Sabah odaya vuran ve gözlerimin anasını ağlatan güneş ile uyanmıştım. Bir süre Deniz'i seyrettim. Adı gibi Masmavi gözlere sahip, sapsarı saçlı, hafif çilli ve İzmir'de yaşıyor olmasına rağmen bembeyaz teni vardı. Kolunda ise anlamını beğendiği bir kaç dövmesi vardı. İçlerinden biri de kiraz desenliydi.. Bunu yaptırmasının sebebiyse bana sürekli kiraz dudaklım diye seslenmesi ve kiraz denildiğinde aklına hep benim geliyor oluşumdu.
Ben bunları düşünürken Deniz'in alarmı çaldı. Bugün çarşambaydı ve sanırım okula gitmesi gerekiyordu. Gözlerini açıp hızla alarmı kapattıktan sonra kafasını geri yastığa koymuştu fakat koymasıyla gözlerini geri açması bir oldu. Benim varlığımı hatırladı herhalde beyefendi.
"Günaydın prenses."
"Günaydın Deniz'im" dedikten sonra yanağına bir öpücük kondurdum ve ayağa kalktım. O da bir süre oyalandıktan sonra ayağa kalkmıştı.
"Deniz yaa ben tüm gün evde sıkılırım ben de mi gelsem seninle okula?"
"Olmaz ben dersteyken de sıkılırsın sen zaten yalnız kalamazsın dışarda."
"Ya Denizz. Hem belki beğenirsem ben de oraya yazılırım."
"Zaten oraya yazılacaksın başka şansın mı var beni yalnız bırakmayı düşünmüyorsun herhalde ha küçük hanım?" Deniz'in dolabından çıkardığım kıyafetlerimi alıp yatağa koyduktan sonra Deniz'e döndüm.
"Belli mi olur belki abim başka yere yazdırır?" dedikten sonra bana döndü.
"Doğru. Çınar abi faktörü var."
"Bu gelebilirsin mi demek oluyo?
"Tamam hadi hazırlan gidelim. Ama uyarıyorum kimseyle konuşma."
"Peki annecim." dedikten sonra yatağa bıraktıklarımı giymeye başladım. Deniz'in yanında üzerimi değiştirmekten utanmıyordum çünkü bunu defalarca yapmıştım. Defalarca hastalandığımda o değiştirmişti üstümü. Sarhoş olduğumda yine o değiştirmişti. Her anımda yanımdaydı o.
Hızla üzerimi değiştirip abimi aramak için telefonumu elime aldım. Abimin adını ararken Deniz gelip omuzlarıma gömleğini koydu.
"Kızım okula böyle mi gidilir ya. Resmen aç hayvanların arasına yem olacağını bile bile gidiyosun."
Deniz'e göz devirip abimi aradım.
"Alo Kumralım"
"Abimm. Napıyorsun?"
"Kahvaltı yapıyorum prensesim şirkete geçeceğim birazdan. Sen napıyorsun?"
"Biz de Denizle okula geçeceğiz birazdan haber vermek istedim."
"Yemek yemeden mi gideceksiniz?"
"Yolda atıştırırız bir şeyler."
"Tamam güzelim. Hoparlöre al telefonunu bi"
"Aldım abi."
"Deniz, Kumsal'a çok iyi bakıyorsun. Kılına bile zarar gelsin istemiyorum. Özellikle 1 metre yakınına sakın ha sakın xy kromozomlu birisi yaklaşmasın. Yaklaşırsa hemen beni ara. Ve dikkatli gidin."
"Tamam Çınar abi sen hiç merak etme gözüm gibi bakarım ona."
"Hadi görüşürüz"
"Görüşürüz abim" diyip kapattım telefonu.
Deniz belimi kavradığı gibi aşağı sürüklemeye başladı.
"Anne biz çıkıyoruz!" diye bağırdı. Sema abla koşarak yanımıza geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kumsal
Teen FictionBen Kumsal. Kemik iliği kanserine sahip bir kızım. Hayat hiç beklemediğim bir yerden vurmuştu tam 2 yıl önce. Her neyse, daha 17 yaşındayım. Ve evet hala liseli ve 12. sınıfım. açıkçası 3 yıl öncesine kadar sınavlar falan götümü tutuşturuyordu. Ama...