-Hadi tatlım,uyan Carrie teyzem kahveleri koymuş bile.
Nadya 'yı uyandırmaya çalışıyorum ama nafile.Olduğu yerden kımıldamıyor.Onu takmayıp,aşagı iniyorum.Carrie teyzem sinirli bir bakış atıyor.
-Carrie teyze ne oldu,ne kaçırdım?
-Bak Emily biliyorum dün gece dışarı çıktığını.Herşeyi duydum.Anne ve babanız olmadığı için benim sizi korumam,kollamam lazım.Başınıza bişi gelirse nolucak?
-Gerçekten özür dilerim Carrie teyze.Bi daha olmaz.Zaten anne babamız yok bu bize daha çok acı veriyor.Merak etme biz de seni koruruz.
-Ahh benim güzel tatlım.Sağolun.
Ve nihayet Nadya hazır.Yola koyuluyoruz.Ve okula vardık.Ne olmuş böyle? Acaba kaçırdığım olay mı var?Kimin hakkında konuşuyorlar?Ve ilk Jessica'yı gördüğüm gibi soruyorum."Bir şey mi kaçırdım,ne bu curcuna?" "Bir şey olduğundan değil canım.Bugün bu seneki yarışmaların seçmeleri var.Gidiceksen ayağını çabuk tut."
Jessica'nın yanından ayrıldığım gibi soluğu seçmeler odasında alıyorum.Bütün kapıların üstündeki yazılara bakıyorum.Resime mi girsem.Çünkü ilkokuldan beri resim yeteneğimin olduğu herkes söyler.Şansımı deniyorum.Ve RESİM yazan kapıdan içeri giriyorum:
-Özür dilerim Bayan Moun.Ben de resim seçmelerine girmek istiyorum.
-Seni de bu seçmeler de görmek harika Emily.Biraz geç kalsan da olsun otur bir yere .Ve sıran gelince benim söylediğim konuyu bakalım kaç dakikada ve tekniklerine uyarak yapıcak mısın?
Resim seçmelerinden çıktıgım gibi kızlar tuvaletine gidiyorum.Aynadan kendime bakıyorum ve inanamıyorum,rengim atmış.İlk bunu Caroline görüyor."A Emily bir şey mi oldu?Ne bu böyle?Yoksa Dylan seni aldattımı?"
Sinirlerim geriliyor ama içimden Sakin Ol diyorum.Ve"Seni ilgilendirmez Caroline."diyerek tuvaletten çıkıyorum ve kimya dersi için laboatuarın yolunu tutuyorum.Hocamız konuyu anlatırken,Hanna'ya "Teneffüste resim çekilelim"diyorum.Ve 5 dakika sonra zil çalıyor.Ve direk resim çekilme kabinine giriyoruz.Ve çıktığımızda resimler çıkmamış.Şaşırdık ama takmadık yine çekeriz diye sonrada oradan ayrıldık.
Nadya ile birlikte salonda oturuyoruz.Carrie teyzem alışverişde.Biz de 15 dakika sonra temizliğe geçicez.Çünkü bugün Nadya'nın doğum günüü!
Carrie teyzemden rica da ettim,benim için Nadya'ya hediye almasını.Nadya'yı böyle güzel bir gününde üzmek istemiyorum ama hak ediyor.
-"Bak Nadya,hayatımız zor yani senden isteğim bu geceki partinde lütfen alkollü içecek içmemen.Annem bize hep bunu söylerdi.Bunu devam ettirelim.Lütfen bunu sakın yapma."Nadya'ya bunu söyledikten sonra temizliğe geçiyoruz ve o sırada kapı çalıyor.Carrie teyzem gelmiş "Carrie teyze 10 tane poşeti nasıl tek başına taşıdın?"dedim hayranlıkla.Carrie teyzem de NE OLUCAK Kİ anlamında başını salladi.Ve ben poşetleri boşaltırken kardeşim ve Carrie teyzem de temizliğe devam ediyordu.
-Nadya bu nasıl?
Partide ne giyeceğimi karar veremiyorum.Aslında çok özele gerek yok.Çünkü altı üstü 5 kişi gelicek.Ama Dylan da geliceği için biraz güzel olmam lazım.Ve nihayet Nadya geldi.
-Nadya bu mu, bu mu?
Bu elbisem annemden kalan uzun,zarif ve toz pembe diğeri ise bir kere olsun pahalı bir dükkandan aldığım kısa,fırfırlı bir elbise.Karar veremiyorum.Nadya cevap veriyor:
-Uzun elbise çok bayar.Düğüne gitmiyorsun.Kesinlikle öbürü.
Nadya haklı uzun elbise abartı olur.Nadya odamdan ayrıldığı gibi elbisemi giyiyorum.Dudak parlatıcısı,rimel ve çok az göz kalemi sürüyorum.Ve Carrie teyzeme nasıl olduğumu sormak için aşağı iniyorum.Carrie teyzem mısır gevreği ve karşisinda televizyon.Bir an panikle soruyorum:
-Carrie teyze,partinin başlamasına yarım saat var bende senin hazırlıklara başladığını zannetmiştim.
Carrie teyzem "Emily hiç acele etme,kekler içecekler hazır.Bi tek ben kaldım."
"O zaman çabuk olmalısın.Bak Dylan gelicek sakın pot falan kırma." Carrie teyzem Tamam anlamında başını salladı.Ve gitti.
-İyiki doğdun Nadya.İyiki benim kardeşimsin seni seviyorum.
Partiye gelecekler tamam.Nadya'ya tek tek hediyelerimizi veriyoruz.Ben ona geçen gün vitrinde görüp,çok beğendiği fakat alamadığı ayakkabıdan aldım.Direk kutudan çıkarıp denedi.Ve tam olmuştu ayağına.
Herkes yavaş yavaş evine gidiyor.Bir bir onlara teşekkür ediyorum.Ve Dylan"Beni çağırdığın için teşekkürler.Yarın okulda görüşürüz."diyor.
Ve herkes gitti.Biz de yattık.
Bugün 2. resim seçmelerim var.Kesin seçilmiyeceğim.Ama şansımı deneyeceğim.Resim sınıfından içeri giriyorum.Ve karşımda Dylan'ı görüyörüm. Merala soruyorum"Sen dans seçmelerine katılmadın mı Dylan?" Dylan iç çekerek "Senin burada olduğunu duyunca ben de buraya geldim."dedi.Bu sözü söyledikten sonra onun bana daha yakın olduğunu fark ettim.Ve bunları düşünürken Bayan Moun içeri giriyor."Günaydın,bugün sırayla herkesi çağıracağım.Herkesin 5 dakikası var.Bakalım 5 dakikada ne çizeceksiniz? " Kalbim biraz daha hızlı atıyor.Bayan Moun herkesi sırayla çağırıyor.Ve EMİLY diyor.Masasına giderken bir an olsun kalbim hızlı atıyor.Ve avuçlarımın terlediğini farkediyorum.Bayan Moun bana bir konu veriyor ve 5 dakikam olduğunu söylüyor.Hızlı yapmaya çalışıyorum ama güzel ve özenli.Olmuyor,olmuyor diyorum içimden ve tam o sırada Bayan Moun "Süren doldu." diyor.Hemen kalemi bırakıyorum.Bayan Moun uzun süre resmime bakıyor.Ve sakin bir sesle:
-Emily bu ne?
Şaşıp kalıyorum,ve ne diyeceğimi bilemiyorum.
-Emily bu harika bir resim.Hiç düşünmeden kesinlikle bu sene resim kursuna giriyorsun.Aslında girmene de gerek yok ama neyse.O zaman hoşgeldin.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.Evet resmim güzel ama bu kadarda olduğunu bilmiyordum.Ve beklemeden Bayan Moun'a cevap olarak "Hoşbuldum."diyorum.
Beni nasıl kabul edebilir? Ne yani bu sene yarışmalara mı katılacağım?Acaba Dylan alındı mı?Dylan bu olayı duyunca ne der acaba? Diye düşünürken okul dolabıma ilerliyorum.Ve Dylan'ı karşımda görüyorum.Hoş bir sesle "Merhaba" diyorum.Ve Dylan merakla hemen "Merhaba,galiba seçmeleri başarıyla geçtin.Bu yüzündeki mutluluk ondan mı?"
-Evet,ama halâ inanamıyorum.Nasıl bu kadar resmimi beğenmiş olabilir ki?
-"Bende geçtim.Harika.Bu sene beraberiz o zaman."diyerek Dylan yanımdan ayrılıyor.Ve bende yemekhaneye atıştırmaya gidiyorum.Yemekhaneye girdiğim gibi herkes bana bakıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Fısıltıları
ChickLitGeçirdiği kazadan sadece kardeşi ve kendisi kurtulan Emily'nin zor hayatını anlatır.