/2/

148 17 2
                                        

Nehra'nın henüz gelmediği bölümlerden birini atayım dedim. Evet, gece gece...

Birazasli iyi okumalar diler...

Bazen aynaya bakmak gibiydi karşındaki insanın gözlerine bakmak. Kimi zaman hissettiğinin tam tersini, kimi zamanda aslında olan gerçeği görmek için en iyi seçenek olurlardı. Tabi, bir çift göze değil de yalnızca bir tanesine bakmak insana tuhaf hissettiriyordu. Alışılagelmişin dışında olan bu göz renkleri nedeniyle kendini unutuyorsun mesela. Aynaya değil de, karşındakine bakıyorsun o zaman. 

Bu yüzden saniyeler içinde kafama silah dayamasına müsaade ettim. Ve hatta şu soruyu sormasına: 

"Kimsin sen?"

"Kim miyim? Ben, Devrin Erendiz. 23 yaşında, üçüncü sınıf olması gerekirken bir akıl hastanesine kapatılmak zorunda kalan tıp öğrencisiyim. Geliş nedenim ileri derecede psikoz hastası raporuna sahip olmam ama aslında yalnızca hapishaneye girmek istemeyen bir katilim. Babam Savcı Aydın Erendiz, kızının bir katil olmasındansa deli olmasını tercih etti. Yani öyle afilli bir hikayem yok."

Kolundaki yarayı hiç umursamadan, anlattıklarım umurunda değilmiş gibi gözlerimin en içine bakarak yeniden sordu. 

"Neden beni takip ettin?"

"Takip mi?" diye sormaktan alamadım kendimi. Diğer yandan, buraya geldim geleli en uzun konuşmamı yaptığım için kendime hayret ediyordum. "Tamamen şans." diyerek yalanladım onu. "Asıl senin bu deli hastanesinde, kolundaki kurşun yarasıyla ne işin var?"

"Soru sormadığım sürece konuşma." diyerek silahın güvenliğini açtı. Ardından Serhat'a bir bakış attı. "Ne zaman geldi bu kız?"

"44 gün önce." dedi tek seferde. Kaşlarımdan biri havaya kalkarken Serhat'a bakmadan edemedim. 

"Sen de mi günleri sayıyorsun? Ah, pardon... Çalışan olduğunu düşünüyordum ama sen de deliymişsin anlaşılan."

"Sana ne dedim ben?" Sesi oldukça gürdü Kıraç'ın. Hani, ölmek mi istiyorsun, gibi bakıyordu bana. 

Sustum. Ölmeyi isteyip istememekten değil de, bu adamın beni vuracağını ve ölmezsem büyük ihtimalle kendi kendimi ameliyat etmek zorunda kalacağımı düşünerek sustum. Yani, deli olduğumuzu iddia eden raporumuz var ama o kadar da değil. 

"Niye geldi bu kız? Ne biliyorsan anlat!" dedi yeniden Serhat'a.

"Abi, kız birini öldürünce babası rapor çıkarttırmış. Bahadır ilgileniyordu ölmeden önce ama geldiğinden beri yemin ederim ilk defa bu kadar çok konuştu. Yani biz de tam bilmiyoruz neler döndüğünü. Babası savcı söylediği gibi, en son 3 gün önce ziyarete geldi ama görüş yasağı var diye almadık. Başımıza bela olacak diye demiyorum ama takip etmesi için birilerini görevlendirdik."

"Aklınızca beni yakalayıp hapse mi attıracaksınız?" dedi Kıraç birden. 

"Sende ileri derecede paronayaklık olabilir mi? Resmen komplo teorisi ürettin." yanıtını alınca bana doğru bir adım attı. 

"Uyumadan önce... Her gece ama her gece... Yatağının altını kontrol edecek kadar paranoyak ederim seni. Değil bu klinik, değil hapishane, değil babanın evi koruyamaz seni. Bir daha gözlerini bile kapatamayacak hale gelirsin." Pekala... Şu an az öncekinden daha ciddi duruyordu ve bundan daha ciddi hali var mıydı, emin değildim. "Beni ciddiye al." diye ekledi.

"Adamı nasıl öldürmüş?" diye sordu birden. Tam ağzımı aralamıştım ki, bana sormadığını belli eden bir bakış atmak için tek kaşını kaldırdı. 

Akıl Ustası (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin