1. Bölüm

398 7 1
                                    

İlk kitabım. 2014.

-

"Hayır, hayır. Kesinlikle bugünkü tedavi için bu süre yeter."

"Ama Sare Hanım, bu şekilde bizi zora sokuyorsunuz. Haydi, tekrar oturun ve devam edelim."

"Ya ben deli değilim anlamıyor musunuz? 2 senedir aynı şeyleri anlatıyorum, siz de dinliyorsunuz. Gelmemem konusunda anlaşalım lütfen, babama söylemeyiz."

"Sare Hanım, ani öfke patlamaları, şiddetli kabuslar ve o beyefendiyi unutamama sorunları yaşıyorsunuz. Biz yard-"

"Yeter Fuat Bey. İyi akşamlar."

Kapıyı hızla çarpıp odadan çıktım. Ardından bu boğucu merkezden. O Fuat denen adam ise, sadece babamın beni burada tutması için verdiği paraya layık olmaya çalışıyordu, o kadar.

Evin kapısını Bensu açtı.

"Hoşgeldiniz Sare Hanım." Montumu aldı ve özenle astı.

"Annemler neredeler?"

"Salondalar efendim."

"Teşekkürler," diye mırıldanırken içeri doğru yol aldım. İçerdeki kasvetli hava beni yine germişti.

"Anne, baba."

"Merhaba Sare." derin nefes alarak "Yine psikoloğundan çıkmışsın. Anlaştığımızı sanıyordum?" dedi babam sakince.

"O adam beni deli yerine koyuyor baba, size yüz kere söyledim. Manyağın tekiymişim gibi yaklaşıyor, söylediklerimi ciddiye aldığını bile zannetmiyorum. Evcil hayvan eğitir gibi terapi mi olur?" dedim sesimin tonunu sertleştirerek. "Bana yardımcı olmuyor. Aksine günümün çoğunu ona verdiğimden insanlarla iletişim kuramaz oldum..."

"Çünkü delisin sen kızım! Sen, bir, delisin, Sare. O adamın yüz ifadesini belleğinden çıkaramıyorsun. Titriyorsun, ağlıyorsun, oyuncakla konuşuyorsun. Sanki ben ister miyim senin böyle bir çocuk olmanı?"

Sonlara doğru sesi alçalmıştı. Gözlerimin dolmasına kızdım. Ben alışkınım. Babam bana sürekli deli muamelesi yapıyor zaten. Ama şarteller attı bir kere. Ayağa fırladım.

"Gerçek ne biliyor musun baba? Gerçek şu ki, ben deli değilim. Ama sen? Sen beni bu evden yollamak için kocaya bile vermeye kalkıştın... Ortaklığınız bozulunca, evlilik de bozuldu ama evliliğin bozulmasını da benim deliliğime verdin. Asıl deli olan sensin."

Sağ yanağımda keskin bir acı hissettim. İşte Bülent Aymaz, gücün buna yeter senin.

Hızla salondan aşağı indim. Evet, sığınağa gidiyordum. Ayaklarıma söz geçiremezken kendimi yine sığınakta Bodur'a -oyuncak eşeğim- sarılırken buldum.

Tamam, bazen bir deliyim, kabul. O adamın ezilmiş bedeni, o an içimi kaplayan suçluluk duygusu ve bana hala bakmaya devam eden bir çift mavi göz. Siz de olsanız delirirdiniz.

Ehliyetimi yeni almıştım, ilk sürüşlerimdendi. Sonra o korkunç kaza... Aklıma yeniden gelmesiyle ellerimi saçlarıma getirdim ve çekmeye başladım. Titriyordum. Bodur beni korku dolu gözlerle izlerken,

"Sakinleş Sare." dedi.

Bodur'a itaat ederek sakinleştim.

-

Yavaşça yukarı çıkmaya başladım. Bodur tek dostumdu. Herkes beni deli zannediyor ve benden uzak duruyorlardı.

Bir tek Ahenk beni hiç yalnız bırakmazdı. Bu zor süreci atlatmaya çalışmamda yardımcı olmuştu. Babamın beni sevmediğinin ve annemin babamdan korkup da tek kelime söyleyemeyişinin de farkındaydı. O, beni olduğum gibi seven tek kişiydi belki de.

Odama girdim ve daha 5 dakika geçmemişti ki annem geldi. Yüzüne bakmamıştım fakat anlamıştım. 'anne' kokuyordu çünkü.

"Kızım," Ona baktım. Devam etti, "babandan ayrılacağım." Güldüm. "Hep aynı şeyi söylüyorsun anne. Benim güçlü annemi mahveden bu adamdan ayrılacağını sürekli söylüyorsun ama gerçekleştirmiyorsun bir türlü."

"Bu sefer gerçek." Önüme bıraktığı kağıtlar kanıtları olmalıydı. İnceledim.

Annem ciddiydi.

"Seni güvenceye almak istiyorum Sare. Antalya'ya gideceksin. Orada bir evim var. Kendime ait. Orada bir süre kalmak zorundasın. Daha sonra boşanıp ben de geleceğim yanına. Sadece bu iş biraz zaman alabilir, o kadar."

Anneme aval aval bakmaya devam ediyordum. Her şey planlanmıştı.

"Tamam." dedim keskince.

O adamdan kurtulmak istiyordum.

-

Eşyalarım tamam gibi gözüküyordu. Derin bir soluk aldım.

Hiç bilmediğim bir yerde, tek başıma ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. 20 yaşında bir genç kızın başına gelebilecek şeyler oldukça tüyler ürpertici görünüyordu.

Annem oradaki evde çalışanların olduğundan bahsetmişti. Genç bir şoför, aşçı ve hizmetliler.

En azından yalnız olmayacağım, diye düşündüm.

Orada arkadaş edinmeye çalışacaktım. Zaten annem beni babam gibi bir deli olarak görmediğinden ve ben istediğimden dolayı tedaviyi bitirmiştim. Orada özgür olmak istiyorum.

Ahenk İstanbul'da kalıyordu ne yazık ki. Ama yaklaşık bir ay sonra o da gelecek. Teyzesinin yanına.

Babamdan izin almak zor olmamıştı çünkü o zaten bunu hep istiyordu. Adını karaladığımı düşünüyordu. Sevinmişti hatta. Bunları düşünürken kapıya dek gelmiştim bile.

Babam cidden gitmeme seviniyordu. Hafifçe gülümsedim ve dışarı attım kendimi. Hemen arabaya atladım ve gazı kökledim. Uçak yolculuklarını pek sevmiyordum, bu yüzden arabamla gidecektim.

Mola vereceğim yerlerde dura dura ilerledim. Antalya'ya nihayet ulaşabildiğimde hava kararmıştı bile. Evi bulup baktığımda tek düşündüğüm şey, yeni hayatımdı.

SEVENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin