12

581 35 47
                                    

Hi guys! Tansiyon dolu bölüm ve vakit kıtlığı...

Iç ses:

Gol atmak şart oldu!

Leptopunu kapatmadan önce gelen maile baktı Ender. "Kahretsin!"derken içinden, sessiz bir şekilde yazılanları okudu.

"Beni bulmanın tek yolu benimle yüzleşmen, kırmızının kadını. "

Galiba Ender bulmuştu, evet.  Çiçekleri gönderen kişiyle mail atan kişi aynıydı.

"Okay...iki haftadır sabr ediyorum fakat yeter artık!" Içinden söylemeli olduğu şeyi yüksek sesle söyleyince Ender arkasından duymuş olduğu sesle laptopun ekranını sertçe kapatmıştı.

Ş: Ender?(sinsi bakışla)
E: (içinden küfr ederek) Efendim?
Ş: Bir şey mi oldu?(sorgular gibi bakar)
E: Ne olacak ki? Sende iyice alıştın...yani...beni takip etmeye...(panikler)
Ş: (ironiyle gülümser) İşim gücüm yok,seni takip edeceğim öyle mi?
E: Bensiz duramıyorsun ya(alayla kafasını sağa eğer)...ondan öyle dedim...
Ş:(sinirlenir) Sende kendine fazla güveniyorsun. Unutma ki abim tek bir sallantıda şutlar seni!
E:(sinirlenir) Sen kendini (derinden nefes alır) böyle mi kandırıyor sun? O düşündüğün şey hiç bir zaman olmayacak Şahika!
Ş: Bu kadar emin olma yengecigim.(el sallar) Aurevior!

Dişlerini bir-birine sıkarken Ender,kasıklarında duyduğu sızıyla hafif bir çığlık attı. Kendine gelip saatine bakınca doktor randevusu olduğunu hatırladı. Yine derinden nefes alıp-vererek gerekli egzersizleri yapmış bulundu. Laptopu kapatarak Caneri aradı ve şirkete gelmesini istedi. Bu süre zarfında ise kendisi doktora gidecekti.

Rutin kontrollerinden sonra tekrar almış olduğu "stresten uzak kalma" uyarısıyla Alp'ın odasına doğru yürümeye başladı Ender. Kapının önüne ulaştığında ise Alp'ın odasından çıkan Nihal'i görür görmez kazandığı zaferin verdiği mutlulukla dudak ucu gülümsedi. Kendisine doğru tutkun bakışlar eşliğinde hareket eden Nihal ise anın şaşkınlığıyla "Ender.."diye hitab etti "rakibine".

E:(gülümseyerek) Nihalciğim? Nasılsın?(kendine has tınısıyla)
N: Iyiyim..de...asıl sana sormalı(gözüyle karnını işaret eder) sen nasılsın?
E:(sırıtar) Çok iyiyiz hayatım.
N:(kafa yeller) tebrik ederim. Aslında az önce Alp'ta ara-sıra ona uğradığından söz ediyordu bana..ne güzel oldu karşılaşmamız. (Imayla)
E: Benim burada da doktorum var. O yüzden bazen  uğruyorum kendisine.
N: Eh...size hoş sohbetler o zaman!
E: Babay tatlım!(sinsice sırıtarak  yanından geçip gider)

Alpla Nihalin bunca zaman içinde defalarca kez buluştuklarını biliyordu Ender. Şöyle ki, Caner Alp'ı izlediği zaman, Emir de Nihali takip etmekle meşguldü. Sadece bir kaç günün sonunda her kes kendi istediğini elde etmeyi başarmıştı.

Alp'ın odasına dahil olduğunda Ender masum bir ifade ile adamı selâmlamıştı. Ardından havadan sudan konuşup, geçen defaki çiçek olayıyla ilgili yaşamış oldukları yanlış anlaşılma  ya da,açıklık getirmek istemişti. Tabiiki Alp yaşanan her şeyin basit bir heyecan ve gereksiz bir şey olduğunu ifade ederek konunu kapatmayı daha doğru bulmuştu.

Günün tüm yorgunluğu ile şirkete zorlukla ulaştı Ender. Galiba içindeki can büyüdükçe dertleri iki değil de, dört  katına kadar çıkıyordu. Odasına girdiğinde ise Caneri ayakta görmesiyle yüzüne masum bir gülücük kondu. Anında kardeşinin boynuna sarılmasıyla günün stresini atmaya özen gösterdi.

C: Bakıyorum özlemiş birileri beni...(oturur)
E: (çantasını masaya bırakır) Sana çok ihtiyacım var Caner.
C:(durumu anlar) Abla...ben bu mail olayını çözemiyorum. Hesabı hacklettik fakat...
E:..(derinden nefes alır) ...evet Caner...her kimse, her seferinde , artık nasıl oluyorsa haber tutup farklı mail kullanıyor.
C: E tabi işini sağlama almak istiyor herhalde.
E: Caner benim her ne yapıb onu bulmam lazım .Evliliğim tehlikede  benim...
C: Abla..yani Kayaya söylesen olmaz mı?
E:(sinirlenir) Ha...oldu! Gizli bir sapık tarafından abuk-subuk yerlere çağrılıyorum mu diyeyim Caner?! Zaten çiçekten sonra delirmişti! Birde bunu öğrenirse iyice delirir!
C: Tabii ya adam Sedai meselesinden sonra iyice havadan nem kapar oldu. Ayrıca o meselede de suç sendeydi yani. Eğer ilk baştan adama her şeyi açık-açık söyleseydin işler o kadar kötü hâle gelmezdi .

Bitirdiği lafıyla Caner, Enderin fırlatmış olduğu kalemi havada yakalayarak ağzına fermuar işareti yaptı.

E: Saçma sapan konuşma da, beni dinle!
C: Tamam ablacığım...planımız nedir?
E:(yutkunur) Mail atıp  geleceğimi haber edeceğim ona....(arkasına yaslanır )
C: Ne?!(bağırır) Delirdin mi abla sen ? Karnın burnunda halinle ...
E:(kızar) Saçmalamayi kes Caner! Benim yerime sen gideceksin!
C: ...oooo...cehennemde zebani gibi kazan karıştırma sürem daha da artıyor desene!(Enderin yüzünü kıp kırmızı görünce susar)
E:(göz devirir) Her ihtimale karşı Emiri de al yanına. Uzaktan sizi izlesin..hatta mümkünse fotoğraf falan çeksin,ileride lazım ola bilir.
C:(kafasinı  olumlu anlamda yeller) Hay hay ablacığım! Zaten Emirle ben, bu işlerde doktora yapmış adamlarız!

Caneri gönderdikten sonra Ender, kendi telefonundan mailine girdi ve bilir kişiye nihayet cevap verdi.

"Okay. Bu gün saat yedide buluşalım. Mekânı sen belirle. "

"Fikrini ne değiştirdi bilmiyorum. Ama geleceğin için kendimi çok şanslı hiss ediyorum. XXX'a gel. Sadece iki mahelle ötede eski bina var. Görünce anlayacaksın zaten. Korkma, sana zarar vermem."

Sadece 25 dakika sonra karşı taraftan almış olduğu yanıtı okurken kadın "Allahın manyağı!"dedi sinirli bir ses tonuyla ve adresi Canere söylemek için tekrar telefonunu kullandı.  

Daha saat yedinin yarısı bile olmamıştı . Fakat Ender heyecanını bastırmak ve zamanın çabuk geçmesini saglamak adına şirketten çıkarak,   kendini alışverişe kaptırmıştı. Ne de olsa 5 aydan fazla süren bir hamileliği vardı ve kilo aldığı için giysilerin bir çoğuyla sorun yaşıyordu.

Saat yedi tamamda ise telefonuna Canerden gelmiş olan mesajla , artık  yüzleşme zamanının geldiği belli olmuştu . Ek olarak Ender Canere kişinin kimliğini öğrendiğinde,  kendisini görüntülü aramasını da, mesajla belirtmişti. Fakat ne hikmetse neredeyse 1 saatten fazla Canerin beklemesine rağmen gizli kişi ortaya çıkmamış ve galiba Enderin planından haber tutmuştu. Enderse durumu öğrendiği zaman bundan böyle her şeyin daha kötü olacağını tahmin ederek alış veriş paketleriyle birlikte taksiye binmiş ve eve doğru yol almıştı.

Içinde verdiği savaşa yenik düşmemek adına derin bir nefes alarak pencerenin önüne yaklaştı Kaya. Az önce yapmış olduğu harekete hakk kazandırmasa bile, kadının gerçektende sakladığı bir şeylerin olduğuna emin olduktan sonra iyice sinirlenmişti. Bir taraftan Endere güveniyor, yani yanlış bir hareket yapmadığına emin olmak istiyor,öte yandan da içi-içini yiyordu. Derken tüm bu düşünceleri bir kenara bırakıp duymuş olduğu sesle yüzünü camdan,  dikmiş olduğu manzaradan ayırdı ve yanına yaklaşan kadına doğru çevirdi.

Aşkım...(gülümseyerek)

....(sakince bakar).....

Nasılsın?(sarılarak yanağından öper)

....Neredeydin?(asık surat ve çatık kaşlarla)

(Duraksar) Alış verişte (paketleri işaret ederek)

Başka?(paketleri umursamaz)

(Zorla gülümser) Nasıl yani başka?(tedirgin olur)

Gizli hayranının kim olduğunu bula bildin mi peki?!(sertçe)

Gözleri sonuna kadar açılırken kadının, yaşamış olduğu heyecandan dolayı kalbi boğazına ulaşmıştı sanki....

YASAK |2| ▪EnKay▪Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin