Geri dönüş yolu ne kadar sakin geçsede Cheng'in içi rahat değildi. Kafasında dönüp duran düşünceler bir an bile rahat bırakmıyordu. Lan Qiren bunu yapanları bulacağını,şimdilik güvende olması için Xichen'in varlığından kimseye söz etmemesini, ölü bilinmesinin daha iyi olacağını ve bunun zamanı geldiğinde düşmanları bulmayı kolaylaştıracağını söylemişti.
Cheng'in düşüncelere dalmasına sebep olan ise Qiren'in yarısı kesilmiş sakalını düzeltmeye çalışarak zorlukla yeğeninin Yunmengte kalmasını rica etmesiydi. Dün gece Wuxian ve Wangji sarhoş olmuştu. Doğruyu söylemek gerekirse Wangji, Wuxian yüzünden su içtiğini düşünerek imparatorun gülümsemesi içmişti. Wuxian'ın en son hatırladığı şeyse bichen'i kınından çıkartıp Qiren'e doğru yaklaşıyor olmalarıydı.
Sonuç olarak bu mesele sonraya ertelenmişti. Ne de olsa kaldırılması gereken ama olmayan bir cenaze vardı. Bu sırada elbette Wei Wuxian bu sahneye kahkaha atmamak için kafasını Lan Zhan'in sırtına gömmüş bir şekilde arkasında saklanmıştı. Wangji'nin ise kulakları kızarıktı ve kafasını yerden kaldırmıyordu. Xichen Cheng'in çantasında o ikisini izleyip içten içe gülüyordu. Cheng ellerini önde birleştirip kabul etmiş Wei Wuxian haricinde kimsenin öğrenmeyeceğine söz vermişti.
🧼🧼🧼
"Meow meow meow..."
Kedi, odanın içinde oradan oraya koşup duran Cheng'in ayaklarına sarılıp yürümesine engel oluyordu ve Cheng çoktan 20 dakika gecikmişti. En sonunda yastığın altında mor kurdelesini bulmuş ve saçını at kuyruğu şeklinde bağlamıştı.
Zidianı da eline taktıktan sonra masasındaki mavi gözlerle ile karşılaştı. Cheng derin bir iç çekip kediyi kafasından öptü.Puf*
"Jiang Cheng, nereye gittiğini sanıyorsun?"
"Xichen... bak yeterince geç kaldım daha fazla bekletmek istemiyorum bu yüzden daha sonra konuşuruz. Eğer kedi formuna geri dönersen bir şeyleri devirme tamam mı görüşürüz!"
"Bekle bekle, beni de yanında götürmezsen... arkandan gelirim! Bunu istemezsin değil mi?"
Kapıdan neredeyse çıkmış olan Jiang Cheng yavaşça ve bıkkınlıkla geri döndü, kolundaki elden kurtuldu.
"Xichen nasıl kedi haline geri döneceğini hala bilmiyoruz bu yüzden beni oyalamayı bırakta gideyim. Çoktan varmış olmam gerekirdi."
"Hayır hayır hayır, yalnız kalmak istemiyorum. Hem birlikte gidecektik söz vermiştin, şimdi gidelim. Neden o pislikle buluşmak zorundasın?"
Jiang Cheng gözlerini devirdi. O söz için tüm gece boyunca odanın içini turlayıp konuşup durmuştu ve Cheng dayanamayınca söz demek zorunda kalmıştı. Şimdi bunun bahsini duymak bile sinirlerini bozuyordu.
"Burada kalıyorsun Xichen akşama görüşürüz. Wuxian sana yemek getirecek, öğünlerini atlama."
"..."
Puff*
🧼🧼🧼
"Neden bu kadar ısrarcı olmak zorundasın sadece bir günlüğüne böyle olacaktı."
"Meow.."
"Ugh... kiminle konuşuyorum ki."
"Hey, Jiang Cheng!"
"Bailong çok beklettim mi ben ah... uyuyakalmışım."
Bailong Cheng'e doğru yürüyüp sarıldı ve geri çekilirken konuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/273115771-288-k332490.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
风花雪月-𝔁𝓲𝓬𝓱𝓮𝓷𝓰
FanficJiang Cheng, büyük ağaca yaslandı tek istediği dalga sesleri eşliğinde biraz yalnız kalmak ve kafa dinlemekti. Yan tarafından gelen bağırmalar ise kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. "Jiang Wanyin! Wanyin neredesin? Senin için elma topladım, tadına b...