavga etmeye başladılar. Jonathan ve ben de oradaydım. Ama Jonathan Brian'ın ölesiye dayak yemesine ses çıkarmadı. Eğer çıkarırsa parayı alamayacagını biliyordu. Ben de ona uydum ve sustum.
"Yani bu dört kişi Brian denen adamı öldürmüş."
"Brian'ın projeyi satmak için neden bu kadar direndiğini anlamıyorum. Al mis gibi para işte." dedi Louis.
"Ben anlıyorum galiba. Bu yazılım programı pek de iyi bir şey sayılmaz. Kötü niyetli insanların eline geçerse olacakları düşünemiyorum bile."
Liam cevap verdi."Zavallı Brian öldürülmeyi hak etmiyormuş. Katile hak verdiğimi söylesem bana kızar mıydınız"
Niall böyle söyleyince aynı soruyu ben de sorar gibi oldum.
"Bu kaç yılında olmuş?"diye sordu Louis.
"2005"
"Ekim ayında mı?" diye sordum korkuyla.
"Nerden biliyorsun?"
"Brian Johnson, O benim babam ve o da yazılım mühendisiydi."
Herkes şaşkınlık içinde bana baktığında ben dudağımı ısırdım.
Hissettiğim şoku üzerimden atamıyordum. Aklıma anılar gelmeye başladı. Ağlamak istedim ama bunu herkesin içinde yapamazdım.
" 7 yaşındaydım ve bana her şeyin trajik bir kaza olduğunu söylemişlerdi."
"Öyleyse artık neden sorusunun cevabını biliyoruz. Katil cinayetleri senin için işliyor Olivia."